Salvador Dalì'nin Hafızanın Azmi, dünyaca ünlü İspanyol ressamın en tanınmış sanat eseridir. Muhtemelen dünyanın her yerinden insanın hayranlıkla andığı eseri hafızanıza kaydetmişsinizdir; ancak onun oluşumuna katılan her şeyi bilmiyor olabilirsiniz. İşte Salvador Dali'nin en ünlü tablosu "Belleğin Azmi" hakkında bilinmesi gerekenler...
1931 yılında yaratılan tablo ile Dali "paranoyak-eleştirel yöntemini" kusursuz hale getirdi. Sanatçı, "elle boyanmış rüya fotoğrafları" adını verdiği şeyi yapabilmek için, kendi kendine yarattığı psikotik halüsinasyonlardan oluşan meditatif bir duruma girmeyi deneyecekti.
Dali, kendi memleketi olan Katalonya'yı kendi eserlerinde sık sık göstermiştir. Ailesinin yazlık evinin bulunduğuy Pani Dağı, Belleğin Azmi'nde tablosunda da kendisine bir ilham kaynağı olmuştur. Bu tablodaki gölgenin Pani Dağı'na ait olduğuna dair düşünceler vardır hatta söylemlere göre tablonun arka planında Creus Burnu ve sarp sahili yer alır.
Birçok akademisyen tarafından yorumlanan tablonun içerisinde yer alan eriyen saatlerin, Albert Einstein’ın görelilik teorisine bir yanıt olduğu hakkında bir çok eleştirmenin düşüncesi yer alır. Hatta konuyla ilgili tanınan eleştirmen Dawn Ades, Dali ve Sürrealizm adlı kitabında “yumuşak saatler, uzay ve zamanın göreliliğinin bilinçdışı bir sembolüdür.” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
Dali tabloda yer alan deforme saatler hakkında ilham kaynağının, ismini Kuzey Fransa'da yer alan Normandiya Bölgesi'nin Camembert kasabasından alan Camambert peynirinden olduğunu söylemişti. Tim McNeese'nin yazdığı gibi, Dali," yumuşak ve yapışkan bir hal alan mükemmel bir Camembert peyniri" yerken Hafızanın Azmi'nin arka planını çoktan çizmişti. Fırçalarını kaldırdığında bile aklına peynir gelmeye devam ediyordu ve McNeese'e göre, “Tam yatmaya hazırlanırken aklına bir görüntü geldi. Dalì, damlayan peyniri hayalinde canlandırmaya devam ettiği gibi, eriyen saatlerin görüntülerini de gördü. Bu görüntü ona ilham verdi ve saat geç olmasına rağmen boyalarına yeniden başladı." Çok geçmeden eriyen saatlerine kavuştu.
Dalì , çalışmalarında sıklıkla öne çıkardığı böceklerden inanılmaz derecede korkuyordu ve Belleğin Azmi tablosunda da parçalardan birinde karıncaların dolaştığını resmetmişti. Salvador Dalì'nin Gizli Hayatı'nda yer alan bilgilere göre, başarılı sanatçının bu korkusu kuzeninin kanadından vurduğu bir yarasayı saklamak istediği bir çocukluk olayına dayanıyor. Genç Dali, yarasayı ailenin çamaşırhanesindeki bir kovaya koymuş; ertesi sabah geri döndüğünde, yaratığı “halen yarı canlı, karıncalarla dolu, işkence görmüş yüzünde yaşlı bir kadınınki gibi küçük dişleri açığa çıkmış.” halde bulmuştu.
Eleştirmenlere göre resmin tam ortasında yer alan sarkık profil, Dali'nin kendisini temsil ediyor olabilir. Otoportrelerden hoşlandığı bilinen Dali'nin bu eserinde de kendisine yer verdiği söylenmektedir. Dali'nin bazı otoportre çalışmaları olarak, Stüdyoda Otoportre, Kübist Otoportre, “L'Humanité” ile Otoportre ve Otoportre (Figueres) gösterilebilir.
Dünyada en çok ses getiren tablolardan biri olan Belleğin Azmi, gerçeğini görmeyen birçok insanın aklında daha büyük bir tablo olarak canlanır. Aslında gerçek çok daha farklıdır çünkü tablonun boyutları sadece 24 cm x 33 cm’dir.
6 yaşındayken resim yapmaya başlayan Dali, 28 yaşında Belleğin Azmi tablosunu yaratmasıyla bambaşka biri haline döndü. Aslında bu başarılı ismin dönüm noktası 1932 yılında bu tabloyu yaratmasıyla oldu.
Belleğin Azmi'ne, The Simpsons , Futurama , Hey Arnold , Doctor Who ve Susam Sokağı'nda atıfta bulunulmuştur. Benzer şekilde, Looney Tunes : Back in Action adlı animasyon filminde, The Far Side adlı çizgi romanda ve EarthBound ve Crash Bandicoot 2 : N-Tranced gibi video oyunlarında da buna değinilmiştir.
Aslı The Persistence of Memory olarak bilinen Belleğin Azmi'nin, "Yumuşak Saatler" , "Sarkık Saatler" , "Zamanın Kalıcılığı" ve "Eriyen Saatler" gibi takma adları vardır.
Yorumlar (0)