Babasından öğrendiği sepetçilikle ‘sanatçı' unvanını aldı
Denizli'nin Çal ilçesinde babasından öğrendiği tekniklerle yıllardır sepet ören Muharrem Kaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Yaşayan Sanatçı" unvanı verildi. Doğal malzemelerle yapılan el emeği sepetler büyük ilgi görüyor. Detaylar haberimizde..
Denizli'nin Çal ilçesinde babasından öğrendiği tekniklerle yıllardır sepet ören Muharrem Kaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Yaşayan Sanatçı" unvanı verildi. Doğal malzemelerle yapılan el emeği sepetler büyük ilgi görüyor.
Denizli'nin Çal İlçesine bağlı Akkent Mahallesi'nde babası Ahmet Kaya'dan öğrendiği tekniklerle 45 yıldır sepet ören ve mahallede de asırlardır süregelen sepet örme geleneğini yaşatan Muharrem Kaya'ya, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Yaşayan Sanatçı" unvanı verildi.
Çal ilçesine bağlı Akkent Mahallesi'nin 1960'taki isminin ‘Zeyve' olduğunu bu yüzdende mahalle de örülen sepetlere ‘Zeyve Sepeti' adının verildiğini anlatan Muharrem Kaya, “Sepetçiliği rahmetli babam Ahmet Kaya'dan öğrendim. 1980 li yıllarda Zeyve'de çok sayıda sepet, keter, kökün ustası vardı. Bunların çoğu rahmetli oldu şu anda bu işi yapan yok. Ben sepet örmeyi devam ettirmek istiyorum. Zeyve sepeti genelde hayıttan örülür. Bunun yanı sıra söyüt, karaağaç, dut gibi ağaçların sürgünlerinden de örülebilir. Bazı sepet ve keterlerde kamış ta kullanılır. Hayıt bitkisi sağlamlığı ve güzel kokusuyla tercih edilen bir malzemedir. Menderes Vadisi'nin çoğu yerinde yetişir. Biz bunları tabiattan toplarız ve sepetlerimizi öreriz. Sepet ve keterlerimizle genellikle üzüm taşırız. Plastik ve demir kelterlerin çıkmadığı yıllarda tamamıyla kelter- sepetler kullanılırdı. Günümüzde yine üzüm sepeti diye adlandırılan bu sepetler bağlarımızdan üzüm toplar geliriz. Tabi yumuşak sebze ve meyvelerin toplanıp taşınmasında güzel bir kaptır” dedi.
Basit el aletleriyle yapıyor
Doğadan toplanan malzemelerden sepet ve kelterin örülmesi için küçük el aletlerine ihtiyaç olduğunu anlatan Muharrem Kaya, “Zeyve sepeti örerken malzemeler: büyük bıçak, ortaboy bıçak, küçük bıçak, ağaç budama makası ve yargı kullanılır. Önce altlığından başlıyoruz. Altı için 6 çubuk kesiyoruz. Küçük bıçakla ortadan çukur açacağız. Kalın gördüklerimizi yaracağız ince çubukları yardığımız çubuğun içinden geçireceğiz. İnce çubukların ince taraflarını önce kullanacağız. Çubuğun birini alttan bir üstten alacağız. Sonra üstten sonra tekrar alttan iki tur dolayacağız. Bu dört Çubukta niye ilk fotoğrafta şimdi bütün çubukları örme işimiz bitti. Uçlarını kesiyoruz. Sepetin altı hazır” dedi
Doğal malzemelerle el emeği sepetler
Sepet ustası Muharrem Kaya, sepetleri doğadan elde ettiği melengiç, sarıca ayrık ve söğüt çubukları gibi tamamen doğal malzemeler kullanarak ördüğünü söyledi. Bir sepetin büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre bir günde de örülebileceğini anlatan Kaya, “Ben genellikle doğadan elde ettiğim hayıt, dut karaağaç, çıtlık, söğüt ve kamış gibi doğal malzemeleri kullanarak ekmek sepetleri, üzüm sepetleri, yumurta sepetleri, dekoratif sepetler ve büyük sepetler, kelterler örüyorum. Her biri ayrı bir işçilik ve emek gerektiren bu sepetler, geleneksel Türk el sanatlarının yaşatılmasına katkı sağlıyor” dedi.
Mesleğini öğretiyor
Sepetçiliğin unutulmaması için gelecek kuşaklara aktarılması için talep gelmesi halinde halk eğitim müdürlüğü aracılığıyla kurslarda açtıklarını anlatan Muharrem Kaya, şöyle konuştu:
“Sepetçilik bizde deden babadan gelir. Bu meslekle biz yıllardır uğraştık. Hala uğraşmaya devam ediyoruz. Bu bilgilerin kaybolmaması için de halk eğitim aracılığıyla kurslar açtık. Öğrenciler yetiştirdim. Sepet örülecek malzemenin doğadan toplanmasından, sepet kelter örülmesine kadar her şeyi öğretiyorum. İnternet sitesi üzerinden de sepet örme eğitimleri veriyorum. Bu mesleğin kaybolmaması için araştırmalar yaptım. Kültür Bakanlığı tarafından sanatçı ünvanı verildiğini öğrendim. Videolarımla ördüğüm sepetlerin resimleriyle başvurdum. Kültür ve Turizm Bakanlığı bana 'Sanatçı' kimliği verdi”