1924 yılında Acıpayam'a bağlı Yumrutaş köyünde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak Dünyaya gelen Hüseyin, 4 yaşındayken annesini, 11 yaşındayken de babasını kaybetmişti. Ablası ve eniştesi ile yaşamaya başlayan küçük çocuk, köyde keçi çobanlığı yapmaya başladı ve okuyamadı.
Dağda çobanlık yapmaya gittiği bir gün, Acıpayam'da görevli öğretmenlerin piknik yaptığını gördü. Öğretmenler Hüsyin'i yanlarına davet edip çay ikram ettiler. Hüseyin'in çok zeki bir çocuk olduğunu anlayan öğretmenler, Hüseyin'in eğitim alması için öncülük etmeye karar verirler. Hüseyin'in okuma yazması bile yoktur.
Ve böylece Hüseyin okula gitmeye başlar. Lise çağlarına geldiğinde, kendisine hediye edilen bir matematik kitabını sabaha kadar okur ve sabah okula gittiğinde Fen Bilgisi öğretmenine, okuduğu kitapta "Bir eksiklik" fark ettiğini söyler.
Hüseyin’in Fen Bilgisi öğretmeni, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kendisinin hocalığını da yapmış olan fizik profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na bir mektup yazar. Kürkçüoğlu Hüseyin'in zekasından çok etkilenir ve Hüseyin’in liseyi bitirdiğinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’ne gelmesini ister.
Hüseyin liseyi bitirir ve İTÜ Elektrik Mühendisliği’nde okumaya başlar. Hüseyin aklındaki soruları Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görev yapan Prof. Morse'a mektupla yollar. Morse'un yanıtı ise şöyledir:
"Hüseyin’in ulaştığı sonuca 5 yıl önce başka bir araştırma grubu ulaşmıştı, ancak Hüseyin’in bunu tek başına gerçekleştirmesi gerçekten inanılmaz! Hüseyin'i okulumuza davet ediyoruz. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde tüm masrafları tarafımızca karşılanacaktır.”
1952 yılında İTÜ’den yüksek elektrik mühendisi olarak mezun olan Hüseyin, bir gazetenin düzenlediği kampanya ile toplanan parayla, ABD’ye gider. İngilizcesi yetersiz olduğundan ilk etapta çok güçlük çeker.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde, normal şartlarda 5 ila 9 yıl süren tez yazım sürecini Hüseyin sadece 3 ayda bitirir. Bu tarihten 2 yıl sonra, 1954 yılında profesör olur. Akademik çalışmalarına Princeton Üniversitesi'nde devam etti.
Birkaç yıl sonra Boston’da, icatları destekleyen Sylvania Electric Products'ta çalışmaya başlar. Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yapar.
1958 yılında, Albert Einstein’ın ünlü fonksiyon teorisinde eksikler tespit eder ve bunu bir mektupla kendisine bildirir. Ancak mektup ulaşmadan Einstein hayatını kaybeder.
Yılmaz, tespit ettiği bu hatayı ünlü bir bilim dergisinde yayımlayınca akademik dünyada büyük ses getirir. Bilim dünyası ikiye bölünür ve Einstein’in kuramına karşı ‘Yılmaz Kütle Çekim Kuramı’ da literatüre girer.
Olay ufku, kütleçekimi, Büyük Patlama (Big Bang) ve genişleyen evreni reddeden teorisi, fizik camiasında tartışıldı ve eleştirildi. "Maser" (uyarılmış radyasyon emisyonu ile çoğaltılmış mikrodalga) kullanarak Genel Görelilik Teorisi üzerine yaptığı çalışmaları nedeniyle 1959'da Kütleçekim Araştırmaları Vakfı Ödülü'ne layık görüldü.
1970'lerde bilim felsefesi ile ilgilendi. 1990'larda ise Tufts Üniversitesi Elektro-Optik Araştırma Merkezi ve Japonya'daki Hamamatsu Fotonik firmasında çalışmalar yaptı.
İşte köyde çobanlık yaparken mucit bir bilim insanı olan Hüseyin'in yaşam hikayesi böyle... Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, 2013 yılında hayata veda etti. Binlerce genç için bir umut ışığını ise miras bıraktı.
Yorumlar (0)