Tarım ve Orman Bakanlığı, yer altı su kaynaklarının giderek tükenmesinin önüne geçmek için düğmeye bastı. 14 Eylül 2023 tarihli, 32309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” uyarınca, 2025 yılından itibaren Ankara, Aksaray, Eskişehir, Hatay, Kırşehir, Karaman, Konya, Nevşehir, Niğde, Urfa ve Mardin’i kapsayan 11 ilde mısır ekimi kısıtlanacak. Bu uygulamaya göre, aynı tarlada dört yılda bir kez mısır ekilmesine izin verilirken, suyu daha az tüketen ürünlere yönelen üreticilere ilave su desteği sağlanacak.
Bakanlık, ekim nöbeti (münavebe) sistemiyle yıldan yıla farklı ürünlerin yetiştirilmesini öngörüyor. Bu yaklaşımda mercimek gibi su tasarrufu sağlayan ürünlerin önü açılırken, yüksek su ihtiyacıyla yer altı kaynaklarını zorlayan mısırda devlet desteği kesiliyor. Amaç, hem su kaynaklarının korunması hem de planlı bir tarımsal üretim modeli oluşturmak.
Alınan karar, özellikle mısırdan kazanç elde eden çiftçileri huzursuz etmiş durumda. Buğday ve pamuk gibi ürünlerin masrafları altında ezilen üreticiler, mısırın verimli getirisinden vazgeçmek istemiyor. Viranşehir Ziraat Odası Başkanı Bahri Ekinci, dışarıdan mısır ithal edilmesindense yerli üreticinin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Mısır kurutma tesislerinin kapanma tehlikesine dikkat çeken Ekinci, bu tesislerin devre dışı kalması halinde bölgedeki istihdamın da darbe alacağı uyarısında bulunuyor.
Viranşehir’de isminin saklı tutulmasını isteyen bir çiftçi, 1 dönümden 1200-1300 kilo mısır aldığını, bu sayede elektrik borçlarını bile ödeyebildiğini belirtiyor. Aynı çiftçi, 50 dönüm mısır, 50 dönüm buğday ve 80 dönüm pamuk ektiğini, toplamda 490 bin lira kazandığını ve mısır olmadan bu gelirle elektrik faturasını dahi karşılayamayacağını vurguluyor. Üstelik 20 yıldır çiftçilik yapan bu üretici, hiç mısır desteği almadığını, ancak mısırın imdat freni gibi iş gördüğünü, buğday ve pamukta masrafların altında ezildiğini, mısır olmadan ayakta durmanın güçleşeceğini ifade ediyor.
Mardin Kızıltepe Hububat Merkezi Başkanı Şerif Öter, daraltılan destek politikasının bölge tarım ekonomisine büyük zarar vereceği görüşünde. Su kısıtlaması uygulanan geniş alanlarda Nusaybin serbest bırakılırken Kızıltepe, Derik ve Artuklu’da destek verilmemesi planlamaya aykırı görülüyor. Öter, mısır fiyatlarının artmasının tavuk yemine, dolayısıyla yumurta gibi temel gıda fiyatlarına yansıdığına dikkat çekiyor. Bu durumun ithalata yönelmeyi körükleyeceği, hem milli hazinenin hem de yerel çiftçinin olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
Ceylanpınar Ziraat Odası Başkanı Sinan Keskin, alınan tedbirlerin temelinde su kıtlığı olduğunu, yer altı sularının korunması gerektiğini anımsatıyor. Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar ise uygulamanın bir yasak değil, kısıtlama olduğunu vurgulayarak, üreticinin isterse mısır ekebileceğini ancak destek alamayacağını, bu nedenle suyu az isteyen ürünlere yönlendirildiğini söylüyor. Tarım il ve ilçe müdürlükleri ile ziraat odaları da çiftçiyi daha az su isteyen mercimek gibi alternatif ürünlere çekmeye çalışıyor.
Yorumlar (0)