Rönesans Rezidans, 600 Konutlar Sitesi, Ebrar Sitesi, Iraz Apartmanı... Kahramanmaraş depremleriyle enkaza dönüşen ve bu haliyle hafızamıza kazınan yapılardan sadece birkaçı... Geçen günlerde bölge halkından iddialar da gelmeye başladı. Örneğin, 2013’ten 2020’ye kadar Rönesans Rezidans’ta ikamet eden Hatay Büyükşehir Belediyespor Kulübü üyesi Zekiye Barutçu Yiğitbaşı, DHA’ya yaptığı açıklamaya göre, sitenin bahçesindeki koridor gibi yerde bir çatlak oluştuğunu görüyor ve her geçen gün bu çatlağın büyüdüğünü fark ediyor.
Site yönetimine bunun kontrol edilmesi gerektiğini söylüyor. Israrları sonucunda siteye mühendislerin geldiği ve durumun kontrol edildiği bildiriliyor kendisine. “İnanmış gibi yaptım” diye anlatıyor Yiğitbaşı ve siteden taşınma kararı alıyor. Depreme nerede, ne zaman yakalanacağımız belli değil. Yaşadığımız yapıların depreme dayanıklı olup olmadığını bilmek, gerekiyorsa önlem almak şart. Peki, bu süreç nasıl işliyor? Uzmanlar adım adım bina kontrolü hakkında bilmemiz gerekenleri anlattı.
Yaşanan depremler sonrasında haklı olarak oturduğumuz binanın sağlamlığı konusunda şüpheye düştük. Binamızın sağlamlığına ikna olmamız için yapılması gereken birtakım yöntemler tabii ki mevcut. Birinci yöntemde; vatandaşlarımız, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler, il özel idareleri veya bakanlıkça lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar aracılığıyla binalarının risk durumlarının tespitini talep edebilirler. Bu aşamada maliklerden birinin veya kanuni temsilcisinin müracaatıyla kentsel dönüşüm süreci başlamış olur. İkinci yöntemdeyse vatandaşlarımız özel proje bürolarına başvurarak binalarının deprem performans analizlerinin yapılmasını talep edebilirler.
Yapının riskli çıkması durumunda idare 60 günden az olmamak üzere binanın tahliyesi için süre verir. Bu sürede bina tahliye edilmezse 30 günden az olmamak üzere ek süre tanınarak yapının elektrik, gaz, su gibi bağlantıları kesilip yıkım süreci başlatılır. İkinci yöntemdeyse bina yönetiminin Kat Mülkiyet Kanunu gereğince karar alması gerekir ancak çıkan sonucun resmi bir yaptırımı olmaz. Yapının akıbetine kat malikleri karar verir. Bina riskli çıkar ve bakanlığa başvurulursa yine tahliye kararı alınır.
Ne yazık ki deprem gerçeği hayatımızda hep olacak. Eğer ki binamızın mevcut durumu güven vermiyor ve bu konuda ufacık bir şüphemiz varsa gerekli tespitleri yaptırmaktan ve sonucundaki yaptırımları uygulamaktan başka seçeneğimizin olduğunu düşünmüyorum.
Yaşadığımız süreç dikkate alındığında işlemlerin hızlı yapılmasından ziyade sağlıklı yapılması önem arz ediyor.
Önce başvurumuzu yapmalıyız. Başta bahsettiğimiz her iki yöntemde de binanın taşıyıcı sistemi belirlenip sıva kısmi temizlenerek betonda hasar olup olmadığının gözle muayenesi yapılır. Röntgenle kolon ve kirişlerdeki donatı tespiti yapılır. Proje büyüklüğüne göre uygun sayıda karot, donatılara zarar vermeden betonlardan alınır. Test çekiciyle betonların genel dağılımının aynı olup olmadığı belirlenir. Çıkan karot sonuçları ve röntgendeki donatı sayıları kullanılarak bina için performans analizi yapılır. Analiz sonucunda taşıyıcı sistem yönetmelik şartlarını taşımıyorsa yıkım kararı verilir.
