Ülkemizin yüreği, geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’un İstiklâl Caddesi’ne ‘İslâm ve insanlık düşmanı hainlerin, yani Siyonist destekli Emperyalist kökenli hainlerin planlayıp taşeronlarına attırdıkları bir bomba ile yandı kavruldu! O nedenle ben o hain saldırı sonunda hayatını kaybeden insanlara rahmet, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve selâmetler diliyor, ‘ülkemizin başı sağolsun’ diyorum… Şimdi de o bombanın İstiklâl Caddesi’ne değil ülkemizin birlik beraberliğine, istiklâl ve istikbâline atılmış olan bir bomba olduğunu belirtmek ve bunu da bazı belgelerime dayandırmak istiyorum. Şimdi de o hain bombanın analizini yapmak istiyorum. Ancak bunu yapmadan önce kısa bir hatırlatmada bulunmak istiyorum:
Bırakın dünyayı, mâlûm medya organları yıllarca, bildik kişi ve çevreler ülkemizde patlayan tüm bombaların, atılan kurşunların, kısaca öldürülen insanların tek suçluları Müslümanlarmış gibi gördüler veya öyle gösterdiler… Çünkü o kişi ve çevreler aslında bunun böyle olmadığını çok iyi biliyorlardı Ancak, asıl maksatları üzüm toplamak değil, baçivan dövmek olduğu için bahçivan durumunda olan Müslümanları dövmek için konu mankenleri oluşturdular, bütün bunları yaparken de bazen hainleri, bazen gafilleri, bazen de zaafları olan kişileri kullandılar!
Kısacası Ülkemizi uluslar arası komuoyunda, kendi yapılarına uymayan hükümet ya da yönetimleri kendi milletimizin vatandaşımızın gözünde gönlünde küçük düşürmek için her yola başvurdular! Ve bunda da çoğu zaman başarılı oldular maalesef…
İstiklâl Caddesi’nde patlatılan bombanın hemen ardından olay yerine giden ve istihbarat elemanlarından, polis ve jandarma gibi emniyet güçlerimizden edindiği bilgileri değerlendiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Amerika’nın (ABD) taziye mesajlarını kabul etmiyoruz…” dedi. Ve Bakan Soylu bana göre çok yerinde ve tam zamanında bir şey söyledi, hattâ Bakan Soylu altın bir açıklama da bulundu. O nedenle ben Bakan Soylu’ya aynen katılıyorum ve teröristi de, terörizme hizmet, teröriste yardım ve yataklık eden kişileri 11 saat gibi bir saatte bulup yakalayan; dolayısıyla da bağlı örgütü çökertecek bilgiler edinen istihbaratçıları, polis ve jandarmaları yürekten kutluyorum… Ve İçişleri Bakanı Soylu’nun o açıklaması ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile görüşmesini Bakan ile Cumhurbaşkanı’nın ayrı düştüğünü iddia eden kişilere hiç katılmıyorum…
Biraz dış politika ilgilenen ve biraz da Siyonizm destekli ve Emperyalizm köstekli ABD’nin dünya genelinde ve Türkiye özelinde uyguladığı politikalara ve yaptığı açıklamalara bir bakmak lâzım.
Meselâ, ABD bizim gibi ülkelere bazen akıl veriyor, bazen nasihat çekiyor, bazen de tehdit ediyor… Yani Amerika’nın Başkanı bir şey söylüyor, Pentegon başka bir şey söylüyor, Dışişleri Bakanı veya Bakanlık yetkilileri ayrı şey(ler) söylüyor! Ve hiçbir Amerikan vatandaşı bu gibi durumları eleştirmediği gibi, tam tersine destek veriyor!
Ve teröre binlerce can ve şehit vermiş bir ülkenin İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun, 6 masum, sivil ve savunmasız vatandaşının canını alan ve 50’den fazla kişinin de yaralanmasına neden olan bir terör hareketinin hemen ardından ‘canı çok yanmış olmalı ve ABD’nin PKK-PYD gibi eli kanlı teröristlere her türlü desteği verdiğini bildiği bir ülke olan ABD’nin taziye mesajını kabul etmemesi normal olduğu gibi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bali’de yapılan G20 Liderler zirvesinde ABD Başkanı Biden ile görüşmesi de normaldir. Çünkü T.C Hükümetinin İçişleri Bakanı ABD’nin hainliğini ve iki yüzlülüğünü ve kaypaklığını dünyaya îlân ediyor, hattâ haykırıyor; Cumhurbaşkanı da diplomasinin gereği olarak ABD’nin Başkanı ile diplomatik bir şekilde görüşüyor..!
Her neyse yukarıda da belirttiğim ve vurgulamaya çalıştığım gibi, dünyanın baş belası durumunda olan Siyonist destekli Emperyalist Amerika Bitişik Devletleri! (ABD); dünyanın jandarmalığını yaptığı gibi, kendi emir komuta zincirine uymayan askerleri ve sözünü geçiremediği ülkeleri ya birbirleriyle çatıştırıyor-çarpıştırıyor, ya da yerli yabancı ajanları vasıtasıyla ülkeleri karıştırıyor! Dolayısıyla da kontrol altına almaya çalıyor; buna muvaffak olamadığı (Türkiye gibi ülkeleri) PKK-PYD-YPG gibi terör örgütlerini besleyip büyüterek bahsime konu ülkelere gönderiyor ve o ülkeleri dize getirmeye çalışıyor. Yani ABD Suriye, İran ve Irak gibi sınır komşumuz olan söz konusu devletleri bazen bizimle çatıştırıyor, bazen de kontrol edemediği için Cennet misâli Ülkemizi kontrol altına almayı, kontrol edemediği zamanda yerli ve yabancı maşalar vasıtasıyla dize getirmeye, dolayısıyla da pes ettirip hizaya getirmeyi deniyor… Ve bunu böyle olduğu anlamak veya bilmek için dış politika veya bir terör uzmanı olmaya falan gerek yok!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; önceki terör saldırıları olduğu gibi, geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul/İstiklâl Caddesi’ne atılan bomba o caddeye değil, ülkemizin birlik ve beraberliğine, yani istiklâl ve istikbaline atılmıştır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da sözünü ortaya değil, tam hedefine söylemiş ve ABD’nin yayılmacı bir ülke olduğunu dosta düşmana haykırmıştır!’ diyor, o nedenle ben kendisini yürekten kutluyor, herkese saygılar sunuyorum.
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)