Geçmişten günümüze kadar sosyal güvenlik sistemimizin yürütümünde, norm ve standart birliği kurulamadığından, aylığa hak kazanma koşullarında ve emekli aylıkların hesaplanmasında bütünlük sağlanamamıştır. Üç ayrı statüde (SSK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI) emekli aylıkların hesaplanması, nimet/külfet dengesini bozmuştur.
4/a sigortalıları için uygulanan gösterge sistemi, 4447 sayılı Kanunla 2000 itibariyle yürürlükten kaldırılmış ve emekli aylıklarının hesaplanmasında karma sistemin getirilmesi, kök aylıklarda farklılıklara neden olmuştur.
2000 öncesi dönemde gösterge değerlerin güncellenmesi tam yapılmadığından, intibak talepleri gündeme getirilmiştir. Hükümet, bu talebi yerinde görmüş ve 6283 sayılı Kanunla, 2000 öncesi SSK emeklilerin intibakı yapılmıştır. İntibakta devamlılık önemlidir. 2000 sonrası dönemde emekli olanların 6283 sayılı Kanun hükümlerine göre intibaklarının yapılmaması, eşitliği bozan bir sorun olmuştur. Örneğin, 1999 Aralık ayında emekli olanla, 2000 Ocak ayında emekli olanlar arasında ciddi bir aylık farklı bulunmaktadır. Bu nedenle, 2000 sonrası emeklilerin intibakı yapılmalı ve eşitlik sağlanmalıdır.
2000 sonrasında emekli olanların aylıkları, sigortalıların hangi kanun döneminde çalıştıklarına bağlı olarak karma sisteme göre hesaplandığı için bir sistem sorunu olmuştur. Karma sistem yerine, çalışılan tüm yıllar için tek bir sistem üzerinden emekli aylıkların hesaplanması yapılsaydı, özellikle prim kazancı asgari ücret olan sigortalıların kök aylıkları böylesine düşük belirlenmeyecekti.
20 yıl önce 3600 gün üzerinden emekli olan bir sigortalının aylığı ile 20 yıl sonra 7200 gün üzerinden emekli olan bir başka sigortalının aylığı karşılaştırıldığında, 7200 günü olan emeklinin kök aylığının daha düşük olduğu görülmüştür.
Sosyal güvenliğin tek bir kuralı vardır. Prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı aynı olan sigortalılara eşit aylık ödenmesidir. 2000 sonrası dönemlerde emekli olanların 6283 sayılı kanunla getirilen kurallara göre intibakı yapılmalı ve eşitlik sağlanmalıdır.
Her yıl belirlenen güncellenme katsayısı ve altı aylık emekli aylıklarına yapılan zamların farklı olması, 5510 sayılı Kanunun önemli bir eksiği olarak değerlendirilmelidir. Bu duruma en çarpıcı örnek; 2024 emekli olanların aylıkları, 2025 yılında emekli olacaklara göre yüzde 30 fazla olmasıdır. Tahsis talep tarihine bakılmaksızın prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı eşit olan sigortalılara eşit aylık ödenmesi için aylık hesaplama sisteminde köklü değişikliklere gidilmelidir. 2000 sonrası dönemde gösterge sistemi olmadığından, karma sisteme göre hesaplanan aylıklar kendi içinde farklılık göstermiş ve yüzde 35 alt sınır aylık bağlama oranı çok yetersiz kalmıştır.
Sigorta primlerinin ödenmesinde 4/a, 4/b, 4/c gibi statülerin olmaması gerekir. Memur, işçi ve esnaf tanımları yerine, derecesi ve kademesi belirlenen gösterge değerleri belirlenmelidir. Primlerin ödenmesi ve aylıkların hesaplanması tek bir kurala bağlanmalıdır.
Geçmiş uygulamaların analizi kapsamlı yapılmalı ve doğru bir sentezle sigorta mevzuatı yeniden düzenlenmelidir. Sosyal güvenlik hakları, temel bir insan hakkıdır. Sosyal güvenlik ve emeklilik, siyaset üstü bir alandır. Bu konuda yapılması gereken, bilimsel çalışmalar yapan üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve bu alanda uzmanlaşmış kişilerin görüşlerini bir bütünlük içinde değerlendirmektir.
Gelecek güvencesi olan emeklilik gibi kutsal bir hakkın korunması ve emeklilik döneminde zorunlu ihtiyaçları karşılayacak emekli aylığının ödenmesi, sosyal hukuk devletinin ve sosyal güvenliğin bir normu olarak benimsenmelidir.
Yorumlar (0)