Kiracı başvuru yapamaz. Ancak kentsel dönüşüm süreci başlatılmışsa kiracı ya da malik fark etmeksizin yasal süre içinde konutun tahliye edilmesi gerekir.
Kentsel dönüşüm süreci başlatılacaksa kat maliklerinden birinin başvurusu yeterlidir. Süreç sonucunda 15 gün içinde rapora itiraz edilebilir. Bakanlık bu itirazı değerlendirir ve raporda herhangi bir uygunsuzluk yoksa yıkım kararını onar ve başka bir itirazı kabul etmez. Ancak yönetim kararıyla deprem performans analizi yaptırılmasına karar verilmişse kat maliklerinden birinin bu karara itirazı halinde, kararın uygulanabilmesi için hukuki sürecin başlatılması gerekir.
Depreme dayanıklılık testi tahribatlı, tahribatsız birtakım test sonuçlarının değerlendirilerek sonucunun performans analiziyle binaya ait risk durumunun belirlenmesidir. Karot aldırma ifadesiyse risk değerlendirmesinin sadece test ve laboratuvar kısmının bir parçasıdır. İnşaattan alınan 3-5 adet karot, yapım sürecinde yüzlerce transmikserle inşaata getirilmiş beton malzemesinin birkaç yapı elemanına denk gelen sertleşmiş betonundan alınan örnektir ve mevcut betonun sadece taşıma gücü değerini verir. Alınmamış diğer yapı elemanlarının değerini yansıtmaz...
Fakat deprem performans analizi tüm yapının statik, zemin değerleri, beton mukavemeti, kullanılan demirin çekme mukavemeti ve pas oranı tespit edilerek yapılır. Mevcut yapılarda yapılması gereken de budur.
Karot, priz almış betonun dayanımını tespit ettiğimiz tahribatlı bir muayene yöntemidir. Belirli çapta elmas uçlu kesicilerle priz almış betondan silindir numuneler alınması ve bu numunelerin belirli işlemlerden sonra basınç testine tabi tutulması suretiyle gerçekleşir. Tahribatlı bir yöntem olması ve bina taşıyıcı elemanları olan kolon, kiriş, döşeme elemanlarından alınması esas olduğundan kesiti zayıflatır. Ancak sadece bakanlık tarafından yetkilendirilmiş ve akredite olan laboratuvarların yetkin personeli ve denetçi mühendisi gözetiminde alınan karotlar binanın bütünlüğüne zarar vermeyecek noktalarından seçildiğinde zarar en aza indirilir. Karotun neden alındığına bağlı olmak üzere karot alınmadan önce gerekliliği iyice değerlendirilmeli.
Binadan karot aldırmak veya mikrotremor tekniğini kullanarak yapı ve zeminin titreşim periyodunu ölçmek, yapıların deprem dayanıklılığına ilişkin farklı veriler sağlayan iki ayrı tekniktir. Binadan karot aldırmak yapıda bulunan beton elemanların özelliklerini belirlemek için kullanılır. Bu teknik sayesinde yapıda kullanılan betonun mukavemeti ölçülür. Ancak bu teknik genellikle yapıların belirli noktalarından yapılan ölçümlere dayandığından yapıdaki değişkenlikleri tespit etmede yetersiz kalabilir. Mikrotremor tekniği, zeminin dinamik özelliklerini ve yapı-zemin etkileşimini ölçmek için kullanılır. Bu yöntem depremlerde oluşan doğal titreşimleri ölçerek zeminin rijitliğini (sertliğini), yapının doğal titreşim periyodunu tespit etmeyi sağlar. Mikrotremor, bina projelendirilme aşamasında zemin verileri dikkate alınarak yapılması gereken bir çalışmadır. Mevcut bina için sadece zemin hâkim titreşim periyodunun bina etkileşimine oranını verebilir. Mikrotremor uygulaması esnasında yakın civarlarda herhangi bir çalışma yapılması, araçların ve hatta yayaların geçmesiyle oluşabilecek en ufak gürültü sonuçları olumsuz etkilemektedir. Doğru sonuç almak için bölgeden insanların bile uzaklaştırılarak çok hassas oranda sessizlik ve titreşimsizlik sağlanması gerekir. Bu durumu sağlamak yaşam ortamlarında ve şehirlerde neredeyse imkânsızdır.
