Uyuz, parazitik bir enfeksiyon olup ciltte yoğun kaşıntı ve döküntülere yol açan bir hastalıktır. Sarcoptes scabiei adı verilen mikroskobik akarların neden olduğu uyuz, kişiden kişiye kolayca bulaşabilen bir hastalık olarak bilinir. Türkiye'de son yıllarda uyuz vakalarında gözle görülür bir artış yaşanmakta, bu da halk sağlığı açısından önemli bir endişe kaynağı haline gelmiştir.
Uyuz, genellikle cildin üst tabakasında yaşayan ve burada tüneller açarak ilerleyen akarların neden olduğu bir cilt hastalığıdır. Akarlar, deri altına yerleşip yumurtalarını bırakır ve bu süreçte vücudun bağışıklık sistemi tarafından tepki olarak şiddetli kaşıntı ve döküntüler oluşur. Uyuz genellikle yakın fiziksel temasla bulaşır, ancak enfekte giysi, yatak takımı veya havlu gibi eşyalarla da bulaşma riski bulunmaktadır.
Uyuz hastalığının en belirgin belirtisi, genellikle geceleri artan şiddetli kaşıntıdır. Bu kaşıntı, uyuz akarlarının cilt altına yerleştiği bölgelerde, özellikle parmak araları, bilekler, dirsekler, koltuk altları gibi yerlerde yoğunlaşır. Ciltte küçük kırmızı döküntüler, kabarcıklar veya yara izleri görülebilir. Bunun yanı sıra, ciltte kalınlaşma, kabuklanma veya ikincil enfeksiyonlar da ortaya çıkabilir.
Uyuzun ilk belirtileri genellikle enfeksiyondan 4-6 hafta sonra ortaya çıkar. Bu dönemde hastalar kaşıntı hissetmese bile bulaşıcıdır. Tedavi edilmezse, kaşıntı ve döküntüler daha da yayılır ve ciltte kalıcı izler bırakabilir.
Türkiye'de son yıllarda uyuz vakalarında dikkat çekici bir artış yaşanmaktadır. Özellikle kış aylarında toplu yaşam alanlarında (örneğin yurtlar, askeri kışlalar) bu hastalığın yayılma riski yüksektir. Uzmanlar, artan vakaların nedenleri arasında hijyen koşullarındaki eksiklikleri ve toplu yaşam alanlarındaki bulaşma risklerini göstermektedir. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, uyuz vakalarının özellikle kentsel alanlarda artış gösterdiği belirtilmektedir.
Uyuzun tedavisinde genellikle reçeteli kremler veya losyonlar kullanılmaktadır. Tedavi süresince, hastalığın bulaşmasını önlemek amacıyla enfekte kişilerle temasın sınırlanması ve kişisel eşyaların sık sık yıkanması önemlidir. Tedavi süreci genellikle birkaç hafta sürmekte ve bu süreçte belirtilerin tamamen kaybolması için tedaviye uyulması gerekmektedir.
Uyuz hastalığı, erken teşhis ve doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen bir enfeksiyondur. Bu nedenle, belirtiler ortaya çıkar çıkmaz bir sağlık uzmanına başvurmak büyük önem taşır. Özellikle toplu yaşam alanlarında yaşayan bireylerin, uyuz belirtilerine karşı dikkatli olmaları ve gerekli hijyen önlemlerini almaları önerilir.
Temas yoluyla bulaşan uyuz hastalığında vaka sayısı hızla artıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Melih Akyol, yaşanan deprem felaketleri ve yoğun göçlerle oluşan toplu yaşam şartlarının, uyuzun daha fazla yayılmasına neden olabileceğini ifade etti.
Muğla’da uyuz vakalarında artış görülürken, hastalığın geleneksel tedavi yöntemlerinin geçmişte kaldığı, tedavinin artık daha kolay olduğu açıklandı.
Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Prof. Dr. Zennure Takcı son zamanlarda uyuz hastalığının arttığına dikkat çekerek, “Kıyafet alırken deneme kabinlerinde sizden önceki kişi eğer uyuz hastası ise parazit yükü fazla ise kıyafetlere bulaşmış olabilir. Devamı ha erimizde...
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tosun, uyuz hastalığının son yıllarda sık görüldüğünü ve kışa geçiş aylarında arttığını ifade etti.
Evcil hayvanlardan insanlara nadirde olsa uyuz hastalığının geçtiğini belirten Veteriner Hekim Muhammed Ahmet Gülden, "Uyuz böceği deride yaşar, genellikle kedi köpek ve insanda yaşarlar. Bu akarların bazıları hayvandan insana bulaşabiliyor" dedi.
Son zamanlarda uyuz vakaları ile ilgili uyarılarda bulunan uzmanlar, pandemi ile birlikte uyuz salgınında artış yaşandığına dikkat çekti. Gece kaşıntılarının uyuz belirtisi olabileceğini söyledi.
Yorumlar (0)