Trabzon'da 7 yaşında sağ bacağı ve sol kolunu kaybetti, engelleri aşarak fenomen oldu
Trabzon’da 7 yaşında motosikletin çarpması sonucu sağ bacağı ve sol kolunu kaybeden 29 yaşındaki Murat Çabuk, engellere rağmen hayata tutundu. Devamı haberimizde...
Trabzon’da 7 yaşında motosikletin çarpması sonucu sağ bacağı ve sol kolunu kaybeden 29 yaşındaki Murat Çabuk, engellere rağmen hayata tutundu. Hayata küsmeyen sosyal medyada paylaştığı videolar ile 1 milyonu aşkın takipçiye ulaşan Çabuk, “Yapmak istediğim şey benim gibi olanlar yani engelli olan insanlara birazcık daha hayatın ne kadar güzel olduğunu onlar istediklerinde neleri başarabileceklerini göstermek” dedi. Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yaşayan Murat Çabuk (29), 7 yaşında annesi ile yolun karşısına geçmeye çalışırken motosikletin çarpması sonucu ağır yaralandı. Kaza sırasında sağ bacağı kopan ve dili boğazına kaçan Murat Çabuk, çevredeki vatandaşlar müdahalesi ile tekrar hayata döndü. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesi sonrası hastaneye sevk edilen Murat Çabuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen sağ bacağı ve sol kolunu kaybetti. İlkokul öğrencisiyken geçirdiği kazanın ardından hayata küsmeyen Çabuk, sol bacağı ve sağ kolu ile hayata tutundu. Birkaç yıl önce sosyal medyada paylaşmaya başladığı eğlenceli videoları ile yoğun ilgi gören Çabuk, kısa sürede 1 milyonu aşkın takipçiye ulaştı. Medical Park Yıldızlı Hastanesi’nin Çağrı Merkezi’nde çalışan Murat Çabuk, 7 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu sağ bacağını ve sol kolunu kaybettiğini belirterek, “Yaklaşık 10 yıldır özel bir hastanede çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak çalışıyorum. Hayata pozitif bakan gülmeyi eğlenmeyi seven insanlara bir nebze de olsa hayatın ne kadar güzel olduğunu anlatmaya çalışan birisiyim. Yapmak istediğim şey benim gibi olanlar yani engelli olan insanlara birazcık daha hayatın ne kadar güzel olduğunu onlar istediklerinde neleri başarabileceklerini onlara göstermek. Toplumdan kopmamalarını toplumun içerisine girmelerini eli, parmağı olmayanların toplumda uzaklaştığı bir noktada ben küçük te olsa onlara bir nebze hayat sevincini aşılayabiliyorsam benim için en güzel şey bu. Yaşamak güzel üzülmek için zaten yeterince çok fazla sebebimiz var. Ama üzülmek yerine yaşamak için gülmek için sebep ararsak bizim için hepsi daha güzel olacak. Ben hep bunun çabasını verdim hayatım boyunca. Şu an 29 yayındayım. Şu anki dönemime kadar ve bundan sonra olacaklar içinde aynı şekilde olacağım” diye konuştu.
“Sosyal medyayı insanlara umut olabilmek için kullanıyorum”
Sosyal medyayı aktif olarak kullandığını kaydeden Çabuk, “Şu anki bu duruma gelmemdeki en büyük etken sosyal medya. Sosyal medyada gördüğüm ilgi yazılan yazılar hakkımda konuşulanlar çok güzeldi. Engelli insanların istediklerinde ne kadar mutlu olabildiğini sosyal medya üzerinden görebiliyorlar. Bunu o şekilde kullanmak çok güzel. Asla ve asla kişi kendisi acındırmamalı topluma örnek olmalı. Toplumun onu böyle baktığı zaman duygulandığı değil baktığı zaman başarılı bir insan olması gerektiğini görmesi önemli. Ben sosyal medyayı o şekilde kullanıyorum. İnsanlara bir nebzede olsa umut olabilmek için. Trend olan videolardan yola çıkıyorum. Yapabildiğim şeyleri yapmaya çalışıyorum. Araç sürerken veya kendimi mutlu edebileceğim şeyleri insanların beğeneceği şeyleri yapmaya çalışıyorum. Arka fonlara müzikler koyarak bazı yazılar yazarak daha çok gündemde trend olan şeyleri yapmaya çalışıyorum. Kullandığım iki sosyal medya var bir tanesinde yaklaşık 1 milyon 100 bin kadar takipçim var diğer sosyal medyada 38 bin civarı yavaş yavaş onu geliştirmeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.
“Yürümekten çok zıplamak daha kolay geldi”
Trafik kazasını annesiyle birlikte geçirdiğini dile getiren Çabuk, “Yoldan karşıdan karşıya geçerken hızla geçen bir motor bana çarptı. Çarptığı zaman motorun vurma şiddetiyle beraber ayağım direkt vücudumdan ayrıldı ayak başka bir yerde ben başka bir yerde belirli bir süre kaldım. Ambulans ilk geldiğinde anneme müdahale etmişti. Vatandaşlar gördüğü durumdan dolayı ayak ayrı bir yerde iç kanama durmuyor, durum çok kötü iken üzerime gazete kâğıdı atmışlar. Ama bu öldüğüm kanısıyla olmayan bir şey idi belki de o an vatandaşın yapabileceği tek şey o idi. Daha sonra bir vatandaşın gelip dilimi dışarı çekmesinde nefes aldığımı görünce ambulansla hastaneye götürüldüm. Ayağı buldular ben önce hastaneye gittim sonrasında ayak peşimden geldiği için o durumdan dolayı biraz dikim işi zor oldu. Dikim işinde iç kanama dursa dış kanama durmuyordu ondan dolayı da ayağı dikemediler. Yine de bugünkü durumumuza şükürler olsun. O zamanki süreç zordu. Ama şu an yaşadığım durumdan pişman değilim iyiyim gayet her şey yolunda. Okul sürecinde her hangi bir problem yaşamadım. Küçük yaşta kaza geçirmenin verdiği bir avantaj vardı. Sanki böyle doğmuş gibi daha rahat adapte olabildim. Yürümek değil zıplamayı öğrendim aslında. Yürümekten çok zıplamak daha kolay geldi o zaman. Şu anda da aynı” ifadelerini kullandı.