Birçok kişi gibi ben de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Partisinin grubunda konuşurken neler söyleyecek? Meselâ Eset ya da Esat’la görüşmesi ve Sisi ile tokalaşması konusunda ne diyecek acaba?’ diye merak ediyordum. Dolayısıyla da bu haftaki Grup Toplantısı’nda Kendisini can kulağı ile dinledim. Ve Erdoğan, ‘Rabia’dan vazgeçmediğini-geçmeyeceğini Rabia selâmı vererek gösterdi! Sözü daha sonra Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak da yürüttüğü Pençe Operasyonuna getirdi ve “Tel Rıfat, Münbiç, Ayn el-Arap ve benzer noktaları bir bir halledeceğiz… Hava harekâtımızı sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz… Ve bunu bizim için en uygun olan bir zamanda yapacağız…”dedi. Erdoğan, Grup Toplantısı’ndan sonra gazetecilerin Kendisine yönelttiği “Sisi ile görüşme olur mu?” şeklindeki sorularına da “Tarih verilir mi?..” dedi. Yani soruya soruyla cevap verdi! Ve Erdoğan “Mısır ve Suriye ile görüşme olacak mı?” şeklindeki soruya “Olabilir…’neden olmasın?’ Siyasette küskünlük dargınlık olmaz. Eninde sonunda uygun adımlar atılır…” dedi.
İNSANLARIN NEFİSLERİ, YÖNETİCİLERİN BAZEN
HAMÂSİ NUTUKLAR ATMALARINI DA İSTİYOR!!
Hemen herkesin bildiği gibi, kardeş Ülke Mısır’ın düşman Devlet ya da Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi; 2023 yılında yaptığı bir askerî darbe sonunda ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî’yi ve Hükümetini önce devirmiş, sonra da eften püften bahanelerle Mursî’yi idam etmişti! O nedenle, Ülkemizin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’da Mursî’nin asılmaması-idam edilmemesi için büyük çaba sarf etmişti! Ancak darbeci ve Batıcı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, vicdanının ya da ‘olmayan’ îmânının sesini değil, Batıyı-Batıcıları dinlemiş ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi ‘merhum Adnan Menderes ve iki bakanında olduğu gibi’ îdam etmişti! Bu darbe ve îdam da başta ben olmak üzere hemen herkesi çok üzmüş ve kızdırmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da (haklı olarak) Sisi’ye demediğini bırakmamıştı! Ki, insanın gönlü bazen yöneticilerinden ‘dış dünyaya’ hamasî nutuklar atmalarını ve ‘dâhilî ve hâricî’ düşmanlarına gözdağı vermelerini istiyor veya bekliyor!
Ancak, Erdoğan’ın Sisi karşısında tavır almasına ve sert sözler sarf etmesine şiddetle karşı çıkan ve kendisini yerden yere vuran çevreler; şimdi de Erdoğan’ın Katar da Sisi ile tokalaşmasını da aynı dil ve üslupla eleştiriyorlar… Hattâ Erdoğan’ı halkın gözünden gönlünden, dolayısıyla da Cumhurbaşkanlığı’ndan düşürmek için büyük fırsat yakaladıklara inanıyorlar ve Erdoğan’a yükleniyorlar da yükleniyorlar… Yani Sisi’yi eleştirirken Erdoğan’ı yerden yere vuran kesimler aynı Sisi ile tokalaşmasına da karşı çıkıyor ve o tokalaşmaya ‘mal bulmuş mağrubî gibi’ sarılıp seviniyorlar!
DAMDAN DÜŞENİN HÂLİNDEN EN Yİ
YİNE “DAMDAN.. DÜŞEN BİRİ” BİLİR!
