ABD'de yaklaşan başkanlık seçimleri, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de büyük bir merak ve dikkatle takip ediliyor. Ancak, ABD başkanlık seçimlerinin Türkiye'ye etkileri konusunda farklı görüşler bulunuyor. Taceddin Akbaş'ın köşe yazısı, bu konuda çarpıcı analizler sunuyor.
Taceddin Akbaş, ABD'deki başkanlık seçimlerinin sonucunun Türkiye için önemli olmadığını vurguluyor. Akbaş'a göre, kim başkan seçilirse seçilsin, ABD'nin derin devleti ve Siyonist lobilerin etkisi altında kalacaktır. Bu durum, ABD'nin dış politikasında köklü bir değişiklik olmayacağı anlamına geliyor.
Dış politika ile az çok ilgilenen herkesin bileceği gibi, ABD'de Kasım ayının 5’inde bir Başkanlık seçimi yapılacak. Ancak bu seçimlerin sonuçlarını merak eden sevgili okurlarıma belirtmeliyim ki, benim ABD’deki seçimleri kimin kazanacağına dair en küçük bir merakım yok. Çünkü ABD'nin başına kim geçerse geçsin, Amerika Derin Devletinin ve Siyonistlerin uşaklığını yapacaktır ki bu, bugüne kadar hep böyle olmuştur ve bundan sonra da böyle olacaktır.
ABD'nin başkanının kim olacağı konusunda hiçbir endişem olmadı. Asıl merak ettiğim konu, geçtiğimiz çarşamba günü yapılan Burdur Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde kimin başkan olacağıydı. ABD'nin başına kim geçerse geçsin, Siyonist İsrail'in kulu kölesi olacak. Eğer bunu yapmazsa, başkanın ya hayatı ya da koltuğu bir şekilde elinden alınacaktır. Bu ülkenin başkanları, bizim eski dönemlerin cumhurbaşkanları gibi sembolik ve göstermelik birer başkan olup noter görevi yapacaklar. Ancak bizim gazetelerimiz, radyo ve televizyonlarımız, bu başkan adaylarına doğmamış çocuğa don biçer gibi ömür biçiyorlar ve ona göre de puan veriyorlar.
Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a diplomatik nezaketten uzak ve küstahlık içeren bir mektup gönderdi. Mektupta, "Sayın Başkan! Gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce insanın öldürülmesinden siz sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türkiye'nin ekonomisini yok etmekten sorumlu olmak istemem. Ama bunu yaparım," diyerek Türkiye'yi tehdit etti.
Papaz Brunson konusunda da örnekler veren Trump, "sert olun ama akıllı olun" diyerek Türkiye’ye akıl verdi. Trump, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemleri alması nedeniyle CAATSA yaptırımları uyguladı. Ancak, Türkiye bu tehditlere kulak asmadan Barış Pınarı Harekâtı'nı gerçekleştirdi ve PKK ve YPG’nin inlerini yerle bir etti.
ABD’nin 2,5 asırlık tarihinde bir tek Türk dostu başkan seçildi: John F. Kennedy. Ancak, Kennedy de emperyalistler ve Siyonistler tarafından fazla yaşatılmadı ve suikaste kurban gitti. Kennedy, insaflı, izanlı ve merhametli biri olarak Türk veya Türkiye dostu bir yapıya sahipti. Ancak, ABD'nin başına Kennedy'den sonra Türk veya Türkiye dostu bir başkan getirilmedi ve getirilmeyecektir.
Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin sonuçları, ne dünyamızın ne de ülkemizin hayrına olacaktır. Bu yüzden, biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmeli ve iç ve dış düşmanlara karşı kendi tedbirlerimizi almalıyız. Türk’ün Türk’ten, Müslüman’ın Müslüman’dan başka dostu olmadı ve olmayacaktır.
Taceddin Akbaş, ABD'nin başkanlık seçimleri ile ilgili bu çarpıcı analizinde, Türkiye'nin çıkarlarını ve uluslararası ilişkilerdeki gerçekleri göz önüne seren bir perspektif sunuyor. Bu yazı, ABD'nin dış politikası ve Türkiye üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak isteyenler için önemli bir rehber niteliğinde.
Yorumlar (0)