15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. yıl dönümünü geride bırakırken, bütün Ülke genelinde olduğu gibi Burdur’da da Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Valilik tarafından çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Sabah düzenlenen programların ardından Milli Birlik Yürüyüşü ve Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Anma Programı ile devam eden etkinliklere katılım yoğundu. Ellerinde bayraklarıyla programlara yoğun ilgi gösteren Burdur halkı 15 Temmuz’u unutmadığını bir kez daha güçlü bir şekilde haykırdı.
Düzenlenen programa Vali Hasan Şıldak ve eşi Fatma Nur Şıldak olmak başta olmak üzere, Milletvekili Mehmet Göker, Garnizon Komutanı P.Alb. Hakan Tutucu, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Özkan Gürdoğan, Adalet Komisyonu Başkanı Hacı Süleyman Arslan, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Baro Başkanı Ramazan Gedik, Vali Yardımcısı Ali Nazım Balcıoğlu, Vali Yardımcısı Yakup Tatoğlu, İl Emniyet Müdürü Arif Çankal, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Orhan Kılıç, İl Genel Meclis Başkanı Murat Akbıyık, Tırtıllı Araç Sürücü Eğitim Alay Komutanı Tank Albay Aytaç Tokçalar, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri, kurum müdürleri, şehit ve gazi aileleri, çok sayıda vatandaş katıldı.
Mehter Takımı eşliğinde Köprübaşı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’nda son bulan Milli Birlik Yürüyüşünde, çocuğu, genci, yaşlısı ellerinde bayraklarıyla yer alırken korteje 100 metrelik Türk Bayrağı taşıyan gençler eşlik etti. Saat 20:30’da başlayan Demokrasi ve Milli Birlik Günü Programına da binlerce vatandaş ellerinde Türk Bayraklarıyla katılarak Cumhuriyet Meydanı’nı doldurdular.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan anma programında Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından şehitlerimiz için dua edildi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı 15 Temmuz programındaki konuşmasının canlı olarak takip edildiği programda, protokol üyeleri ve vatandaşlar meydanda kurulan dev ekrandan konuşmayı takip ettiler.
Aziziye Köyünden Havvana Koçak’ın şiiriyle süren programın devamında, 15 Temmuz Şehidimiz Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay ve Kızı Aslı Keçe konuşmalarıyla duygularını paylaştılar. Program Vali Hasan Şıldak’ın Şehidimiz Akif Altay’ın eşi Gülsüm Altay’a bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı takdim etmesiyle devam etti. Valimiz takdimin ardından 15 Temmuz Anı Defterini imzalayarak, günü anlam ve önemine binaen konuşmasını yaptı.
Konuşmanın ardından 15 Temmuz’la ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan videolar gösterildi, mehteran takımı gösterisini sundu. 2019 temsilci genci Mehmet Şimşek tarafından “Tarihler 15 Temmuz” adlı şiir, Gençlik Lideri Yakup Yılmaz tarafından “Ecdada Mektup” adlı kompozisyonun okunduğu program, İl Müftülüğü ilahi gurubunun seslendirdiği ilahiler ve saat 00:13 itibariyle okunan Sela ile sona erdi.
Vali Hasan Şıldak programda yaptığı konuşmada;
Bu yıl 3’üncü yıldönümünü idrak ettiğimiz Demokrasi ve Milli Birlik Günümüz hayırlı olsun. Ben inanıyorum ki bu meydanda olamayan Burdurlu vatandaşlarımızın da kalbi bu meydanda atıyor. Burdur, Mehmet Akif’in şehri Burdur, gelenek ve göreneklerine, milli değerlerine, Cumhuriyet değerlerine sonuna kadar bağlı bir vilayet, Burdur’un bütün vatandaşları, bütün halkımız buradalar, biz öyle düşünüyor, öyle kabul ediyoruz.
Ben programın hazırlanmasında emeği geçen bu güzel üst düzey organizasyonu gerçekleştiren bütün arkadaşlarıma ve bu meydanı dolduran, buraya kadar gelme zahmetine katlanıp, o ruhu yaşatan, 15 Temmuz’u unutmayan, unutturmamaya da azimli olan siz değerli vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
15 Temmuz 2016’ya gittiğimizde, o gün saat 21.30 gibi ekranlarda görüntülere düşen, bir takım askeri darbe girişimi görüntüleri hepimizin gözünün önünden film şeridi gibi akıp geçiyor. 15 Temmuz o hain grubun, o aslında üniforma giymiş ama bir örgütün içinde bulunan ruhunu teslim etmiş, iradesini teslim etmiş insanların milletimizin direnişi karşısında sabaha karşı birkaç saat içinde çil yavrusu gibi dağılıp gitmelerinin film şeridi gibi görüntüleri gözümüzün önünde hiç gitmiyor. Milletimiz, halkımız, asil milletimiz damarlarında asil kanın, Kurtuluş Savaşı ruhunu taşıyan milletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile sokağa çıkın, direnin çağrısı ile en azimli ve iradeli şekilde direnişini gösterdi ve bu hain gruba FETÖ dediğimiz terör örgütüne meydanı dar etti, haddini bildirdi.
