Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün Irak Parlamentosuna başkanlık ederek ülke bütçe kanununda yapılan revizyonları ve enerji politikalarının sarsıcı etkilerini masaya yatırdı. Özellikle 2023, 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan bütçe düzenlemelerinde, petrol ihracatına ilişkin belirsizliklerin giderilmesi hedeflenirken, Kürdistan Bölgesi’ndeki üretim maliyetleri ve uluslararası anlaşmalara duyulan zorunlu uyum dikkat çekti.
Irak aleyhine sonuçlanan Paris Mahkemesi kararı sonrası, Türkiye’nin Ceyhan Limanı’na petrol sevkiyatı süratle durdu. Federal bütçe yasası, Kürdistan Bölgesi’nden çıkarılan ve boru hattıyla Türkiye’ye aktarılan petrolün, yalnızca SOMO aracılığıyla pazarlanmasını öngörüyor. Ancak, Federal Petrol Bakanlığı’nın varil başına 6 dolar maliyet hesabını Kürdistan Bölgesi ve petrol şirketleri reddediyor, zira onlar maliyeti 26 dolara yakın görüyor. Bu anlaşmazlık yüzünden günlük yaklaşık 270 bin varillik üretim askıda kalırken, iç ihtiyaçlar dışında kalan 50 bin varil petrolün özellikle İran’a yasa dışı yollarla aktarılması uluslararası yaptırım tehlikesini körüklüyor.
Sevkiyatın durduğu her gün, Kerkük yaklaşık 100 bin varil potansiyel ihracat gelirinden mahrum oluyor. Üstelik Irak, OPEC ve OPEC Plus yükümlülükleri nedeniyle üretimini azaltmak zorunda kalarak uluslararası kotaya takılıyor; bu durum, diğer üye ülkelerle ilişkileri çatırdatan bir baskı unsuru olarak ortaya çıkıyor. Bunun yanında, petrol akışındaki kesintiyle birlikte Ankara’ya karşı doğan tazminat yükümlülüğü de Irak’ın sırtındaki ayrı bir kambur haline gelmiş durumda.
Türkiye ile yapılmış petrol boru hattı anlaşması, minimum ihracat miktarını güvence altına alıyor. Petrol gönderilemediği her gün ise Irak, bu anlaşmaya uyulmamasından kaynaklı olarak Türk tarafına günlük cezai ödemelerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, ülkenin bütçe hedeflerini sarsarken, Federal Yüksek Mahkeme’nin öngördüğü biçimde maaş ödemeleri ve bölgesel gelir aktarımı gibi iç düzenlemelerin uygulanmasını da sekteye uğratıyor.
Irak Başbakanı Sudani’nin parlamento çatısı altında yaptığı bu kapsamlı itiraflar, ülkenin iç ve dış enerji politikalarında yaşanan derin uçurumları açığa çıkarırken, uluslararası petrol piyasalarına giden arterlerin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yorumlar (0)