İlgilenenlerin bilecekleri gibi, Ülkemiz de her yıl 1-7 Ekim tarihleri arası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanıyor. Ve bu gün de, bu haftanın kutlamaları ya başladı ya başlayacak… Ben de mücrim bir mü’min, katıksız bir müslüman, şek ve şüphesiz birislâmiyet bağımlısı, günde 5 vakitlik bir câmi cemaati ve müdâvimi olarak kendimi fahrî bir din görevlisi olarak addediyor ve her Müslümanın da öyle olması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla da daha yazımın başında ‘Câmiler Haftası’nı kutluyor, sevgili din görevlilerimize, saygıdeğer hocalarımıza görevlerinde kolaylık ve başarılar, sağlık-sıhhat ve âfiyetler diliyorum…
Şimdi de hafta hakkındaki nâçiz görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
HER MÜSLÜMAN DÎNİ’NİN GÖREVLİSİDİR YA DA
ÖYLE OLMALIDIR! O NEDENLE BEN DE BİR CÂMİ
CEMAATİ VE ‘DÎNİNİN GÖREVLİSİ OLMAK… İÇİN’
BÜTÜN GÜCÜMLE ÇALIŞIYOR ve ÇABALIYORUM
TAKDİRİ DE YÜCE ALLAH’A (C.C) ARZ EDİYORUM
Bir kere Cenab-ı Hakk bizleri halkının % 98-99’u müslüman olan bir ülke de, beldede ve müslüman bir ana ve babadan halkettiği-yarattığı için alnımız secde de delinene kadar secde etsek yine bunun şükrünü edâ edemeyiz. Ve her nîmetin şükrü kendi cinsinden olması bir tarafa, şükürler olsun ki bizim aile imam hatip kökenli ve hoca ağırlıklı bir aile. Yani, Babamız merhum, nâmıdiğer Durmuş Hoca köyümüzün ve çevre köylerimizin saygın, genel kültürü ve din bilgisi oldukça iyi olan ‘fahrî veya gönüllü’ Hocası idi… Ağabeylerimden biri İmam Hatip Liseli (İHL) ve Yüksek İslâm Enstitülü, bizim ise Allah’a (c.c) emânet 3 oğlumuzdan 3’ü de İmam Hatip Lisesi mezunu… Eh! bendeniz de İmam Hatip Lisesi mezunu olamasam da mensubu bir imam hatipliyim…
Bu kadar mukaddimeden sonra şimdi de konuna girmek istiyor ve ‘birçok şeyin olduğu gibi, aslında câmilerin de, din görevlilerinin de 1 değil 52 haftaları, 12 ayları ve 365 günleri, hattâ 24 saatleri olması gerekir! Çünkü, ne câmiler yılda bir hafta gereklidir ne de din görevlileri!
BİZİM DİRİMİZ DE HOCAYLA ÖLÜMÜZ DE!
Doğduktan sonra bir hoca tarafından sağ kulağına ezan okunan, sol kulağına da kâmet getirilen bir müslüman evlâdı, sağlığında hiç uğramasa ya da arada bir veya cumadan cumaya, hattâ bayramdan bayrama uğrasa bile, ölünce mutlaka câmiye getiriliyor. Ve ölülerin salâlarını bir hoca verdiği ve cenaze namazlarını bir din görevlisi kıldırdığı gibi, defin işlemlerini de yine bir din görevlisi yapıyor, namazlarını da Müslümanlar kılıyor… (Cenâze sahiplerinden kendi yakınlarının cenâzelerine gelmeyenler, gelseler bile namazlarını kılmayanlar, kılsalar bile ya yanlış ya da eksik kılanlarda var tabii! Ama, işin o tarafı ayrı bir değerlendirme konusu…)
CÂMİYE GEL! MÜSLÜMAN CAMİYE!
EZAN İLE GELMEZSEN SALÂ İLE GELİRSİN!
ELBİSE İLE GELEMEZSEN, KEFEN İLE GELİRSİN!
CANLI GELEMEZSEN ÖLÜ GELİRSİN!
ANLA ARTIK! MUTLAKA GELİRSİN!
GEL CÂMİYE CANLI GEL!
YOKSA MEVTÂ GELİRSİN!
Bu çağrı kimindir bilmiyorum. Fakat, ben bunu bazı câmilerde görüyor ve okuyup etkileniyorum. Görmeyen okurlarım için de bugünkü köşeme aldım…
‘CÂMİLER HAFTASI’NDA KAPALI CÂMİLER!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; âhir zaman döneminin içinde bulunduğumuz gününüz de hiç bir şey olamadığı ya da olamayacağı için din görevlisi.. olan kişiler olduğu gibi, bir başka kuruma geçmek için çabalayan görevliler de var! Seçerek-bilerek-isteyerek din görevlisi.. olan, işini severek yapan ve öyle de kalmak isteyen hocalarımız da var şükür. O nedenle, ben yılların gazetecisi ve câmilerin nâçiz bir cemaati olarak ‘kurum değiştirmek isteyen sevgili hocalarıma, ‘ben bu güne kadar (şer’i bir mâzereti olmaksızın..) mihrabı ya da mahfili, ezânı kâmeti, hattâ câmiyi cemaati.. terkeden hocaların bulunduğunu, bundan dolayı da önce pişman, sonra da perişan olduklarını görüp duyduğumu hatırlatmak istiyorum! Ve bugünkü yazımı, daha geçtiğimiz Pazar günü câmiler konusunda yaşadığımız bir olumsuzluğu satırlarımın arasına sıkıştırarak noktalamak istiyorum:
Şöyleki; geçtiğimiz Pazar günü öğle namazı için ve 5-6 kişilik bir câmi cemaatiyle birlikte gittiğimiz semtimizdeki 5-6 câmimizden 1’inin hocası izinli olduğunu.. bildiğimiz için gitmediğimizi, 4’ünün de kapısı kilitli oldugu için giremediğimizi, en sonunda da kapısının üzerinde anahtarını bulduğumuz bir camimiz de namazımızı edâ ettiğimizi hatırlatmak istiyorum!
Ve bu konuda son olarak, ‘her müslüman dîninin görevlisidir veya öyle olmalıdır. Ancak, bu işin öğretimini gören ve eğitimini alan, dolayısyla da hocalığı meslek edinen, dolayısıyla da geçimini bu yoldan temin eden din görevlileri câmilerine ve cemaatlerine karşı daha duyarlı olmalı ve dikkâtli davranmalılar!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
ALLAH’IN (C.C) MESCİDLERİNİ, ANCAK ALLAH’A
Ve ÂHİRET GÜNÜNE ÎMAN EDEN, NAMAZINI
DOSDOĞRU KILAN, ZETÂTINI VEREN ve ALLAH’DAN
BAŞKASINDAN KORKMAYAN KİMSELER ÎMAR EDERLER
İŞTE DOĞRU YOLU BULMALARI UMULANLAR BUNLARDIR
Tevbe Sûresi, âyet 18
Yorumlar (0)