Tamam, Mısır’ın demokratik yollarla tesis edilmiş ve halkın özgür iradesiyle seçilmiş olan bir hükümeti alaşağı eden, Cumhurbaşkanını asan ve yüzlerce masum-günahsız insanın kanına giren Sisi tek kelime ile katildir, tartışmasız bir diktatördür! Ve Erdoğan, Mursî’nin kaderinin de demokrasi şehidimiz Adnan Menderes’e ve arkadaşlarına benzememesi için çok çaba sarf etti ve Sisi için ağır ifadeler kullandı, haklı olarak. Çünkü o 21. Yüzyılda ve halkın oylarıyla seçilmiş olan bir Cumhurbaşkanı’nın bir darbe ile görevden uzaklaştırılmaması, uzaklaştırılsa bile asılmaması-îdam edilmemesi gerektiğine, hattâ özgür dünyanın buna izin vermeyeceğine, vermemesi gerektiğine inanıyordu. O nedenle Sisi’ye çok ciddi uyarılarda bulundu ve kendisine ağır lâflar söyledi. Ancak Erdoğan’ın Türkiye’deki hesabı Mısır’a uymadı… Uyacağına dair bir emare de yoktu! Ve baktı gördü ki, Doğu Akdeniz de Ülkemizi tehdit eden uluslar arası, hattâ gayrimüslimler arasındaki bir birlik dolayısıyla da ciddi bir tehdit var; Erdoğan’da ‘harp hiledir’ şeklindeki düstura uydu ve büyük bir devletin reisine yakışır bir şekilde ve Katar’a yaptığı bir ziyaret esnasında Katil Sisi’ye zeytin dalı uzattı… Ve kendisine ‘ey Sisi! Akıllı ol, değilse senin maddî mânevî destekçin olan kefere ve fecere güruhu senin de, halkının da canını okur!’ dedi… Sisi de biraz aklını kullandı veya dünyanın gerçeklerini gördü, dolayısıyla da şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘seçilmiş bir’ Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın uzattığı müşfik ele sıkı sıkıya sarıldı… (Bu el sıkışma Erdoğan için de, Sisi içinde, ayrıca Türkiye için de, Mısır için de, hattâ dünya barışı için de hayırlara vesîle olur inşaAllah)
ERDOĞAN ÂDETÂ BAĞRINA TAŞ BASTI
MISIR DİKTDATÖRÜ SİSİ’YE EL UZATTI!
Kısacası Erdoğan, Mısır halkının hatırı ile büyük Devletimizin ve necip Milletimizin hayrına olacağını düşündüğü için olsa gerek bağrına taş bastı, hattâ baldıran zehri içti! Dolayısıyla da Sisi’ye el uzattı. Önceki tutumumu, yoksa şu anki tutumumu daha doğru onu sevgili okurlarımın takdirlerine bırakıyorum ama bugünkü tutumunun doğru olmasını dilemeden de edemiyorum…
SURİYESİZ SAVAŞ, MIZIRSIZ.. BARIŞ OLMAYACAĞINI
ANLAYAN ERDOĞAN, BAĞRINA TAŞ BASTI ve SİSİ’YE
EL UZATTI; SIRA ŞİMDİ ESAT’A GELDİ VEYA GELECEK
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; birçok 3. Dünya ve İslâm Ülkesi’ni olduğu gibi, Mısır’ı da katil Cemal Abdülnâsir ve Sisi gibi katiller yönetti ve yönetmeye de devam ediyorlar maalesef! Arap Baharı ile genelde Arap Âlemine, özelde de İslâm Âlemine demokrasinin geleceğine veya gelmesi gerektiğine inanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın düşünceleri veya hayalleri gerçekleşmiş olsaydı, dünya şimdi bambaşka bir dünya, yani dünyaya barış, huzur ve güven gelirdi. Ama olmadı-olamadı… Aynı Erdoğan bu dilek ve temennilerinin yerine gelmesi için değişik yöntemler denemeye başladı. Ve ‘Sisi’ye ‘katil’ dediğinde Erdoğan’ı acımasıca eleştiren, yerden yere vuran çevreler, şimdi de biraz akıllanmış, aklını başına toplamış ve yelkenlerini suya indirmiş olan Sisi ile tokalaştı diye eleştiriyorlar… Ve o çevreler devletlerarasında sürekli dostlukların olmadığı veya olamayacağı gibi, düşmanlıklarında sürekli olmadığını-olmayacağını ya bilmiyorlar, ya da bile bile lâdes yapıyorlar! Yani, eski ‘Sisi’ciler, şimdi ‘Gidi’ci oldular!’ diyor, herkese ’isâbetli’ saygılar sunuyorum.
YÖNETİCİ BİR KALKANDIR. ONUN ARDINDA
SAVAŞILIR. ONUNLA (tehlikelerden) KORUNULUR.
ŞAYET O, CENAB-I HAKK’a KARŞI TAKVAYI EMREDER
VE ADALETLE HÜKMEDERSE BUNDAN DOLAYI
SEVAP KAZANIR. BUNUN DIŞINDA BİR ŞEY
EMREDERSE, O ZAMAN YAPTIKLARI KENDİ
ALEYHİNE OLUR… Hz. Muhammed (sav)
BİR SİYASETÇİ GELECEK SEÇİMİ, BİR DEVLET
ADAMI İSE GELECEK KUŞAĞI DÜŞÜNÜR!
James F. Clarke
BÜYÜK GÜCE SAHİP EĞEMEN DEVLETLER
OLDUĞU SÜRECE SAVAŞ KAÇINILMAZDIR
Albert Einstein
BİR DEVLETİN POLİTİKASI COĞRAFYASINDA
SAKLIDIR… Napoleon Bonaparte
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)