Daha önce de yazdım ve hâyâtî öneme hâiz olması nedeniyle bu gün bir kez daha yazacağım ve daha yazımın başında ‘nemmamların-koğucuların (lâf taşıyıcıların) at koşturduğu bir topluma yağmur da yağmaz kar da’ diyeceğim. Sebebine gelince de aşağı da izah etmeye ve özetlemeye çalışacağım inşaAllah:
Şöyle ki; Hz. Mûsâ (a.s) döneminde de bugünküne benzer ve belki daha da beter bir kuraklık dönemi yaşanır. Ve toplumun önünde giden insanlar Mûsâ (a.s)’a giderek “Ya Mûsâ! Senin de bildiğin gibi beldemizde şiddetli bir kuraklık hüküm sürüyor… Bu kuraklık nedeniyle kıtlık, açlık ve susuzluk tehlikesi baş gösteriyor ki, daha şimdiden hayvanlarımızın bir kısmı telef olmaya başladı!..” şeklinde yakınıyorlar! Dolayısıyla da Hz. Musa’nın kendisinden bir yağmur duası yapıvermesini rica ediyorlar… Hz. Musa da kavminin isteğini kabul ediyor ve kendilerinden beldenin tüm insanlarının (kundaktaki bebekler dâhil) bir meydanda toplanmalarını istiyor… Ve belde halkı bir gün büyük bir meydanda toplanıyor ve Hz. Mûsâ da önce insanların tamamına bir istiskâ (yağmur) namazı kıldırıyor, hemen ardında da şümullü bir yağmur duası yapıyor… Ancak bir damla bile yağmur düşmüyor… Durum karşısında şaşıran ve kavmine karşı mahcup da olan Mûsâ (a.s), Cenab-ı Hakk’dan bunun hikmetini-nedeni-niçinini öğrenmek istiyor! Cenab-ı Hakk’da, “Ya Mûsâ! Aranızda BİR TANE memmam var! O nedenle ben senin yağmur duanı kabul etmedim…” şeklinde nida ediyor! Hz. Mûsâ da, “Aramızdaki o nemmamın kim olduğunu bize bildir ki, biz onu aramızdan çıkaralım! Ya rabbi!” diyor… Cenab-ı Hakk ise, “Olmaz Ya Mûsâ! O zaman (haşa) ben nemmam durumuna düşerim!” buyuruyor. Mûsâ da “Peki, o zaman ne yapalım da dualarımız kabul olsun Ya Rabbi?” diyor… Cenab-ı Allah da, “Topluca tevbe ve istiğfar ettikten sonra bana dua edin ki, ben ondan sonra sizin duanızı kabul edeyim!” buyuruyor!
Ve Hz. Musa da Cenab-ı Hakk’ın (c.c) buyruğunu yerine getirdikten sonra dua ediyor ve Cenab-ı Allah da duanın hemen ardından bol bereketli ve zararsız ziyansız yağmurlarını yağdırıyor…
Pekî, isyanların, nisyanların kol gezdiği ve gırtlağına kadar günaha batmış insanların cirit attığı bir topluma (ki, bu toplumun yüzde 98-99’unun ‘eski’ nüfus kâğıdında-kimlik cüzdanında dîn bölümünde ‘islâm’ yazıyor!) yağmur ya da kar yağdırır mı bilmiyorum ama yağdırmadığını ‘hemen herkes gibi’ ben de biliyorum! Hattâ ben bazen taş yağdırmadığına bile şükrediyorum!.. Dolayısıyla da önce nefsim, daha sonra da neslim, önce cennet misali ülkem ve küçük bir Cehenneme çevrilen coğrafyam adına hem üzülüyor hem de endişeleniyorum!!!
