Manevi Mimarlar programının bu haftaki konusu Isparta'nın Merkez İlçesinde bulunan Gülcü (Hacı Ivaz) Camii oldu. Isparta İl Müftü Yardımcısı Halil Taş, caminin kaç yılında yapıldığını, adının nereden geldiğini ve şuanki yapıda bugüne kadar yapılan faaliyetleri anlattı.
Taş, caminin tarihi yıllara göre adının değiştiğini belirterek, bu isim değişikliğinin hem coğrafi hem de yaşanan olaylardan dolayı olduğunu belirtti.
Şöyle ki söz konusu caminin Hacı ivaz tarafından yapıldığı için Hacı İvaz Camii diye biliniyor.Ancak gerek konumu gerekse de caminin bulunduğu bölgede büyük zatlar olduğu için adının bu yönde değiştiğini belirtti. Camiinin adı aynı zamanda meydanlık veya Gülcü cami diye de geçiyor.
Taş ifadelerinde caminin yapım sürecini ve sonrasını şöyle açıklıyor;
"İlk olarak mescid şeklinde yapıldı. Bu mahallenin ismi 1568 tarihinde arşiv kayıtlarında geçmekte olup hane sayısı 11 nefer sayısı da 13 kişi olarak kaydedilmiştir.
ISPARTA'DA MAHALLE ADLARI BUNA GÖRE VERİLMİŞ
Mahalle Hacı Ayvaz şeklinde de anılmıştır. 1510’lu yıllarda geçtiği için caminin yapım tarihi de bu yılllara denk geldiği düşünülüyor. Genellikle mahalle isimleri o yerde bulunan mescid veya camii adları ile anılıyor. Buna örnek olarak Camii Atik mahallesi gibi örnekler verilebilir.
Coğrafi konuma göre isim olarak da Dere Mahallesi örnek verilebilir. Çünkü bulunduğu konumda zamanında dere varmış.
Aynı şekilde uğraşılan meslekler de Isparta’da mahalle adlarını taşıyor. Buna da örnek olarak hayvan derisi işleyenlerin bulunduğu yere tabaklar veya Doğan besleyenlerin bulunduğu bölgeye ise Doğancılar mahallesi denilmiştir.
Devlet işleriyle meşgul olan kişilerin bulunduğu yerler de mahalle adları olarak anılmıştır. Buna örnek olarak Sülü Bey mahallesi gibi örnek verilebilir.
2 BİN KURUŞ BAĞIŞLIYOR
Bu bina ilk olarak mescid iken daha sonra camiye çevriliyor. Ancak bu bina Hacı İvaz Mahallesi sakinleri mahallede nufüs artışından dolayı camiye sığamamış. Bu yüzden bu mescidi cami olarak cevirmişler. Mahalle sakinlerinden Mehmet oğlu İsmail ilk önce mescidi tamir edip daha sonra minber koydu. Mescidin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamış. Tamir için 2 bin kuruş para vermiştir. Bu para değlerlendirilmek üzere vermiş. Bu paranın karından 250 kuruşunu imam hatibe bağışlamış. Ayrıca tebliyet görevini ölünceye kadar kendi üzerinde olmasını vefat edince erkek çocuklarına verilmesini şart koşmuştur. Bir imam ve vakfı devam ettiren mütevelli oluyordu. Biz bu kaynakları Isparta İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Sadık Akdemir’in Isparta vakıfları kitabından faydalandık." dedi.