“Soğuk algınlığı, nezle, grip, boğaz-bademcik iltihabı, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi hastalıklar kışın çocuklarda sık sık görülmektedir. Her çocuğun hastalıklara karşı direnç kazanabilmesi için, bu hastalıkları geçirmesi gerekmektedir. Bu hastalıkların çoğu, ayaktan tedavi edilebilmektedir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu, açıkladı.
Kış mevsiminin gelmesi ile birlikte çocuklarımızın sık hastalandığı bir döneme girdik. Soğuk havadan dolayı vücudun daha fazla enerji harcayıp yorgun düşmesi, kapalı ve kalabalık yerlerde özellikle de; okul-kreş gibi toplu ortamlarda havadaki mikropların yoğunluğunun artması, kış aylarında hastalıklara davetiye çıkaran nedenlerdendir.
Anne ve babaların yaptığı yanlışlardan biri çocuklarına portakal, mandalina, narenciye gibi besinlerle aşırı C vitamini verip, hastalıklardan korumaya çalışmaktır. Yeterli miktarda almak yararlıdır ama fazla C vitamininin hastalıklardan koruyucu bir özelliği yoktur. Çocuğun gerektiği kadar; karbonhidrat, protein, süt ve süt ürünleri ile bol miktarda meyve ve sebze tüketmesi sağlanmalıdır. A vitamini, selenyum, demir ve çinko alımı da çok önemlidir. Tüm bu ihtiyaçlar, her türlü doğal besinden karşılanabilmektedir, fazladan takviye alınmasına gerek yoktur.
Ailelerin çocuklarını mevsim normallerine göre giydirmesi gerekmektedir. Çocuğu üşütmekten, aşırı terletmek ve ona kalın giysiler giydirmekten kaçınılmalıdır. Soğuk kendi başına hastalık yapmaz ise de soğukta kalıp üşüyen vücut, mikroplardan daha kolay etkilenmektedir. Yorgunluk da hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır. Yorgun ve uykusuz olunan dönemlerde, daha sık hasta olunmaktadır. Özellikle spor yapan çocukların yeterli oranda dinlenmesi ve beslenmesi gerekmektedir.
Hasta olan anneler bebeklerini emzirmeyi kesmemelidir. Anne sütü, bugüne kadar koruyuculuğu kanıtlanmış olan tek ilaçtır. Annenin nezle, burun akıntısı, hapşırık ve basit ateşlerinin olması, anne sütünü kesmek için bir bahane değildir. Aksine annenin vücudunda o anki mikroba karsı oluşan maddeler, anne sütüyle bebeğe geçerek hastalığa karşı koruma sağlamaktadır. Annenin maske takarak emzirmeye devam etmesi gereklidir.
Grip, normal soğuk algınlığı, üst solunum yolu iltihapları ve nezleden farklı daha ciddi bir hastalıktır. Grip hastalığı; yüksek ateş, orta kulak iltihabı, zatürre, beyin iltihabı gibi ağır ve tehlikeli hastalıklara zemin hazırlayabilmektedir. Bu nedenle; kronik akciğer ve kalp hastalığı bulunan risk altındaki grupta olan 6 aydan büyük çocuklara grip aşısı yapılmalıdır. Ancak grip aşısının, gripten farklı hastalıklar olan soğuk algınlığından ve nezleden korumadığı gerçeği unutulmamalıdır. Dolayısı ile grip aşısı olanların bir daha hiç hastalanmayacaklarını sanmak yanlıştır.
Bitkisel ilaçların hastalıklardan koruduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu ilaçların da yan etkileri olabilmektedir ve özellikle karaciğere olumsuz etkileri vardır. Aileler çocuklarını hastalıklardan korumak için; bilmedikleri bitkisel ilaçları, hekim önerisi olmadan çocuklarına içirmemelidirler.
Sigara ve hava kirliliği; solunum yolunun mikroplara direncini kırarak, çocukların hastalık riskini artırmaktadır. Bu nedenle, sigara dumanından ve hava kirliliğinden çocukları uzak tutmak gerekmektedir. Kapalı ve kalabalık yerler de hastalıkların çok çabuk yayılmasına sebep olduğu için; çocuklar, mecbur kalınmadığı sürece bu ortamlara sokulmamalıdır.
* İlk 3 aylık bebekte görülen her ateşlenmede mutlaka doktora gidilmelidir. * 3 aydan büyük bebeklerde; yüksek ateş, hızlı soluma, hışıltı, öksürükten uyuyamama, halsizlik, yeterince beslenememe ve ağızdan sıvı alamama gibi durumlar varsa gecikmeden doktora götürülmelidir. * Solunum sıkıntısı ve beslenme güçlüğü olan çocuk, hangi yaşta olursa olsun hastaneye yatırılmalıdır.
Yorumlar (0)