Dünya da irili ufaklı 208 ülke olduğu gibi bu ülkelerden 193’ü Birleşmiş Milletler (BM)’in, bunlardan da 30’u NATO’nun (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün) üyesi… Ve, ve, ve bu 30 ülkeden sadece 5 tanesi daimi, geri kalan 25’i ise ‘geçici’; yani bunlar hiçbir etkileri ve yetkileri olmayan, hattâ esamileri bile okunmayan üyeler! Çünkü bu Örgütün sadece 5 tanesi etkili ve yetkili, gerektiğinde de sadece 1 tanesi etkili, yetkili ve tek söz sahibi üye… Çünkü 30 üyenin ittifakla aldığı bir karar bile, 5 Daimi üyeden birinin vetosu o kararı keenlem yekün, yani ‘yok’ hükmünde sayılıyor!.. Bu da 30 üyeli ama 5’inin etkili, 1’inin ise tam veya asıl yetkili olduğunun belgesidir! Ve bu 5 daimi üyelerden biri Amerika Bitişik Devletleri (ABD), diğerleri Rusya, Çin, Fransa ve Birleşik Krallık ki, bu krallık dünyanın en çok silah üreten ve satan ülkesi! Ve bu daimi 5 ülkenin içinde 1 tane bile İslâm Ülkesi yok maalesef… Bunun anlamı da bu Pak’tan hiçbir İslâm Ülkesinin lehine veya yararına karar çıkmaz-çıkamaz ki, bu hep böyle olmuştur ve bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir! Çünkü görünen köy kılavuz istemez!
Bu kadar mukaddimeden sonra şimdi de asıl konuma girmek istiyorum:
MİLLET İTTİFAKI’DA ALTI PARTİDEN OLUŞUYOR
AMA O MASA DA ‘2 LİDERİN’ DEDİĞİ OLUYOR!
“6’lı Masa” denilen “Millet İttifâkı”; Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Gelecek Parti, Demokrat Parti, Deva Partisi ve Saadet Partisi’nden oluşuyor… Ve herkes biliyor veya görüyor ki, 6’lı Masadan sadece 2 tanesi başrolü oynuyor ve genelde bu iki partinin dediği oluyor! Diğer ortaklara ise (tabiri yerinde ise) figüran rolü veriliyor! Çünkü CHP Atatürk’ün kurduğu ve tam bir asırlık Parti; İyi Parti yeni bir parti olsa da, Genel Başkanı eski ve oldukça tecrübeli bir politikacı olduğu için olsa gerek, anketler İyi Parti’nin oyunun yüzde 10’ların üzerinde olduğunu gösteriyor veya söylüyor…
Diğer 4 partinin oyu için ise yüzde ‘1’ler, 2’ler ya da 3’ler-4’lerle telaffuz ediliyor! İttifakın gizli ya da gayrî resmi ortağı durumunda olan HDP’yi ise 6’lı masanın bileşenleri açıktan sahip çıkamıyor! Hal böyle olunca da bu Masanın, yani Millet İttifâkı’nın başında gelen 2 parti lideri bazen diğer parti liderleri olmadan toplanıyor, görüşme yapıyor ve birlikte fotoğraf(lar) veriyor… Ve bahsime konu başkanlar bu ve bunun gibi toplantıları saklı gizli değil açıktan yapıyor!
Şöyle ki, herkesin bildiği, görüp duyduğu gibi, 27 Aralık Akşamı Ankara Ahlatlıbel’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 2 saatten fazla ve baş başa bir görüşme yaptı! O görüşmeden sonra herhangi bir açıklama yapılmadı ama herkes kendine göre yorum yaptı… Ve Meral Hanım ‘’Masa dağılıyor mu?” şeklindeki sorulara “Masa neden dağılsın, sebep ne? Ben niye masadan kalkayım?” şeklinde savunmalar yaptı-yapıyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise ve her nedense o yemek konusunda hiç konuşmuyor… Konuşsa belki açık verecek, dolayısıyla da 6’lı Masanın dağılmasına olmasa bile sarsılmasına neden olacak!
