MÜNAFIKLIK ÇETİN VE ÇETREFİLLİ BİR İŞ
Hep dünyevî konulardan bahsedecek değiliz ya biraz da uhrevî konulara girelim.
Gerçi…
Bu yazı belki birçok kişinin ilgisini çekmeyebilir. Bizim vaaza ihtiyacımız yok, diyenler de çıkabilir. Hatta bu tür konular din adamlarının işi diye düşünenler de az değildir.
Neyse, neyse...Bunların fazla bir önemi yok.
Ama konu önemli: Münafıklık….
Konunun önemi nereden kaynaklanıyor?
İki şeyden:
BİR: Münafıklık insanın ebedî alemini tarûmar eden çok vahim bir durum.
İKİ: Yaşadığımız toplumda münafıklık karakteri taşıyan insan sayısı az değil.
O halde konuyu biraz açalım:
İslamdaki imanî esaslara göre insanlar üçe ayrılır:
BİR:Müminler
İKİ:Kâfirler
ÜÇ: Münafıklar
Tam burada ilginç bir ayrıntı var ve biz buna hayatın gündelik telaşesi arasında yeteri kadar kafa yormuyoruz. Zaten hangi dini konuya gereken önemi veriyoruz ki, diyenler de haksız değil ? Bir dünya telaşıdır almış başını gidiyor.
Konu şu: Bir kişi müminse hep mümin, münafıksa sürekli münafık, kafirse hep kafir kalacak diye bir şey sözkonusu değil .
Hatta insan davranışlarındaki günlük değişimler, kişinin, aynı gün içinde, bu üç kategoriden her birine “gel-git” yapmasına neden olabilir.
Yani…
Son nefeste insanın hangi hal üzereyken ruhunu teslim edeceğini Allah’tan başka kimse bilmez.
İşte o nedenledir ki, mümin kişi bu tür konularda “garantici” bir ruh hali içinde olamaz. O, hep havf ve reca (ümit ve korku) arasında yaşamak zorundadır. Yani ne Allah’ın rahmetinden ümidini keser, ne de Allah korkusunu bir kenara koyar.
Onun için Anadolu irfanı bunu şu güzel cümleyle özetlemişitr:
“Allah kimseyi (son nefeste) imandan Kurandan ayırmasın,”
Bir başka enteresan konu da şudur:
Bir çoğumuz belki iman ve itikad boyutunda işin en vahim olanının “küfür- kafirlik” olduğunu zannederiz.
Oysa Kurana göre öyle değildir.
En vahimi münafıklıktır.
Çünkü toplum için en tehlikeli olanlar münafıklardır.
Kuran tarafından lanetlenmiş olan münafıklar güruhunun Rabbimiz tarafından en şiddetli şekilde cezalandırılması ise ilahi adaletten beklenen bir sonuçtur.
Nitekim yedi kattan oluşan cehennemin en alt katında münafıkların bulunacağını Allah(cc) Nisa Suresi 145. ayette vurgulamaktadır.
“Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar; artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” (4:145)
Maazallah bu ne ağır bir yük, bu ne acınası bir durumdur!
O halde ne demektir münafıklık?
İslama ve onun değerlerine inanmadığı halde, inanıyor görünmek, yani insanları aldatmaktır…
Peki münafıklığın alametleri (işaretleri) nelerdir?
Bunun çerçevesini de Peygamberimiz (s.a.v) şu hadis-i şerifle net olarak çizmiştir.
Der ki:
“Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder.” (Buhari,iman,24)
Allah bütün müminleri bu illetten korusun…
Amin.
2024
Ramazan Canural'ın 'Diyalog nerenize batıyor?' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Abdurrahim Karakoç! ' adlı köşe yazısı... Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının en önde gelen şairlerindendir. 1932-2012 yılları arasında yaşadı. Kahramanmaraş-Elbistanlıdır. Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Münafıklık çetin ve çetrefilli bir iş' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Hala kirada oturuyorum ve halimden şikayetçi değilim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçim sürecinde yaşadığımız bazı gerçekler' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Bayrama girerken...' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Yaşanmış renkli seçim anıları' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Komşu bahçede ani bir feryat ve...' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçimler yaklaşırken' adlı köşe yazısı. Ramazan Canural'ın duygu ve düşüncelerini anlatan bu yazıda, iyimserlik ve kötümserlik arasındaki iç çatışmaya tanık oluyoruz. Yazar, projelerini ve "Kızıl Elma" hedefini paylaşırken, seçim yorgunluğu ve yaşın ilerlemesi gibi endişelerini de dile getiriyor. Devamı
Yorumlar (0)