Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı, Kızılay Başkanı Fatma Meriç Yılmaz’ın katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.
Hak-İş Konfederasyonu Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı, konfederasyona bağlı sendika başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantıda, Konfederasyonun 48’inci yılı dolayısıyla, konfederasyonun kuruluşundan itibaren geçen sürede yaptığı faaliyetlerin yer aldığı video gösterimi izletildi.
Öte yandan, Hak-İş Konfederasyonu ve Türk Kızılay arasında eğitim, afet, sosyal hizmetler ve kan bağışı konularında ortak yürütülecek faaliyetlere ilişkin bir işbirliği protokolü imzalandı. Kızılay Başkanı Fatma Meriç Yılmaz toplantıda, Hak-İş ile Kızılay’ın işbirliği yapabileceği konular hakkında bir sunum gerçekleştirdi.
Programda konuşan Arslan, Filistin ile İsrail arasında devam eden çatışmalarda İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının devam ettiğini belirterek Hak-İş’in kuruluşundan bu yana Filistin davasını kendi davası olarak gördüğünü ifade etti.
Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kırmızıçizgileri olduğunun da altını çizen Arslan, 2017 yılında kurdukları Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliğinin bugün faaliyetlerine devam ettiğini ve sadece işçi örgütlerinden oluşan yeni bir birliğin de temellerini atacaklarını sözlerine ekledi.
Filistin için yapılması gereken çok yardımın olduğuna da dikkati çeken Arslan, "Ne yazık ki uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği, İslam Konferansı ve Arap Birliği gibi örgütlerin bu katliam karşısındaki yetersizliği, sessizliği, hatta katliamı onaylaması hepimizle beraber Filistinliler’de de yaralar açtı. Bu yaraların tedavisi uzun sürecektir" ifadelerini kullandı.
Arslan, Gazze’de yaşayan insanların imkanlarının her geçen gün azaldığını da belirterek, "HAK-İŞ olarak bir taraftan bu çalışmalarımızı yaparken bir taraftan sivil toplum örgütlerini organize edip bir sivil inisiyatifle İsrail’e doğru yola çıkmayı da öneriyoruz. Çünkü Mavi Marmara’nın siyonist devlet üzerindeki etkileri, travmaları hala geçmiş değil. Ellerinde bıçak bile olmayan sivil insanların Gazze’ye yürüyüşü, İsrail’i bütün dünyada hem mahkum etmiş hem de çaresiz bırakmıştır. Her türlü vahşet Gazze’de işleniyor dünya da buna sessiz kalıyor. Başkaları sussa da biz susamayız, başkaları sessiz kalsa da biz kalamayız. Çünkü Filistin, bizim davamız. Filistin davasının neferleri olarak bundan sonra da bu mücadelenin tarafı olmaya ve bu konuda gücümüz yettiğince, elimizden geldiğince bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar (0)