Emniyetimiz, Jandarmamız, Silahlı Kuvvetlerimiz, yargımız, mülki idarelerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz o gece, büyük bir başarı ve azim hikayesi yazdılar. Bir kahramanlık hikayesi yazdılar, öyle bir duruş gösterdiler ki, milletimizin iradesini en güzel şekilde temsil ettiler ve arkamdaki ekranda ne yazıyor, vatan milletin, irade milletin, Türk Milleti tarihin hiçbir döneminde esareti ve istiklalini kaybetmeyi asla kabul etmemiştir. Her defasında denenmiştir ama bu denemeler her defasında sonuçsuz kalmıştır.
BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE, MİNNETLE ANIYORUZ. Yine o geceye ilişkin tankların önüne kendini atan vatandaşlarımızın görüntüleri, bu kahramanlık öyküleri anlatmakla bitmez ve o gece şehitlerimiz var. Şehitlerimiz ve gazilerimiz var, 251 şehidimiz var. Biraz önceki Akif Altay’ımızın, aziz şehidimizin ailesini buradaki ruh halini herhalde yüzlerine yansıyan ifadeleri çok iyi gözlemlemişsinizdir diye düşünüyorum. Bu öyle bizlerin kabul edebileceği, empati yapabileceği bir durum değildir. Yaşanarak anlatılır, onlar üç yıldır hem bu hüznü, acıyı ilk günkü gibi tazeliği ile yaşıyorlar ama bunun gururunu ve onurunu da yaşıyorlar. Bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz.Onlardan biri Akif Altay’dı, onun gibi 250 şehidimiz var. Biz de Akif Altay’ımızla, tıpkı Mehmet Akif’imiz gibi gurur duyuyoruz ve bugün bu aziz şehidimizi Çeltikçi Güvenli Köyündeki kabrinin balında da dualarla andık, Yasin-i Şerif okuyarak, orada bir kez daha ruhu şad olsun dedik.
O gece kahramanlık destanları yazıldı ama 15 Temmuz bize şunu gösterdi. Devletimizin içine sızmış olan, milletimizin içine sızmış olan bizi parçalayan, bölen bu yapının da temizlenmesi için en güzel fırsatı bize sundu. Allah’a şükürler olsun ki pek çok kurum ve kuruluşumuz, devlete ait yapılar bu örgütün izlerini silmeye devam ediyor. Televizyonlarda hala görmektesiniz. Pek çok kurumda operasyonlar, yargılama süreçleri, soruşturmalar devam ediyor, bununla ilgili süreçler tamamlanmış değildir. 15 Temmuz bize devlet ve millet olarak, kendimize daha bir güven duyma ve güçlü olma hissini de verdi, bu temizlenme sayesinde, 15 Temmuz’da biz bu örgütün sadece askeri yanını gördük.
FETÖ dediğimiz bu hain yapı, bu sinsi, tuzak kuran, insanların hayatını allak bullak eden bu insan dışı yaratıklardan oluşan bu grup, aslında her alanda bizi sömürdü, bizi böldü ve sinsi örgüt, görevim gereği buraya atanmadan önce benim de pek çok yönüyle kavrama, gözlemleme fırsatı bulduğum bu örgüt maalesef bize çok zarar verdi. Sadece 15 Temmuz gecesini atlatmakla kalmadı bu millet, ondan sonra sürekli bir mücadelenin içine girdi. Bu mücadele hala sürüyor ve FETÖ’nün saldırısı, 15 Temmuz gecesi püskürtülmekle darbe girişimi önlendi ama ülkemize yapılan operasyonların sonları gelmedi, ucu bucağı gelmeyen bir süreçte saldırılar peş peşe devam etti. Dikkat edin üç yıl içinde atlattığımız badireler, ekonomi alanından tutun dış ilişkilere, savunma sanayi alanından tutun pek çok toplumsal hadiselere kadar denenmek istenen bize dayatılan bütün senaryolar boşa çıktı. Demek ki mücadele devam ediyor ve devletimiz sadece FETÖ ile mücadele etmedi, bütün terör örgütleriyle başta PKK olmak üzere mücadeleye devam ediyor. Şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Ülkemizin dört bir köşesine şehitlerimiz geliyor. Son üç ay içinde biz de iki aziz şehidimizi Burdur toprakları sınırlarında toprağa verdik. İki şehidimiz vardı, Bağsaray köyümüzde ve Kayaaltı Köyümüzde, iki değerli evladımız şahadet şerbeti içti. Buradan şunu söylemek istiyorum. Bugün İçişleri Bakanımızın bir açıklaması var diyor ki, son üç yılda FETÖ’nün denediği darbe girişiminden bugüne kadar üç yıl süre içinde terör örgütlerine yönelik tam 324 bin operasyon düzenlemiş, dikkatinizi çekiyorum ve etkisiz hale getirilen terörist sayısı son üç yılda 5 bin 778’dir. Meselenin büyüklüğünü görebiliyor muyuz, FETÖ, dört harften ibaret, basit bir dini yapı veya ticari müessese değildir. FETÖ uluslararası bir organizasyon, işbirlikçileri var, arka planı var, sosyal yönü var ve bütün terör örgütleri birbiriyle ilişki içinde çalışıyor.
