Yaşı 40 ve üzerinde olan hemen herkesin üzülerek, hattâ kahrolarak hatırlayacakları; senaristlerini, başrol oyuncularını, figüranlarını ve kuklalarını lânetle anıp nefretle kınayacakları gibi; cennet misâli ülkemizde bundan tam 28 yıl önce, yani 28 Şubat 1997 tarihinde seçilmiş ve iyi güzel hizmetler vermekte olan Refah-Yol Hükümeti’ne karşı haksız hukuksuz ve vicdansız bir karalama kampanyası başlatılmış ve ‘Postmodern Darbe’ olarak adlandırılan, aslında pismodern bir darbe sonunda Hükümet istifaya zorlanmıştı… Ve koltuklarını başlarının üstünde değil de altlarında taşıyan dönemin Başbakanı ve bakanları ülkeyi 28 Şubat’çıların şerlerinden korumak ve bir kardeş kavgasına sebebiyet vermemek için görevlerini yeni kurulacak olan hükümete bırakma maksadıyla istifa istemişlerdi… Ancak, asıl maksatları üzüm yemek değil, halt etmek olan darbeciler bildiklerini okumuş ve ülkemizi en az 28 yıl geriye götürmüşler, dolayısıyla da insanımızı hüzne boğmuşlardı!
Amma velâkin, ben sevgili okurlarıma, pismodern darbenin ülkemde ve insanım da açtığı maddî mânevî yara ve verdiği zarar yetmezmiş gibi; babalar babası ve adamın hası olan Babamızın köydeki evimizin ikinci katından ve sabah namazı için kalktığı merdiven boşluğundan düşerek (beyin kanaması nedeniyle ve daha 58 yaşında iken) vefat ettiğini; ancak bunu ben (o sırada asker olduğum için) 4,5 ay gibi uzun bir süre sonra öğrenebildiğim bir kara günün sene-i devriyesi olduğunu daha dün gibi hatırlıyorum!
Kısacası ve açıkçası; fizîkî ve aklî en küçük bir rahatsızlığı olmadığı gibi, sportmen bir yapıya da sahip olan Babamızın genç yaşta ve talihsiz bir kaza sonucunda ölmesinin verdiği acı, ızdırap ve hüzün bir yana; 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin sabahına kadar, tam 4 yıl Gençlik Kolları Başkanlığını yapma şerefine nail olduğum Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Hocamın TBMM’den gerekli güven oyunu alarak kurduğu ve Başkanlığını yaptığı 54. T. C Hükümeti ‘Bizans oyunlarıyla’ istifa etmek zorunda bırakılmış ve ülkemizin telâfisi zor olacak maddî mânevî zararları uğratılmasını hatırlamak bile istemiyorum… Çünkü, o dönemin mağdurlarının ve şahitlerinin bir çoğunun hayatta olduklarını, o nedenle dileyen okurlarımın 28 Şubat Darbesinin ülkemize ve insanımıza verdiği zararları bu kişilerden bizzat dinleyebilecekleri gibi yalan söylemeyen tarihçilerin kitap ve makalelerinden öğrenebileceklerini hatırlatıyor, sözü şimdide savunamadığımız sivillerimize getirmek istiyorum:
İlgilenenlerin veya ilgililerin bilecekleri gibi, Ülkemizin Sivil Savunma Hizmetleri, ilk olarak 1928 yılında yürürlüğe giren “Cephe Gerisinin Havaya Karşı Müdafaa ve Muhafazası Talimnamesi’’ ile düzenlenmiş. Daha sonra 1938 yılında çıkarılan ‘’Pasif Korunma Kanununun” yürürlüğe konulmuş ve illerde Seferberlik Müdürlükleri veya Sivil Savunma Müdürlükleri kurulmuş ve 1958 yılında çıkarılan ve 28 Şubat 1959 tarihinde yürürlüğe giren 7126 sayılı “Sivil Savunma Kanunu’’nun adı daha sonra kanun hükmünde çıkarılan bir kararname ile ‘’Sivil Savunma Kanunu’’ olarak değiştirilmiş! Bütün bunlar yetmemiş, 2009 yılında çıkarılan “Afet ve Âcil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’’ yürürlüğe girmiş ve bu yasanın yürürlüğe girmesiyle Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile il/ilçe müdürlükleri kaldırılmış, yerine Afet ve Acil Durum Müdürlükleri kurulmuş. Ve en son olarak ta Sivil Savunma Hizmetleri Başkanlığı bünyesinde bulunan Sivil Savunma Dairesi Başkanlığı ve il Afet Durum Müdürlüklerince yürütülmeye başlanmış…
