Türkiye'de sağlık sisteminin ve randevu sorununun yükü acil servislere yığılıyor. Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Yiğit, “Ülkemizde acil kalabalığı gerçekten çok ciddi bir sorun. Tüm dünyada bu konu üzerinde yapılmış araştırmalar ve yapılmış eleştiriler var ama Türkiye örneği hiçbir ülkede görünmüyor. Hekimin yorgunluğu, kalabalığın içinde gerçekten ihtiyacı olan hastaya yeterince özen gösterilememesi, maalesef kişilerin zarar görmesine yol açıyor ve toplum sağlığını tehdit eden bir duruma dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Yiğit, Antalya'da düzenlenen 10. Avrasya Acil Tıp Kongresi ve 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi'nde acil serviste değişen dinamikler hakkında açıklamalarda bulundu. Durumu acil olan hastaların yanında hastanelerde randevu bulamayan hastaların da acil servislerde yoğunluk oluşturduğunu aktaran Prof. Dr. Özlem Yiğit, doktorların da yoğun çalışma şartları nedeniyle mağdur olduklarını dile getirdi.
“Türkiye örneği hiçbir ülkede görünmüyor”
Prof. Dr. Özlem Yiğit, “Ülkemizde acil kalabalığı gerçekten çok ciddi bir sorun. Tüm dünyada bu konu üzerinde yapılmış çalışmalar ve yapılmış eleştiriler var ama Türkiye örneği hiçbir ülkede görünmüyor. Nüfusunun toplamından çok daha fazlasının acil servise başvurduğu, bu kalabalığın gerçekten çözümsüz hale geldiği başka bir örnek yok. Biz kongrelerimizde bunu konuştuğumuz zaman, diğer ülkelerden ‘bu kadar kalabalık hastaya nasıl bakılabilir' şeklinde tepkiler alıyoruz ve durum anlaşılmaz hale geliyor. Ve bu sorun gittikçe büyüyor. Kalabalık olmasının hem hekimler için hem hastalar için çok ciddi sakıncaları var. Sağlık sistemindeki yaşadığımız sorunlardan belki en önemlilerinden bir tanesi bu” diye konuştu.
“Toplum sağlığını tehdit ediyor”
Vatandaşların acillere akın etmesi nedeniyle hastanın hekime ulaşmasının da zorlaştığını kaydeden Prof. Dr. Özlem Yiğit, aslında acil durum olmadığı halde randevu bulamadığı ya da işinden izin alamadığı için birçok insanın da acil servislere başvurduğunu ifade etti. Prof. Dr. Özlem Yiğit, “Acillerin değişimine kalabalık sorunu özelinden bakarsak, kalabalık olması hastanın hekime ulaşmasını zorlaştıran bir faktör. Bu kalabalığın içinde, durumu acil olan ve tedaviye ulaşması gereken insanlar var. Bunun dışında acili bypass yeri olarak kullanan, “İzin alamadım, başka polikliniğe gidemedim, aslında acil değilim ama burada işimi halledeyim” diyen bir popülasyon da var. O hastaların arasında bizim gerçek acil olan hastalarımıza ulaşmamız zorlaşıyor. Hekimin yorgunluğu, kalabalığın içinde gerçekten ihtiyacı olan hastaya yeterince özen gösterilememesi, maalesef kişilerin zarar görmesine yol açıyor ve toplum sağlığını tehdit eden bir duruma dönüşüyor” şeklinde konuştu.
“Nüfusumuz yaşlanmaya başladı”
Türkiye nüfusunun demografik yapısının değişmeye başladığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özlem Yiğit, şöyle devam etti: “Nüfusumuz yaşlanmaya başladı. Yaşlılar daha kırılgan, onlarla ilgili problemlerimiz daha çeşitli, genç hastalarda gördüğümüz problemlerin farklı versiyonlarını görüyoruz ve bunları da uygun zamanda uygun şekilde değerlendiremezsek maalesef atlama riski taşıyoruz.”
Yoğunluğun ve ağır çalışma şartlarının önüne geçebilmek için çözüm önerilerinde bulunan Prof. Dr. Özlem Yiğit, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Ne yapabiliriz kısmında öneriler çok ama uygulama için herkesin çaba göstermesi gerekli. Öncelikle, birinci basamağın güçlendirilmesi çok iyi bir adım olabilir. Kronik sorunların takibi, hastanın hekime ulaşması gerektiğinde ulaşabileceği ilk basamağın kolaylaştırılması ve etkinleştirilmesi acile olan gereksiz başvuruları azaltabilir. Kronik hastalıkların daha kötü sorunlar haline gelmeden önce çözülmesi, kırılgan dediğimiz popülasyonların zarar görmesini önleyebilir. Yine acillerde uygulanacak triyaj sistemleri, dünyanın birçok ülkesinde ve ülkemizde de kullanılan ‘gerçek acil hastayı ilk değerlendirmede tanıyıp onu daha önce içeriye alma' prensibiyle çalışan algoritmalar etkin bir biçimde faaliyete geçerse hastalar için de biz hekimler için de iyi ve daha güvenli bir hasta bakım hizmeti mümkün olabilir.”


Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)