Binanın taşıyıcı sistemine, büyüklüğüne, taşıyıcı elemanların boyutlarına ve zemine bağlı olan çok değişken bir süreçtir. Binaya göre değerlendirmek daha uygun olur. Fakat örnek bir değerlendirme yapacak olursak 500 metrekarelik bir alan için rölöve çalışması, numune alınacak kısımların tespiti, numune alma ve test süreci, çıkan sonuçların raporlanması, statik hesapların yapılarak performans analizi çıkarılması toplamda bir aylık bir zaman alacaktır.
Binanın risk tespitinin yapılması için gider kalemleri şöyledir: 1. Test ve analiz giderleri, 2. Değerlendirme mühendisliği giderleri, 3. Performans analizi giderleri, 4. Yeniden projelendirme giderleri ve 5. Yeniden projelendirme çerçevesinde gerekli imalatların yapılması giderleri. Bu giderlerden 1, 2 ve 3 tüm yapılarda ortak olup binanın riskli çıkmaması halinde yeniden projelendirmeye ihtiyaç yoktur. Test ve laboratuvar giderleri, mühendislik giderleri bölge ve işlem bazında değişiklik göstermektedir. 500 metrekareye kadar oturumu olan ve üç katı geçmeyen yapılarda güncel fiyatlara göre test ve laboratuvar ücretleri 30 bin-40 bin lira mertebesinde olup ilave her kat için yüzde 10 artar.
Yapı Denetim Kanunu can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenler. Kanun ve ikincil mevzuatları çerçevesinde binaların fen ve sanat kurallarına uygun olarak inşa edilmesini sağlayan bakanlık, yetkili kuruluşlarsa yapı denetim kuruluşlarıdır.
Yapı denetim kuruluşu olmayı haiz olmanın bazı gereklilikleri vardır. Yapı denetim mevzuatı ülkemizde yürürlükte olan en ağır mevzuatlardan biridir ve cezai yaptırımları oldukça büyüktür. Tüm bu şartlara rağmen meslektaşlarımın ve sektördaşlarımın ne böyle bir risk alma ihtimalini ne de böyle bir ihaneti düşünmek dahi istemem. Vatandaşların içini rahatlatacaksa yapı denetim kuruluşu tarafından yapılan denetimleri içeren dosya, bağımsız mühendislerce ve kurumlarca incelenebilir; herhangi bir şaibeli durum oluşması halinde yapı denetimle işbirliği içerisinde risk tespiti yapılabilir. Ülkemizin deprem haritası gereği her felaket, depreme dayanıklı bina inşa etme yaklaşımımızı değiştirir. Bu durumda yapı denetim kuruluşuna düşen görev en güncel mevzuata göre denetim işlemlerini gerçekleştirmektir.
Biz statik hesaplarımızı yaparken güncel yönetmelikler çerçevesinde çeşitli parametreler kullanırız. Bu parametrelerle yapılan hesaplarda öngörülebilir hasar düzeylerimiz vardır. Öngörülen hasar düzeyi beklenilenin üzerinde olduğunda ki bu güvenli limitlerimizin üzerinde bir büyüklükte deprem olabilir ve yönetmeliklerin güncel ihtiyaçlara göre değişmesi halinde binada bir hasar tespiti yapılması gerekir. Gözlemsel hasar tespiti sonrasında kullanılan beton ve donatı yapı laboratuvarları tarafından test edilerek birtakım değerler elde edilir. Bu değerler çerçevesinde en güncel yönetmeliklere göre yapılan bina performans analizi değerlendirilerek binada güçlendirme ihtiyacının olup olmadığı anlaşılır. Güçlendirme ihtiyacı olması halinde mevcut taşıyıcı elemanlar ve oluşturulacak yeni elemanların bir arada değerlendirildiği yeni bir hesapla uygun bir güçlendirme projesi oluşturulması suretiyle güçlendirme yapılabilir. Güçlendirme giderlerinin ödenmesi Kat Mülkiyeti Kanunu’nda daha detaylı açıklanmış olmakla birlikte mal sahibinin ödemesi beklenir. Çok malikli yapılardaysa bina oybirliği gerekmektedir. Ancak binanın risk teşkil ettiğiyle ilgili bir gözlem olması halinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine bireysel başvurular yapılarak bina incelemesi talep edilebilir.
