Akdeniz’de ki petrol ve yaklaşan sarı yeleklilerin Türkiye ayağı
İsimlerini tek tek vermeye gerek yok, açıp azıcık takip ederseniz kimler olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz
İsimlerini tek tek vermeye gerek yok, açıp azıcık takip ederseniz kimler olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Yaşanan her meseleyi kaşıyor, bir patlama noktası oluşturabilmek için fitne üstüne fitne yayıyorlar. Sanki bir yerden talimat almış gibi birlikte hareket ediyorlar. Bu kez sadece bir Gezi eylemiyle yetinmeyi düşünmüyor gibiler.Daha doğrusu Gezi tarzı yeni bir eylemle birlikte içeride büyük bir kaos çıkarmak, ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koymasını sağlamak. Bazı bölge uzmanlarının, “15 Temmuz denemeydi. Asıl iç savaş 2019’da çıkacak” teorisini haklı çıkarmak amaç… Peki neden şimdi? Aslında bu sorunun cevabını Türkiye Gazetesi Yayın Koordinatörü Yücel Koç çok güzel verdi dün yazdığı yazıda. Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi’nin 2010 yılında hazırladığı ve bizim gözümüzden kaçan bir rapora dikkat çekiyor Yücel Koç.Biraz uzun alıntı yapacağım ama her satırı dikkatle okunmaya değer: “Bizler içeride Ergenekon’u, Balyoz’u, referandumu, seçimleri konuşup; dışarıda bir taraftan Libya’da Sarkozy’nin hesaplarını bozmaya, öbür taraftan Esad’a “Yapma, etme” derken, ABD’si, İsrail’i, İngiltere’si meğer başka hesaplar yapıyormuş. Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi, hem olan bitenin, hem de olacakların işaretini vermiş aslında… 2010 yılında yayınladıkları raporda, Akdeniz’de en az 15 trilyon metreküp doğalgaz rezervi, toplam 55 milyar varil petrol tespit edildiğini açıklamış Bahsedilen rezervin o günkü değeri ne biliyor musunuz? Sadece doğalgaz için hesaplanan 3 trilyon dolar.Petrolle birlikte onlarca trilyon dolar. Bölgeyi sözde ‘bahar’da yeniden dizayn eden, kendilerine biat etmeyenleri öldürtüp yerlerine adamlarını koyanlar, elbette Akdeniz ve Ege’ye bu kadar geniş kıyısı bulunan Türkiye’yi pas geçmezlerdi. Hele ki, Suriye’nin Türkiye sınırı boyunca İsrail için yeni bir devlet kurdurma hayalleri varken… Bu sebepledir ki, önlerinde en büyük engel olan Erdoğan’ı devirmek için 2012’den beri var güçleriyle bastırdılar. Biz bu sorunlarla boğuşurken, İsrail Akdeniz açıklarındaki Tamar ve Leviathan’dan doğalgaz çıkarmaya başladı. Çıkardı çıkarmasına da, bunu en büyük tüketici Avrupa’ya nasıl ulaştıracaktı? Akdeniz’in balçık kaplı tabanı boru hatları için maliyetli ve tartışmalıydı. En doğrusu ya Türkiye üzerinden götürmek veya Suriye’nin kuzeyinde alternatif hat oluşturmaktı. DEAŞ bahanesiyle PKK’ya göstermelik devlet kurdurma fikrinin altında da bu vardı.” Okuması bile dehşet duygusu oluşturuyor değil mi? Ama durun, asıl dehşet senaryosu Yücel Koç’un şu satırlarında gizli: “Türkiye de her şeye rağmen boş durmadı. KKTC ile imzalanan anlaşma çerçevesinde önce Piri Akabinde Reis adlı araştırma gemisi Kıbrıs adası açıklarına yollandı, ayrıca karada sondaj başlatıldı. Barbaros ve Fatih gemileri çalışmaya dâhil oldu.TSK, gemilerimize yönelik tehditlere pabuç bırakmadı. Sahiplendiği FETÖ’cü darbecilere sığınma hakkı veren Yunanistan, Ege’de karasularını 12 mile çıkarıp Türkiye’yi sınırlarına hapsetmeye kalksa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı resti çekti. Bölgede gerilim epeydir zirvede… Bir kıvılcım çakarsa, Allah muhafaza…” Yücel Koç’un bahsini ettiği o kıvılcım, bugünlerde bizim muhalif medyanın çakmaya çalıştığı kıvılcımın ta kendisi!.. Eğer o kıvılcım bir infilaka neden olursa, Türkiye bir kez daha kendi iç sorunlarıyla meşgul olacak, yanı başımızda fışkıran doğalgaz ve petrol elimizden kayıp gidecek. Bahsi edilen doğalgaz ve petrol rezervinin ne kadar olduğunu merak ediyorsanız söyleyeyim. 15 trilyon metreküp doğalgaz rezervi, toplam 55 milyar varil petrol. Yani Türkiye’ye 600-700 yıl yetecek miktardan bahsediyoruz.Tekrar Tekrar Sarı gelekliler eylemine dönecek olursak…birileri de muhalif medyadan birileri, bu eylemin çok daha şiddetli hâlinin Türkiye’d e yaşanması için neredeyse halkı sokağa çağıracak. Kimileri ekonomik kriz üzerinden, kimileri adalet duygusu üzerinden, kimileri Ergenekon ve FETÖ üzerinden algı operasyonu yapıp duruyor.Biraz klişe bir tabir olacak ama oynanan bu oyunu göremez ve bozamazsak, yapılan her haberi, yazılan her yazıyı bu oyunun bir parçasıymış gibi okuyamazsak işimiz çok zor olacak demektir. Yargının verdiği Ergenekon kararı ile masumları FETÖ’cü, FETÖ’cüleri ise masum gibi gösteren kararlarını böyle okuyun.Ve lütfen dikkatli olun!Dikkatli olun, çünkü 15 Temmuz’dan çok daha korkunç bir tehlike bizi bekliyor. Bu tehlikeyi bertaraf etmenin tek yolu uyanık olmak ve birlikte hareket etmek!