Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Hülya Çukur, ev sahibinin kiraladığı evi satmasının ardından zorlu bir sürecin içine sürüklendi. Yeni bir ev bulma vaadiyle yola çıkan Hülya Çukur, kendisine gösterilen evin sahibi tarafından reddedilince gece vakti ortada kaldı. Tek başına çaresizlik içinde kaldığı o anlardan sonra, yanında bulunanların da terk etmesiyle, penceresi ve kapısı olmayan eski bir benzin istasyonuna sığındı. Bugün, elektriksiz ve susuz bir hayatta kalma mücadelesi veren Çukur, sokağa atılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde yaşayan Hülya Çukur (67) 8 sene boyunca kaldığı ev, sahibi tarafından satıldı. Ev sahibine gideceği yerin olmadığını söylemesi üzerine ev sahibi ile birlikte yaptığı araştırmada Burdur'un Bucak ilçesine bağlı Boğazköy'de bir ev bulan Çukur eşyaları ile birlikte geldiği Boğazköy'deki evine yerleşeceği esnada o evin sahibinin vazgeçmesi üzerine gece vakti ortada kaldı. Yanındakilerin de bırakıp gitmesiyle tek başına kalan Çukur daha sonra Bağdemağacı'nda gördüğü belediyeye ait penceresi ve kapısı olmayan eski bir benzin istasyonuna eşyalarını indirterek 5 aydır burada yaşamaya başladı.
Kapı ve pencerelere perde gererek kendini soğuktan korumaya çalışan yaşlı kadın yardım istemek için nereye gitse de eli boş döndü. 5 aydır psikolojik rahatsızlığı bulunan oğlu ile elektriği ve suyu olmayan metruk binada kalan Hülya Çukur Döşemealtı Belediyesi'nin gelerek binayı boşaltmasını istemesi üzerine çaresiz kaldı.
Vefat eden eşinden kalan 8 bin lira ölüm aylığıyla hayatta kalma mücadelesi veren Hülya Çukur başından geçen olayları; “67 yaşındayım eşim vefat etti. Allah'tan başka kimsem yok benim. Var ama yok yani. Ben Döşemealtı'nda kiradaydım, 8 yıldır orada oturdum ucuz bir şekilde. 5 ay önce ev sahibim “Hülya Hanım ben evi satacağım kendine ev bul” dedi. Ben de “nereden bulayım Orhan Bey, halimi biliyorsun 8 bin lira aylığım var ne yapabilirim, nereden bulurum?” dedim. Benzin paramı verirsen ben sana ev bulurum deyince bende elimdeki paraları ona benzin parası olarak verdim. Daha sonra Boğazköy'den bir ev buldu, gidip konuştuk. Ev sahibi kadın kabul etti. Bizde bütün eşyaları kamyona yükleyerek oraya gittik. Eşyaları indirirken “Ben bu eski eşyaları evime sokmam geri yükleyin gidin.” diyerek bizi kabul etmedi. Biz de jandarmayı falan çağırdık o sırada beni buraya getiren eski ev sahibim bizi bırakıp gitti. Jandarmada bir şey yapamayınca eşyayı yükledim bize yol gösterdiler Bu tarafa geldik.” sözleriyle anlattı.
Gece vakti eşyalarıyla birlikte ortada kalan ve başını sokacak bir yer arayıp eski petrol istasyonuna sığındığını söyleyen Çukur; “Gece vakti kalacak yer ararken burayı gördüm. Allah razı olsun kamyoncu çocuk gitmedi bekledi bizimle eşyamızı oğlumla birlikte sabaha kadar aşağı indirdiler. Eşyalar 3 ay falan sokakta kaldı. Hepsi dışarda çürüdü. Sonra yavaş yavaş içeriye almaya çabaladım. Havalar soğuyunca burada donacağım diye içeride bir odaya geçtim. Eski bir sobam vardı onu kurdum. Eski çalı çırpı toplayarak yakmaya çalıştım, kendimi ısıtmaya çalıştım. Çaresiz kaldım. Su yok, elektrik yok.” dedi.
Bu süre zarfından birçok yere başvuruda bulunduğunu ancak kimsenin yardım etmediğini belirten Hülya Çukur; “Ben beş ay burada susuz elektriksiz çaresiz kaldım, ne yapacağım bilemedim. Sağa sola yalvardım, belediyeye yalvardım “ne olur bana bir yer verin” dedim. “Bizim evimiz mi var sana yer veremeyiz” dediler. Sonra kaymakama başvurdum o da yardım etmedi. Bademağacı‘nın muhtarı da yardım etmedi. Bana seni huzurevine verelim diyorlar ama ben onu istemiyorum. Benim hasta bir çocuğum var ben onu bırakıp nereye gidebilirim yani. Çocuğum hasta, psikolojisi bozuk. 3 gün önce başını aldı gitti nerede olduğunu bilmiyorum. Çaresiz kaldım, ne yapacağımı bilemiyorum buralarda kimse yardım etmiyor.” şeklinde konuştu.
Döşemealtı Belediye'sinin de kaldığı yeri boşaltmasını istemesi üzerine çaresiz kaldığını ve yardım beklediğini söyleyen 67 yaşındaki Hülya Çukur; “Ben artık Allah'ıma sığınıyorum ve vatandaşlarıma sığınıyorum. Duyan vatandaşlarım bana yardım etsin! Türkiye'ye sesleniyorum, Türkiye bana yardım etsin. Allah rızası için bana bir ev yeri açsınlar ne olur. Bir kulübe de olsa bana bir sığınacak yer versinler ne olur. Benim kirada oturacak durumum yok, eşimden kalan 8 bin lira bir para var onunla da bir şey yapamıyorum. Ben bir yere gidemiyorum, kira tutamıyorum. Burası belediyeye ait iş yeriymiş. Yıllarca boş duruyor zaten. Burayı yıkacaklarmış ihaleye vermişler tekrar işletme yapılacakmış. Beni buradan çıkartmak istiyorlar. O zaman bana ev bulun, yer bulun öyle çıkayım dedim. Ama belediyenin yeri yok diyorlar. Peki benim evim var mı? Buradan sokağa atarsanız ne yapacağım? Ben bir hayvan değilim, insanım. Ben nasıl kalırım sokakta? Kimse bana yardımcı olmuyor, kimse beni görmüyor. Ne olursunuz Türkiye'den yardım istiyorum acil bir şekilde yoksa burada öleceğim.” diyerek yetkililere seslendi.
Hülya Çukur'un söylediği şarkı ise adeta çaresizliğini betimler nitelikteydi.
Yorumlar (0)