Betonarme elemanlar uzun ömürlüdür. Takribi 100 yıl ömürleri vardır. Temellerin iyi korunduğu, binanın en güncel yönetmeliklere göre yapı denetim kuruluşu tarafından denetlenerek inşa edildiği durumlarda risk tespitine gerek yoktur. Ancak güncel yönetmeliklerden önceki dönemde inşa edilmiş ve güncel yapı denetim sistemi tarafından denetlenmemiş binalarda bir defaya mahsus risk tespiti yapılarak sonuca göre aksiyon alınabilir. Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığımızın Bina Kimlik Sistemi (BKS) çalışmasıyla beraber yapı denetim kuruluşları beş yılda bir yapının denetimini tekrarlayacaklardır.
Yapı denetim sistemi kontrolünde inşa edilen tüm binalarda mevzuatımız gereği yapının tüm imalatlarının test sonuçları ve tutanaklarının bir nüshası yapı sahibine, bir nüshası müteahhide verilmektedir. Dolayısıyla bu dosya istenebilir, bağımsız olarak inceletilebilir. Yapı denetim sistemine tabi olmayan yapılarda test sonuçları ve imalat tutanaklarına ulaşmak maalesef imkânsızdır. Risk tespiti yapılarak bina durumu analiz edilebilir.
Resmi kurumların denetimi için tek bir daire sahibinin başvurusu yeterli oluyor ama yıkım kararı alınırsa evi tahliye etmek gerekiyor. Özel şirket denetimi başvurusu içinse tüm daire sahiplerinin onayı gerekiyor. Bunun da sonucunda hasarlı çıksa bile yaptırımı yok. Ancak kat malikleri tahliyeye başvurduğu takdirde bakanlık karar veriyor.
Değerlendirme aşamaları
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’ndan aldığımız bilgilere göre...
* BDD çalışmaları, bina sahibinin (bina yönetiminin) isteği doğrultusunda yapılır.
* Bina performans değerlendirmesi (BPD) aşamasına geçilmeden önce bina hakkında gözleme dayalı bir ‘ön izlenim’ oluşturma amaçlıdır. Binanın inşaatına esas teşkil eden projeler ilgili belediyeden, tapudan ve benzeri yerlerden elde edilir. Bina mahallinde görsel inceleme ve gerekliyse yerinde rölöve çalışması yapılır. Bu sırada yapı malzemesinin kalitesini tahmin etme maksatlı tahribatsız deneyler uygulanır.
* İncelemeyi yapan mühendis, ayrıca basit hesaplar yaparak veya hızlı tarama için geliştirilmiş ve kalibre edilmiş çeşitli puanlama yöntemlerini kullanarak, ayrıca taşıyıcı sistem düzensizliklerini, korozyon (paslanma) durumunu, varsa çatlakları değerlendirerek, binanın mevcut durumuna yönelik değerlendirmelerini raporuyla ortaya koyar.
* Bu çalışmalar, yapı uzmanlık alanında serbest inşaat mühendisi (SİM) belgesine sahip, bina tasarımı ve inşasında deneyimli inşaat mühendisleri (mühendislik büroları)tarafından yapılır.
* Mühendis, sonuçlar bölümünde ‘önerisini’ ortaya koyar. Raporda güvensiz olduğu değerlendirilen binalar için ilgili mühendisin sorumluluğunda BPD ve bina güçlendirme proje (BGP) çalışmalarına gerek olmadığına da karar verilebilir.
* BPD çalışmaları depremin öncesinde veya sonrasında yapılır.
* Binaya ait projeler ve ayrıntılı saha rölöve çalışmalarıyla tüm yapısal sistemin (kolon, kiriş, perde, temel, zemin vs.) tanımlandığı, beton kalitesi ve donatı durumunun tüm bina için eksiksiz olarak netleştirildiği, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY)-2O18’de belirlenen koşullara göre tüm binanın bilgisayar ortamında çözümlendiği inceleme yöntemidir.
