Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, obezite, yetersiz uyku ve stres derken kalp hastalıkları son yıllarda çocuklarda da giderek yaygınlaşıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinem Altunyuva Usta, “Günümüzde ebeveynlerin yoğun iş temposunun da etkisiyle beslenme tarzı doğallıktan uzaklaşarak, kolay ve çabuk hazırlanabilen, yapay tatlandırıcılar ve raf ömrünü uzatan katkı maddeleriyle lezzet oranları artırılmış paketli ve işlenmiş gıda tüketimine kaymıştır. Bu durum ise kalp sağlığını tehdit eden obezitenin, çocuklarda en sık görülen kronik hastalık haline gelmesinde önemli rol oynamaktadır” diyor. Uluslararası Obezite Komisyon raporuna göre; dünya çapında 5-17 yaş arası çocukların yaklaşık yüzde 20-25’inin kilolu ya da obez olduğunu; obezitenin ise kardiyovasküler hastalıklara da doğrudan zemin hazırladığını vurgulayan Dr. Sinem Altunyuva Usta, çocukların kalp sağlığını korumak için ebeveynlere çok önemli görevler düştüğünü, özellikle sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve egzersiz alışkanlığı kazandırmanın kritik rol oynadığını söylüyor. Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinem Altunyuva Usta, çocuklarda kalbi tehdit eden hatalı beslenme alışkanlıklarını anlattı, ebeveynlere önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Endüstriyel ürünler obezite oluşumunu kolaylaştırıyor. Örneğin; paketli tatlılar, dondurmalar, rafine şekerleri yüksek oranda içeren gazlı içecekler, soğuk çaylar, renkli ve meyveli sütler, şekerlemeler, bisküvi ve kraker gibi atıştırmalıklar metabolik sendrom ve kardiyovasküler hastalık gelişimini kolaylaştırabiliyor. Bu nedenle çocukların bu tarz gıdalara özendirilmesinin önüne geçilmesi gerekiyor. Yine beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç yerine bulgur tüketilmesi hem doygunluk hissi vererek fazla kiloya karşı destek oluyor hem de kalp sağlığını korumaya katkı sağlıyor.
Kimi ebeveynlere göre çocuklarına sebze ve kurubaklagil yedirmek ‘deveye hendek atlatmaktan’ daha zor! Ancak sebze ve kurubaklagil tüketimi çocukların kalp ve damar sağlığı açısından çok önemli. Zira sebzeler düşük yağ içeriklerinin yanı sıra, kötü kolesterolü (LDL kolesterol) düşürücü etkiye sahip olan zengin posa içerikleri, yoğun lif oranları, folik asit, kalsiyum, potasyum ve C vitamini sayesinde kalp ve damar sağlığını koruyor. Yine nohut, mercimek, kuru fasulye gibi kurubaklagiller posa yönünden zengin oldukları kadar, yüksek besin değerlerine sahip olduklarından haftada en az iki kez kurubaklagil tüketilmesi öneriliyor. Bu nedenle çocuklarına sebze ve kurubaklagil yemeklerini sevdirmek için ebeveynlere büyük görev düşüyor.
Kızartmalar yetişkinlerin olduğu gibi çocukların da kalp ve damar sağlığını tehdit ediyor. Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinem Altunyuva Usta, çocukların kalp sağlığını korumada pişirme yöntemlerinin sanıldığından çok daha fazla önem taşıdığını belirterek “Hızlı pişirme yöntemlerinden, kızartma ve kavurmadan ziyade haşlama, kendi suyunda pişirme, ızgara ya da fırında pişirme yöntemlerini tercih edin. Bu şekilde aşırı yağ alımını sınırlamakla kalmayıp çocukların kalp ve damar sağlığını korurken, yemeğin besin değerini de artırmış olursunuz” diyor.
Doymuş yağ asitleri kalp sağlığı için zararlı olan LDL kolesterol düzeylerini yükseltirken, insülin direnci gelişimini kolaylaştırıyor. Dr. Sinem Altunyuva Usta’ya göre; çocukların özellikle de televizyon ve bilgisayar başında televizyon seyrederken tükettikleri yüksek kalorili, transyağlardan zengin cipsler, paketli kek ve kurabiyeler, kahvaltılık gevrekler, renklendirilmiş şekerli sütler, kızartmalar ve aromalı şekerli yoğurtlar kalp ve damar sağlığı için zararlı olabiliyor. Bunların yerine tüketecekleri çiğ badem, ceviz ve çiğ fındık gibi yağlı tohumlar, içerdikleri sağlıklı doymamış yağlar ve lifler sayesinde kalp sağlığını korumalarına katkı sağlıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün günlük tuz tüketimi önerisinin günlük 2 gram olduğuna işaret eden Dr. Sinem Altunyuva Usta “Oysa Türkiye’de erişkinlerde yapılan bir araştırmada; günlük tuz tüketiminin yaklaşık 18 gram olduğu bildirilmektedir. Yemekler pişirilirken konulan tuz miktarının azaltılması, pişmiş gıdalara ilave tuz atılmaması, fazla tuz içeren rafine ve işlenmiş gıdaların tüketiminin en aza indirgenmesi hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltmada, çocukların kalp sağlığını korumada son derece önemlidir” diyor. Yemek hazırlarken kullanılan tuzların iyotlu olması ise tiroit bezinin ve dolayısıyla metabolizma hızının düzenlenmesinde de önem taşıyor.
İşlenmiş, ısıl işlemlerden geçmiş et ürünlerinin tüketilmesi de bir başka hatalı beslenme alışkanlığı olarak öne çıkıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar; bu tür etlerin tüketilmesinin kardiyovasküler hastalık riskinin yanı sıra kanser sıklığında da artış ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Dr. Sinem Altunyuva Usta, bu nedenle pastırma, sucuk, sosis, salam tüketiminin azaltılması hatta tüketilmemesi gerektiğini söylüyor.
Zengin omega-3 içeriği sayesinde balık tüketimi çocuk gelişiminde önemli rol oynuyor. Balık tüketiminin artırılması LDL yani kötü kolesterol düzeyini düşürerek damarlarda tıkanıklığa yol açan plak oluşumunu engellerken, kalp ritminin düzenlenmesinde büyük fayda sağlıyor. O nedenle haftada en az iki kere balık tüketmek gerekiyor. Ancak balığın pişirilme şekli de çok önemli. Kızartma fayda yerine zarara yol açabildiğinden, balığı buğulama yöntemi ile ya da fırında yapmak gerekiyor.
Yorumlar (0)