BUNUN BÖYLE OLMASI EŞŞANIN TABİATINA UYGUN
Doğru değil, ancak günümüz dünyasında insanların dünya makamları, mevkileri ya da mal varlıklarına bakılarak değer veriliyorsa, meselâ âdî ortaklıklar anonim ya da limited şirket ortaklıkları kişilerin veya grupların ya da paydaşların paraları oranında söz ya da oy veya karar alıp verme hakkına sahip oluyorlarsa ki oluyor… Partiler arası ittifak ya da koalisyon hükümetlerine de oy oranlarına göre etki ve yetki, bakan veya bakanlık veriliyor… Bu 6’lı Masanın bileşenleri içinde böyledir. Çünkü doğrusu da budur… Değilse hiçbir şeyin ortası-orta yolu bulunmaz…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; kamuoyu araştırma şirketleri genelde kimi aday görmek istiyorlarsa onu en yukarılarda, kimi adam görmek istemiyorlarsa onu da en alt sıralarda gösteriyor ve ona göre yer veriyorlar…
Bu cümleden hareketle, Kemal Kılıçdaroğlu’nu alt sıralarda gösterenlerin asıl maksatları veya gerçek niyetleri de oydu..! Yani, Akşener’i destekleyen İmamoğlu’cu veya Yavaş’çı araştırma anket şirketleri; Kılıçdaroğlu’nu ‘adaylık sıralamasında’ ya son sıralarda, ya da en alt kısımlarda bir yerlerde gösteriyorlar! Dolayısıyla da Kılıçdaroğlu’nu kamuoyunda ‘kazanamayacak aday’ olarak lanse ediyor-etmek istiyorlar..! Bunun fevkinde ya da farkında olan ve aslında 6’lı Masanın Cumhurbaşkanı adayı olmayı en çok hak eden Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğmiz Salı günü Meral Akşener’le bir yemekli bir görüşme yaptı ve Kendisine gerçeğin böyle olmadığını ispatlamaya ya da anlatmaya çalıştı… Yani, Meral Hanım’ın gönlündeki (ister istemez veya zorunlu) Cumhurbaşkanı 2 adayından biri Ekrem İmamoğlu, diğer ise Mansur Yavaş idi! Ve Kemal Bey Akşener’e o iki kişiyi unutmasını, kendisini Cumhurbaşkanı adayı olarak görmesini-göstermesini ve kabul etmesini istedi! Daha doğrusu Kemal bey Meral Hanım’ın bu baskısına boyun eğmedi ve eğmeyeceğini de gösterdi. Ancak, dervişin fikri neyse zikri de o olduğu gibi, Akşener’in gönlünde yatan Cumhurbaşkanı adaylarından (gönüllü de olsa, gönülsüzde olsa!) biri Ekrem İmamoğlu, diğeri ise Mansur Yavaş idi… Çünkü O, göstereceği adayların kazanması halinde kendisinin de kazanacağını, kaybetmeleri halinde ise muhtemel rakiplerini defterden sileceğini düşünüyordu! Ancak, Kılıçdaroğlu Akşener’in aklına uymadı ve baskılarına boyun eğmedi..! Dolayısıyla da İmamoğlu’nun adaylığının önünü kesti… Çünkü Ekrem İmamoğlu bu seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olmadığını veya olmayacağını deklare etti… Aslında ben daha önce de yazdım ve ‘Erdoğan’ın en güçlü rakibi Kılıçdaroğlu’dur. Çünkü İmamoğlu Ülkücülerden, Yavaş HDP’lilerden yeterli oy veya desteği alamaz… Ama Kılıçdaroğlu her kesimden oy destek alabilir’ dedim. Ve bugünde aynı şeyi söylüyorum…
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; 6’lı Masanın daimi üyesinden biri CHP, diğeri ise İYİ Parti’dir. Diğerleri ise ‘onlar açısından’ olsa da olur, olmasa da olur! Ki, Kemal Bey aday olursa kazanamasa bile seçimlerden kazanarak çıkmış olacak. Çünkü Cumhurbaşkanı seçilen kişiden sonra en çok oyu alan partinin genel başkanı ve 6’lı masanın ‘zorunlu ve tek’ adayı olma özelliğine ulaşacak! Meral Hanım da yeni bir parti olmasına rağmen hatırı sayılır bir oy almış olarak çıkacak… Olan 6’lı masanın diğer genel başkanlarına, bileşenlerine, partilerine ve seçmenlerine olacak!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
POLİTİKA DA HEÇBİR ŞEY KAZAYLA OLMAZ
OLMUŞSA EĞER, ÖYLE PLANLANMIŞTIR!
Franklin D. Roosevelt
BİR POLİTİKACININ AMACI SÜREKLİ İKTİDAR OLMAKTIR.
BU ÇABA ONA ÇOĞU ZAMAN SORUN ÇÖZME
GÖREVİNİ UNUTTURUR!
Jean Monnet
POLİTİKA KANSIZ SAVAŞ, SAVAŞ İSE KANLI POLİTİKADIR!
Zeodong
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)