* TBDY-2O18’in ilgili bölüm esaslarına uygun olarak ve ileri yapısal çözümleme yöntemlerini kullanarak taşıyıcı sistem elemanlarının görebileceği hasarlar bilgisayar ortamında tahmin edilip binanın depreme karşı güvenli olup olmadığı ve sağlayabildiği performans ‘Deprem Etkisi Altında Mevcut Bina Sistemlerinin Değerlendirilmesi Raporu’yla ortaya konulur.
* İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından İşyeri Tescil Belgesi (İTB) belgesi verilmiş mühendislik ofisleri tarafından yapılır.
* Binanın öngörülen depremler etkisinde göreceği hasarın kabul edilebilir seviyeyi aşıp aşmadığını tahmin eder. Binanın güçlendirme yapılarak kullanılabileceğini veya yıkılması gerektiğini kesin olarak tespit eder. Binanın güçlendirme yapılarak istenilen Deprem performansını sağlayabileceği ortaya konulursa BGP çalışmaları aşamasına geçilir.
Dr. Buğra Gökçe-İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı
‘İstanbul’da hızlı tarama için başvuru yapabilirsiniz’
* İBB’nin binaların risk durumunu saptayabilmek için 2019’da başlattığı ‘hızlı tarama yöntemi’ akademisyenlerimizin de sürece katılımıyla onlarca farklı yöntem arasından seçildi.
* Japonya, Yeni Zelanda, Yunanistan, Amerika, Kanada ve İtalya’da benzerleri uygulanan PERA (hızlı sismik güvenlik değerlendirme) yöntemiyle yapılmış bir çalışmadır ve bir ön değerlendirme niteliğindedir.
* Hızlı tarama için başvurular binatespitiformu.ibb.gov.tr adresi üzerinden veya İBB Hizmet binalarına dilekçeyle yapılabiliyor.
* Başvuru kriterlerini (2000 yılı öncesi yapılmış, betonarme için en fazla 10 katlı, yığma için 5 katlı) sağlayan yapıların sahipleri önce telefonla aranarak randevu oluşturulup sonrasında ekiplerimiz tarafından ziyaret ediliyor. Ekiplerimiz binanızda beton dayanımı, taşıyıcı sistemdeki demirlerin niteliği ve sayısını tespit ederek zemin verileriyle birlikte değerlendirme yapıyor.
* Tarafımızca yürütülen ücretsiz çalışma için malikler/ev sahipleri başvurabilir. Kiracıların da başvurabilmesi için çok başvuru aldık. Bunun için de gerekli düzenlemeleri hazırlıyoruz.
* Apartman, site gibi çoklu kullanım ve mülkiyetteki yerlerde bir kişinin müracaatı yeterli ancak binaya tespit için geldiğimizde karşı çıkan başka daire sahipleri olabiliyor. Bu gibi durumlarda eğer kabul edilirse incelemeyi gerçekleştiriyoruz.
* Riskli yapı tespit başvurusundaysa riskli yapı süreçleri hızlı taramadan farklıdır. Sadece ev sahipleri yapabilir. Kiracı başvuramaz. Bir kişinin müracaatıyla yapılabilir, üçte iki çoğunlukla inşaat sürecine geçilebilir.
* Binaları almadan önce mutlak surette iskân belgesini istemeliyiz. Bu projesine uygun olduğuna dair ön kabul içerir. Zaman zaman ülkemizde iskândan sonra iskâna aykırı deformasyonlar olduğu da bir vaka olmakla beraber iskân belgesi olmayan binaların projesine uygun tamamlanmamış binalar olması çok yüksek. İnşaat ruhsatını görmek ve bir uzmana inceltmek yerinde olur.
* Hızlı tarama testi lisanslı kuruluşların Karot taramasında önceki aşamadır. Vatandaşlara tavsiye, yol gösteren bir test.Bizim için de riski görmeyi sağlar.
Hürriyet
Yorumlar (0)