Kısacası devlet birçok şeyi olduğu gibi, sivil savunma faaliyetleri de hep ciddiye almış, düzenleme üstüne düzenleme yapmış ve son olarak Sivil Savunmanın maksatlarını madde medde sıralamış:
Birçok konu da olduğu gibi, Hükümetler genelde uzun uzun tecrübe ve deneyler sonunda iyi güzel, yani ülkemizin ve insanımızın yararına yasalar-kanunlar çıkarıyorlar. Ancak uygulayıcılar çıkarılan yasaları ya yeteri kadar uygulamıyor ya da vatandaşlar konulan kurallara gerektiği gibi uymuyor-uyamıyor olmalılar ki, küçüklü büyüklü kazalar, âfetler ve savaşlar esnasında çok sayıda sivil ya ölüyor ya yaralanıyor ya da maddî mânevi bakımdan zarara uğruyor maalesef!
Birinci paragrafımda Pismodern Darbesini ve 28 Şubat tarihini dahî ağzıma almak istemediğimi bildirmiştim, ama ilâve yapmaktan da kendimi alamadım:
Dünya genelini bilmiyorum ama, ülkemiz de olduğu gibi, bazı ülkelerde her 28 Ocak tarihi ‘Sivil Savunma Günü’ olarak kutlanıyor! Amma velâkin, siviller değil bugün, 365 gün, 52 hafta öldürülüyor, katlediliyor, en azından şiddete uğrayıp işkenceler görüyorlar! Dolayısıyla da diğer adı var kendisi yok olan gün, hafta, ay ve yıllar gibi, bu gün de keenlemyekün, yani yok hükmünde sayılıyor! Daha doğrusu, acımasız, insafsız, merhametten yoksun insanlar, yönetimler veya yöneticiler masum, mazlum insanları, kadınları kızları ve sabî çocukları yılda bir gün bile olsun rahat huzur vermiyor, hattâ hayat hakkı tanımıyor, canlarını ve cananlarını koruyamıyorlar maalesef! Oysa bizim inanç ve imanımıza ve güzel dinimize göre değil masum bir insanı öldürmek, dövüp sövmek veya işkence yapmak, vahşi hayvanları bile öldürmek, işkence yapmak, hele hele yakarak veya su da boğarak öldürmek hiç yoktur ve bu kurallara uymayan insanlar büyük günah işlemiş olur… Amma velâkin cihanşümul dînimizi bilmeyen, okumayan, öğrenmeyen, öğrense bile nefsine uyan insanlar ve bilhassa acımasız yöneticiler uygulama konusunda yetersiz, hattâ çaresiz kalıyorlar…
Velhâsıl-ı kelâm; ister sivil olsun ister üniformalı, yani can taşıyan herkes korunmalı ve kimse kimseye zarar verilmemeli. Çünkü insan eşrefi mahluktur, yani insanın kendisi yaratılmışların en şereflisi olduğu gibi, ölüsü-cesedi bile saygıdeğerdir. O nedenle, dinimiz islâm bırakın inananları ‘Âdem Babamıza ve Havva Anamıza hürmeten’ insanların ölülerine dahî saygı gösterilmesini emreder… Onun için ister müslim olsun ister gayrimüslim, isterse ateist olsun bizde insanların ölülerine hürmet edilir, cenazeler yanlarından geçerken ayağa kalkılır! Amma velâkin, İslâmiyetten almadıkları gibi insanlıktan da nasibini almamış olan kişiler ve bilhassa devletleri ya da toplumları yöneten, yönlendiren, çekip çeviren yöneticiler koltuklarını ve hegemonyalarını korumak için öldürmedik-katletmedik, en azından zulmetmedik-işkence yapmadık fert, aile ve topluluk bırakmıyorlar. Ve esas olan sadece siviller değil herkes-her insanı, hattâ hayvanlar dahî korunmalı!’ Ancak günümüzde, İslâmiyetten ve insaniyetten nasibini almamış darbeciler âdeta öldürmek için yaşıyorlar!’
