Burdurlu Genç Lösemi İle Mücadelesini Anlattı
2– 8 Kasım tarihleri arasında, ‘Lösemi Haftası’ dolayısıyla çağın bu amansız hastalığına dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak amaçlanıyor… ‘Lösemili Çocuklar Haftası’nda medyada pek çok farklı habere, bilgilendirmeye rastlamak mümkün…
Lösemi’nin yaygınlığı ve tedavi edilebilirliği konularına, lösemi tedavisi gören çocukların moral ve motivasyonunun sevgiyle yüksek tutulmasının önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen etkinlikler, geniş yankı buluyor.
Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türü… Yüksek sayıdaki olgunlaşmamış ve malign hücrelerin normal ilik hücrelerinin yerini alması ile iliklerde hasar meydana gelir. Böylece kan pıhtılaşmasında rol oynayan plateletler ve savunmada rol oynayan lökositlerin sayısı azalmaya başlar.
Bu da lösemi hastalarında zedelenmelerin ve kanamaların yoğun görülmesine, hastaların kolay enfeksiyon kapmasına neden olur. Savunma mekanizması zayıflar. İleri aşamalarda kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye, nefes darlığına neden olabilir. Bunun dışında zayıflık ve yorgunluk, ateş, bazı nörolojik semptomlar, diş etlerinde şişkinlik ve kanamalar gibi belirtileri de vardır. Lösemiler, vücuttaki kan üretim sistemini (lenfatik sistem ve kemik iliği) etkileyen kanserlerdir.
Lösemi hakkında farkındalığa katkı sağlamak isteyen Yeni Gün, Burdur’daki lösemi hastalarını, yaşadıkları sorunları, hikayelerini gündeme taşımak istiyor.
Gazetemiz Muhabiri Muhammet Fatih Başcı’ya konuşan Burdur’da lösemi hastalığını yenen Kudret Özkır (25), 5 yaşında yakalandığı hastalığı 11 sene boyunca savaşarak kazandığını ve bu savaşı moral, motivasyon, sinir ve stresten uzak durarak yendiğini söyledi. Lösemili hastalara ve ailelerine de seslenen Kudret Özkır, “Bu hastalığı yenmemde en büyük destekçilerimden birisi de LÖSEV oldu. Aileler ve hastalar LÖSEV’e güvensin, destek olsun.”dedi.
Burdur’da kendisini lösemi ile mücadeleye adayan Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (LÖSEV) gönüllü Burdur Temsilcisi Şerafettin Acar ile birlikte gazetemiz bürosunu ziyaret eden Kudret Özkır, hastalık öyküsünü anlattı.
Lösemi hastalığını nasıl yendiğini, neler yaşadığını ve lösemili hastalara önerilerde bulunan Kudret Özkır’ın açıklamaları şöyle:
“Psikolojik olarak zor günler geçirdim”
İsmim Kudret Özkır. 10 Haziran 1995 doğumluyum. 2000 yılında Burdur’da Çocuk Hastanesi’nde Lösemi teşhisi konuldu. Teşhis konulmadan önce vücudum morarmaya başladı. O şikayet ile Çocuk Hastanesi’ne gittik. Beni ilk önce fıtık ameliyatına aldılar. Ameliyattan çıktıktan sonra durumum daha da ağırlaştı, yürümekte zorlanmaya başladım. Tabi bu arada her yerim morarıyordu tekrardan. Sonra kanım eksildi ve kan verdiler. Kan verdikten sonra teşhis konuldu ve Ankara’ya sevk ettiler.
Ankara’da akut lenfositik lösemi (ALL), tanısıyla ile yatışım yapıldı. Yatışın ardından 6 ay boyunca hiç çıkmadan ilk tedavimi gördüm. 6 ay boyunca hiç çıkmadım daha sonra süreç ilerledi. Bu hastalığın süreçleri var. İşte ALL, AML, ACL gibi hafif, orta diye benimki ortaydı ama yinede uzun bir tedavi gördüm. Tedavimin 3 senesi çok ağırdı. kemoterapi falan aldım, saçlarım döküldü. Okula başladığımda saçım döküldüğü için yoktu. Daha sonra tedavimin 7. yılından itibaren düzenli kontroller halinde ayaktan tedavi olsun dediler. Sürekli Ankara’ya git gel halindeydik.
Tedavim ilk başta Dışkapı SSK hastanesi vardı orada başladı. Daha sonra LÖSEV açılınca oraya geçtim. LÖSEV’de kontrol altındaydım yaklaşık 11 sene boyunca gittim. Şu anda iyiyim, ilaç kullanmıyorum. Ama yine de sık sık hastanede kanımı ölçtürüyorum ve tahlil sonuçlarımı bildiriyorum. Çok şükür atlattım. Zor süreçler geçirdik ama şimdi o kadar zor değil. Bizim zamanımızda böyle değildi. Ağır tedaviler, psikolojik olarak olsun, maddi ve manevi olarak zor günler yaşadık. Tabi şu anda Tıp daha da ilerleri o zamana göre ama önemli olan her zaman kendi direncin, kendine iyi bakman, ilaçlarla doktorların istediklerini yapmak.
“2 ay okula, 3 ay hastaneye gidiyordum”
Lise mezunuyum. Okul zamanım biraz sıkıntılıydı. 1. sınıfa başladığımda 2 ay okula, 3 ay da hastaneye gidiyordum.Yöneticiler ve Müdürler yoklama, devamsızlık konusunda idare ediyordu hastalığımdan dolayı. Ama ben okula gittiğim zaman mesela matematikte toplama konusu işleniyorsa hastaneye gidip geldiğimde bölme konusuna geçmiş oluyorlardı. Hep geriden geliyordum. Bizim zamanımız da LÖSEV’in okulu yoktu, şimdi okulu da var. Hasta çocuklar aynı zamanda hastanede tedavi görürken derslerine devam edebiliyor, geri kalmıyorlar ama bizim zamanımız da yoktu. Daha sonra geriden gelsem de kendi çabamla önce ilkokulu daha sonra liseyi bitirdim. Ama ne kadar bitirsem de 2 ay okul, 3 ay hastane çok zor oldu.
“LÖSEV’e güvensinler”
Şu anda tedavi gören hastalar LÖSEV’ güvensinler. LÖSEV her şeyi yapıyor. Bu konuda çok iyiler. Birde hastalar kendilerine dikkat etsin. Stresten, sinirden uzak durmalarını öneriyorum. Doktorumuz bize “siz hiçbir şeye üzülemezsiniz” diyordu. Ben o psikoloji ile yendim bu hastalığı, tedavi gören arkadaşlarda bu psikolojide olsunlar ve hiçbir şeye üzülmesinler, mutlu olsunlar. Tedavi edilmeyen bir hastalık değil, moral ve motivasyonumuza çok dikkat etmek lazım.
Bu süreçte LÖSEV bize maddi olsun manevi olsun çok destek verdi. Her şeyimizi takip etti. LÖSEV sayesinde 2.5 senedir bir alış-veriş merkezinde engelli kadrosunda çalışıyorum. Lösemi hastalarına engelli raporu veriliyor. Olmayanlarda engelli raporu için hastaneye başvurup rapor alabilirler ve iş imkanlarından yararlanabilirler. Allah bu süreçte destek veren, yardımcı olan herkesten razı olsun.”
-Muhammet Fatih BAŞCI burduryenigun