Ben mücrime de, ‘ya ne palım..?’ denilecek olursa, fiili dualar veya tedbirler ya da bilim insanlarının önerileri ayrı; ilim insanları, yani başta Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri, müftülerimiz, vaizlerimiz ve imamlarımız; yağmur dualarının şartlarına uygun bir şekilde şekilde tahşîdat yapmalarını, en azından câmi cemaatlerini uyarıda bulunmalılarını…’ isteyeceğim ama bunu maalesef isteyemiyorum… Çünkü bırakın birinci, ikinci ve üçüncü derece akrabaları, ya da aynı köyde, aynı mahalle veya sokakta yaşayan insanları, aynı sitede ve yan yana, altlı üstlü oturan konu komşuları; günde 5 vakit cemide birlikte olan cami cemaatleri bile birbirlerinin aleyhlerinde konuşuyorlar, birbirlerinin açıklarını veya kusurlarını, hattâ ayıplarını arıyorlar ve olur olmaz, ulu orta dedikodularını yapıyorlar maalesef…
Hal böyle iken böyle olunca, ben söyleyecek söz ve yapacak başka bir şey bulamıyorum… Ve bu konu da son olarak, ‘Cenab-ı Hakk bizim gibi toplumlara yağmur da, kar da yağdırmaz ki, yağdırmıyor da zâten! Bari sabî çocukların, beli bükülmüş, saçı sakalı ağarmış ihtiyarların, pîri fânilerin, mecnunların ve meczupların, artı hayvan ve haşerelerin yüzü suyu hürmetine olsun ülkemizin ve Müslüman Türk toplumlarının toprakları üzerine bol bereketli ve zararsız ziyansız yağmur ve karlarını yağdırmasını niyaz ediyorum… Ve bu günkü yazımı yağmurla alâkalı olan âyet ve hadislerle noktalamak istiyorum:
ALLAH’IN (c.c) YARATTIĞI EKİN VE HAYVANLARDAN ALLAH’A PAY AYIRDILAR. SONRA DA ZANLARINCA: “BU ALLAH’IN, BU DA ORTAKLARININ HİSSESİDİR” DEDİLER… ORTAKLARINA AİT OLAN HİSSE ALLAH’IN TARAFINA GEÇMEZ. ALLAH’A AİT OLANSA ORTAKLARINA GEÇER. NE KÖTÜ HÜKÜM VERİYORLAR. En’âm Sûresi 6/136
YERYÜZÜ (ALLAH ‘c.c’ TARAFINDAN DÜZENLENİP) ISLAH EDİLDİKTEN SONRA ORADA BOZGUNCULUK YAPMAYIN. O’NA KORKARAK VE UMARAK DUA EDİN. ELBETTEK Kİ ALLAH’IN RAHMETİ MUHSİNLERE/KULLUĞUNU EN GÜZEL ŞEKİLDE YAPMAYA ÇALIŞANLARA PEK YAKINDIR. Âraf Sûresi 7/56
EY KAVMİM! RABBİNİZDEN BAĞIŞLANMA DİLEYİN, SONRA O’NA TEVBE EDİN, ÜZERİNİZE GÖKTEN SAĞANAK (BOL YAĞMURLAR VE NİMETLER) YAĞDIRSIN VE GÜCÜNÜZE GÜÇ KATSIN. SUÇLU-GÜNAHKÂRLAR OLARAK YÜZ ÇEVİRMEYİN…
Hûd Sûresi Âyet 52
O, SİZİN İÇİN YERYÜZÜNÜ BİR DÖŞEK, GÖKYÜZÜNÜ BİR BİNA KILDI. VE GÖKTEN YAĞMUR İNDİREREK BUNUNLA SİZİN İÇİN (ÇEŞİTLİ) ÜRÜNLERDEN RIZIK ÇIKARDI. ÖYLEYSE (BÜTÜN BUNLARI) BİLE BİLE ALLAH’A EŞ KOŞMAYIN…
Bakara Sûresi Âyet 22
O’DUR Kİ, ONLAR UMUTLARINI KESTİKTEN SONRA YAĞMURUNU İNDİRİR VE RAHMETİNİ SERİP-YAPAR. O, VELÎ’DİR HÂMİD’DİR…
Şûrâ Sûresi Âyet 22
O, SİZE ŞİMŞEĞİ KORKU VE UMUT OLARAK GÖSTEREN (YAĞMUR YÜKLÜ) AĞIRLAŞMIŞ BULUTLARI (İNŞA EDİP) ORTAYA ÇIKARANDIR:
Râd Sûresi Âyet 12
YA RABBİ! KULLARANI VE HAYVANLARINI SULA. RAHMETİNİ YAY. VE ÖLÜ OLAN MÜLKÜNÜ DİRİLT...
EĞER KULLARIM BANA İTAAT ETSELERDİ, GECELEYİN ONLARA YAĞMUR VERİR, GÜNDÜZÜ GÜNEŞLİ KILARDIM. VE ONLARA GÖK GÜRÜLTÜSÜNÜN SESİNİ İŞİTTİRMEZDİM!
Hz. Muhammed (sav)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)