Hülâsâ-i netice; bu kadar uzun ve alabildiğince tatsız bir hatırlamadan sonra, şimdide yarın başlayacak olan mübarek ay ramazan-ı şerifimizi yürekten kutluyor; Yüce Mevlâ’dan bizlerin yapmış ve yapacak olduğumuz tüm ibâdet-ü taatlerimizi, hayır hasenatlarımızı kabul eylemesini ve bizleri daha nice ramazan aylarında ve bayramlarında buluşturmasını niyaz ediyor, herkese saygılar sunuyorum.
BİR ÇİÇEKLE BAHAR OLMAZ, AMA HER BAHAR DA
BİR ÇİÇEKLE BAŞLAR… Ve İSLÂM SAVAŞLARI
TÜM İNSANLIĞIN SAADETİ İÇİN YAPILMIŞTIR..!
Prof. Dr. Necmeddin Erbakan (r. aleyh)
SİVİL SAVUNMA MİLLÎ SAVUNMADIR…
YARDIMLAŞMA BİRLİK BERÂBERİLİĞİ GETİRİR…
SİVİL SAVUNMAYA DESTEK GELECEĞE DESTEKTİR.
Sivil Savunma sloganlarından
2025
Taceddin Akbaş'ın '28 Şubat Pismodern Darbesi'nin 28. yılı, mübarek Ramazan Ayının ise Arife Günündeyiz' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Usta yaparsa kaza, çırak yaparsa ceza!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Zelenski'yi -önce- kahraman sonra zavallı adam yaptılar' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ekrem İmamoğlu 'Bundan Sonra' İBB Başkanı değil, Cumhurbaşkanı adayı! gibi çalışacak ve İstanbul'u unutacak' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'BUTSO ile MAKÜ 'Örnek bir' kararın altına imza atmış' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Burdur Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü, adıyla mütenasip hizmetler vermeye devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Hayvanlarımıza 'İyi bakalım ki' onlar da bize hizmet etsinler' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bu gidişle ya Trump ABD'yi yer ya da ABD Trump'ı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Uyuşturucu bataklığı kurutulmalı ki gençler bu bataklıktan kurtulsunlar' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mesai saatleri yazın ayrı kışın ayrı düzenlenmeli!' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur'un Bucak ilçesinde Kadir Gecesine özel Hacı Ömer Ağa Camii, İhtiyaroğlu Cami, Mehmet Ülkü Cami, Bucak Merkez Hükümet Camilerinde program düzenlenecek.
Karayvatlar Mahallesi Muhtarı Mehmet Ergit, Ramazan ayında hayırseverler ile ihtiyaç sahipleri arasında köprü olduğunu söyledi. Muhtar Ergit, "Veren el alan elden üstündür. Ramazan ayı, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olduğu kadar, yardımlaşma ve dayanışma ayıdır." dedi.
Ramazan Bayramı öncesi Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Metin Sipahi Burdurlu vatandaşlara seslenerek bayram alışverişlerini yerel esnaflarımızdan yapalım dedi.
Burdur Belediyesi, Ramazan’ın 25’inci gününde Cumhuriyet Meydanında 6 bin 500 kişilik iftar yemeği verdi. İşte detaylar...
Burdur'un Bucak ilçesinde Kadir Gecesine özel tüm camilerde program düzenlenecek. İşte detaylar...
İzmir Burdurlular Derneği, gelenek haline getirdi 275 aileye gıda ve erzak yardımında bulundu. İşte detaylar..
Yorumlar (0)