ÜLKEMİZ 15 TEMMUZ SÜRECİNDEN BAŞARIYLA ÇIKMIŞ, DEVAMINDAKİ PEK ÇOK PLANLI OPERASYONUN DA ÜSTESİNDEN GELMEYİ BAŞARMIŞTIR.
İşte devletimiz bu süre içinde bütün terör örgütlerine yönelik, en son da pençe harekatı olmak üzere Irak topraklarında bu mücadeleyi sürdürüyor. Türkiye’yi hedef alan bütün terör örgütleri birbiriyle bağlantılıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunların tamamıyla, milletinden aldığı güçle mücadelesini sürdürüyor. Başarılı bir mücadeledir. Ülkemiz sınırları içindeki PKK’ya mensup terörist sayısı 700’lere kadar düşürülmüştür, resmi rakamlara göre böyle ve ülkemiz 15 Temmuz sürecinden başarıyla çıkmış, devamındaki pek çok planlı operasyonun da üstesinden gelmeyi başarmıştır. Neyin sayesinde olmuştur dersek, bu meydanı dolduran iradenin sayesinde olmuştur. Türk Milletinin, milli birliği, dayanışması, vatan sevdası, bayrak sevgisi ile bunlar gerçekleşmiştir ve gün birlik olma, kenetlenme günüdür. Vakit, birleşme, bütünleşme vaktidir. Şehitlerimiz bizden bunu bekliyor. Şehitlerimizin değerli aileleri de bizden bunu bekliyor. Devletimizin de gücü sadece ve sadece milletinden kaynaklanıyor. Onların duruşu, bir baktığımız zaman şehit ailelerimize bize ne mesaj veriyorlar diye ben düşünüyorum. Şehit ailelerimizle çok sık görüşüyoruz. Hep bir aradayız, her bir defasında özetleyecek olursam bana geçen duygu şudur, metanet, sabır, teslimiyet, asaletli bir duruş, ben böyle bir şey görmedim, son iki şehit ailemiz için de söylüyorum. Hasan Hüseyin Ağabey orada oturuyor, bakınız, ben onların alnından öpüyorum, başka bir şey demiyorum. Önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Size iki örnekten bahsedeceğim. Her hafta Salı günü halkımızla buluşuyoruz. Bir Şehit Ailemiz geldi, ben 15 Temmuz gecesi bir hayır yapmak istiyorum, ikramda bulunmak istiyorum dedi. Hali vakti de çok iyi değil, orta halli bir vatandaşımız, ben çok etkilendim, tüylerim diken diken oldu ve bugün burada ikram edilen pişi, onların hediyesi ve ikramıdır, Allah kabul etsin, bundan daha büyük bir mesaj yok, ikinci örnek ise yine bir Şehit Annemiz, bir gün geldi, ben bir okula öğrencilerimiz için bir hayır yaptırmak istiyorum dedi, yine onun da orta halli bir durumu var. Onun adına bir sınıf düzenledik ve birlikte açılışını yaptık biliyor musunuz, kurban olayın ben şehit ailelerimize, işte bizi ayakta tutan güç budur. Başka bir şey gerekmez bize, biz bize yeteriz. Bizim kültürümüz, maneviyatımız, bize yeter, Cumhuriyetimizin mevcudiyeti, onun bize armağanı, değerleri, milli ve manevi değerlerimiz, var olma mücadelemizin bize aşıladığı güç ve devletimize olan sadakatimiz, sevgimiz, bütün bunlar ve gençlerimiz, çocuklarımız bizi güçlü kılıyor, bizi ayakta tutuyor, tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak bizim düsturumuzdur. Bayrağımız dalgalandıkça biz ondan güç alacağız ve onu asla yere indirtmeyeceğiz, ezanlarımızı susturmayacağız. Ezan ve sela sesleri bizlere bir ürperti ve heyecan verdikçe bizim yıkılmamız, bölünmemiz asla mümkün olmayacaktır.
Cumhurbaşkanımız konuşması sırasında bir şeye dikkat çekti. Çok saldırılar gördü bu vatan, çok badireler atlattı ama Türkiye Büyük Millet Meclisine yani milletin temsil edildiği o yüce makama ilk defa bir saldırı oldu dedi, bunun da altını çizmek lazımdır. O hainler meclisi bile bombalayacak kadar alçaktılar ve alçaklıklarını gösterdiler. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Burada bulunan vatandaşlarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Buralarda olmak önemlidir, bunlar birlikle oluyor, beraberlikle oluyor, siz gelmeyeceksiniz, o gelmeyecek, bu meydanları kim dolduracak, bu meydanlar mesaj verme yeridir. Bu meydanlar boş bırakılmamalıdır. İfade ettiğim gibi bu meydanda olmayanları da biz burada kabul ediyoruz. son söz olarak, ihaneti unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” diye konuştu.
Yorumlar (0)