Diş Hekimi Dr. Melih Şengül, “Genellikle 20’li yaşlar itibariyle çıkmaya başladığı için 20 yaş dişi olarak adlandırılsa da bu dişler bazen 15 yaşında, bazen 30 yaşında çıkabilir. En son çıkan daimi dişlerden sonuncusudur. Artık yetişkin seviyesine geçildiğinin işareti olarak görülür” dedi.
Bazen çıkarken bazen de çıkmadığı için var olan dişleri sıkıştıran, ortodontik tedavi ihtiyacına sebep olabilen 20 yaş dişleri, çene eklem problemlerine yol açabiliyor. Diş Hekimi Dr. Melih Şengül çıksa da çıkmasa da soruna yol açabilen 20 yaş dişleri konusunda tüm merak edilenleri şu şekilde yanıtladı:
“Genellikle 20’li yaşlar itibariyle çıkmaya başladığı için 20 yaş dişi olarak adlandırılsa da bu dişler bazen 15 yaşında, bazen 30 yaşında çıkabilir. En son çıkan daimi dişlerden sonuncusudur. Artık yetişkin seviyesine geçildiğinin işareti olarak görülür.
20 yaş dişi hiç gelişmemiş, var olmayan bireyler de vardır. Kişide 20 yaş dişi çıkmamış ya da hiç oluşmamış olabilir. Ağzımızda 4 tane olan 20 yaş dişlerinden üçü var biri yok, ikisi var ikisi yok gibi vakalar da görülebiliyor. Gözlemlerimize göre konuşmak gerekirse, bu dişler çiğneme fonksiyonlarına pek katılmıyorlar. Meslek hayatımda, çene kemiği, alt ile üst 20 yaş dişlerinin birbirine kavuşacak kadar geniş olduğu, rahatlıkla çıkabildiği çok az hasta gördüm. Dolayısıyla o dişler çıkmaya çalışırken ya yamuk çıkıyor, yanağa doğru baskı yaparak problemli çıkıyor; çıkmaya çalışırken ağrı yapıyor, öndeki dişi çürütebiliyor ya da çıkabildiyse de ulaşılamayan bölgede olduğu için genellikle hasta o dişi temizleyemiyor, fırçalayamıyor. Genellikle çıkmaya çalışırken daha büyük problemler oluşturabileceği için daha o aşamada çekim planlanmasını uygun buluyoruz.
Her 20 yaş dişi çekilmez. Bazısı nadiren olsa da yerini bulmuştur. Artık oturmuş, bir çapraşıklığa neden olsa da olmuştur zaten. O saatten sonra durduk yere bunu çekelim demeyiz. O çapraşıklığa neden olmadan önce o dişi çekmenin faydalarını da yadsıyamayız. Diyelim ki 20 yaş dişi çıktı ve çiğnemeye katılıyor, gayet güzel kapanış da verdi o zaman da çekilmez. Çiğneme sisteminde düzgün ve sürdürülebilir şekilde doğru fonksiyona ulaşmış 20 yaş dişleri ile ilgili bir problemimiz yok. Onların ağızda kalması elbette önemli.
Çıkmış 20 yaş dişleri bazen diğer dişleri iterek çapraşıklığa ve kapanış sorunlarına yol açabilir. Bu da ortodontik tedavilere ihtiyaç duyulmasına sebep olabilir. 20 yaş dişlerinin çıkmaması ise başka sorunlara yol açabilir. Bu dişler çoğu zaman gömülü kalır. Eğer 20 yaş dişi gömülü ise uzun zaman rahatsızlık vermeden uyuyabilir. Bu sebeple ara ara takip edilmesi gerekir. Yılda bir kez film veya röntgen ile bakılmasını öneriyoruz. Bazen yan dönmüş de olabiliyorlar. Ağız içinde sürecek gibi bir pozisyona sahip olmadığı oluyor. Genellikle problem açtığı veya açabileceği için çekilmesi daha doğru oluyor. İleride problem açmasını beklemek doğru değil. Problem açtığında maalesef müdahale için geç kalınmış, çevresindeki dişlere de zarar vermiş oluyor.
Çiğneme sistemi açısından baktığımızda; 20 yaş dişinin çıkacak olması, oradaki dokuları kabartarak çiğneme etkinliğini bozabilir. Çene hareketlerinde kısıtlılığa neden olabilir. Çiğneme hareketlerinde neden olduğu kısıtlılık, eklem problemlerini doğurabilir. Eklem ve çene doğru şekilde, ön-arka-yan hareketlerde kısıtlamaya uğrayabiliyor. Bazen de 20 yaş diş çapraşıklığa neden olur ve çiğneme sistemini bozabilir. Bu durumda o dişi çekmek yeterli olmaz, yeniden çiğneme sistemini düzeltmek için tedavi gerekebilir. Çekilen 20 yaş dişinin yerinin boş kalması çiğneme etkinliğini bozmaz, çiğneme sorunlarına yol açmaz bilakis var olması daha çok problemlere neden olur.
Hareket kısıtlaması ve çapraşıklığa yol açması yanı sıra 20 yaş diş bölgesine diş fırça erişimi ve temizlemesi de zordur.
20 yaş dişi yükseltisi sebebiyle, çene hareketlerine kısıtlamaya yol açabilir. Bu sebeple çekmek gerekebilir. Önemli bir nokta da, 20 yaş dişini probleme yol açmadan çekmektir. Bazen diş hekimi olarak yol açacağı problemleri görüp hastamıza uyarırız. Hastamız “şu an problemim yok ki, niye çekelim, kendi dişim” gibi düşünüyor. Ancak sonrasında daha travmatik, derin ve masraflı tedaviler gerekebiliyor. Bu tedavilerden kurtarmak için esas önemsediğimiz, ağız sağlığı stabilizasyonunu değiştirmeyecek, ömür boyu aynı şekilde sürdürülebilir olan çiğneme sistemini korumaktır. Bunun önünde tehdit oluşturan 20 yaş dişleri zaten bellidir ve çekilmesi daha doğru olacaktır.
Duruma, tamamen kemiğin içinde gömülü veya kemiğin içinde ama bir kısmı da kemiğin dışında, diş eti ve kemiğinin epeyce içinde olan dişler olarak bakıyoruz. Eğer artık ağız içinde açılımı varsa ve gömülüyse de onu çekmek gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü açıklığın olmasıyla beraber ağız sıvıları, yediklerimizin kalıntıları o bölgeye gidiyor ve fırçalanamayan bir bölge olması birtakım rahatsızlıkları daha normalden hızlı tetikliyor.
Herkesin hayatında başına gelen ve tatsız şeylerden biri olarak adlandırılır 20 yaş diş çekimi. Günümüzde bu operasyonlar geçmişe göre daha basit yollarla, daha az travmalarla, daha kolay ve ağrısızı bir şekilde yapılabiliyor. Gömülü çekim ve normal çekim arasında farklar var elbette. Bazen dikiş atılması gerekebiliyor ama genellikle 1 hafta içinde bu sorunlar ortadan kalkıyor ve 20 yaş diş çekimi birkaç gün içerisinde kendi kendine iyileşebiliyor.”
Yorumlar (0)