Muş'ta sıcak geçen yaz günlerinde serin havasıyla dikkat çeken 2 bin 600 rakımlı Ilıca Yaylası'nda yaşayan çocuklar, yaz tatilini doyasıya yaşıyorlar.
Hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı Muş'un yüksek rakımlı yaylaları, her yıl ilkbahardan itibaren yaz ayları boyunca geniş otlakları ve doğal güzellikleri ile çok sayıda besiciye ev sahipliği yapıyor. Bu serin ve doğa harikası yaylalarında aileleri ile birlikte yaşayan çocukların günlük yaşamı, şehir hayatından oldukça farklı ve doğal güzelliklerle dolu geçiyor. Yaylalarda yaşayan çocuklar, sabahın erken saatlerinde uyanarak yayla işlerinde ailelere yardım ettikten sonra kendilerine zaman ayırarak sevdikleri oyunları oynuyorlar. Yaylanın geniş ve yeşil alanlarında saklambaç, kovalamaca, futbol ve voleybol gibi oyunlar oynayarak günün tadını çıkaran çocuklar, öğlen vaktinde eşek sırtında aileleri ile birlikte sağıma gidiyorlar.
Yaylanın temiz havası ve geniş alanları, çocuklara özgürce oynayabilecekleri bir ortam sunarken kız çocukları ise kayaların üstündeki doğal oluşum kınalarını ellerine sürerek günü eğlenceli tamamlıyorlar.
Yaylada yaşayan çocuklardan Azra Altınkara, arkadaşları ile oyunlar oynayarak günün tadını çıkardıklarını belirterek, "Yaz tatili ile birlikte yaylaya geldik. Yaylada günümüz çok güzel geçiyor. Burada oyunlar oynuyoruz. Bazen eşeklere binip yaylada geziyoruz. Annemler süt sağmaya giderken bizler de onlarla gidiyoruz. Yaylada çocuk olmak çok güzel. Özgürce her yeri geziyoruz” dedi.
Yaz tatili boyunca yaylada kalacaklarını söyleyen çocuklardan Samet Altınkara, yaylalarını çok sevdiklerini söyleyerek, “Sabah erken kalkıyorum. Babam ile hayvanlarımızı dağa gönderiyoruz. Kahvaltı yaptıktan sonra arkadaşlarımız ile birlikte oyunlar oynuyoruz. Yaylada günümüz güzel geçiyor. Yaylada akşama kadar geziyoruz. Yaylada çocuk olmak çok güzel bir şey. Yaylamızı çok seviyoruz” şeklinde konuştu.
Yaylada akşama kadar oyunlar oynayarak keyifli vakitler geçirdiğini söyleyen bir diğer çocuk Ömer Güner de, “Yaylada hayvancılık yapıyoruz. Annemler peynir yapıyor. Kalan sütleri mandıraya satıyoruz, karşılığında para alıyoruz. Burada arkadaşlarımız ile oyunlar oynuyoruz. Çok güzel zamanımız geçiyor. En çok futbol ve voleybol oynuyoruz. Akşama doğruda eşeklere biniyoruz. Hayatımız çok keyifli geçiyor. Muş'ta serbest gezemiyoruz ama burada çok kolay geziyoruz. Yaylamız şehirden daha güzel. Şehirde arabaya biniyorum keyif alamıyorum ama burada eşeğe binince keyif alıyorum” ifadelerini kullandı.
Osmaniye'den dedesinin yayladaki evine gelen Nil Sena Güner, “Ben dedemin evine geldim. Yayladayız şu an. Kayalardaki kınalardan kendimize kına yaptık. Çok güzel bir gündü” dedi.
Yorumlar (0)