Burdur AGD'den Filistin İçin Sert Açıklama
Burdur Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Filistin'deki zulümler için yaptığı açıklamada, İslam ülkelerine birlik çağrısında bulundu. İsrail'e karşı güçlü tepkiler verilmesi gerektiğini vurguladı. Detaylar için tıklayın.
Burdur Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Filistin'de yaşanan zulümler dolayısıyla açıklamada bulundu. AGD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Değerli Filistin sevdalıları ve basınımızın güzide temsilcileri,
Sekiz ayı aşkın bir süredir Gazze’de soykırımda bulunan Siyonist İsrail rejimi yeni bir caniliğe imza atmış ve Nuseyrat Mülteci Kampı ve çevresinde iki yüzü aşkın Filistinliyi şehit etmiştir.
Yardım tırlarını kamufle aracı olarak kullanan Siyonistlere ABD özel birlikleri de bu katliamda eşlik etmiştir. Yaptıkları tüm hilelere rağmen çok sayıda leş vermekten kurtulamayan işgal güçlerinin kesin mağlubiyetini göreceğimiz gün çok yakındır.
İyice zıvanadan çıkan Siyonistler, insanlıktan uzak bir halde terör saldırılarını sürdürürken gerçekleşen bu son saldırı sözün bittiği yerdir.
Değerli Müslümanlar…
Siyonistler’in anlayacağı tek dilin silah olduğu net bir şekilde bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Sekiz ayı aşkın bir süredir Siyonistlere direnen Gazze halkının da Filistin direnişine destek olmak için meydanları dolduran vicdan sahiplerinin de tek isteği Siyonistlere karşı anladığı dilden yanıt verilmesidir. Bu bağlamda İslam ülkelerinin liderlerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Vakit, Milli Görüş lideri Erbakan Hocamızın dediği gibi İsrail’e karşı güç gösterme vaktidir. Zira İsrail rejiminin kınamalardan, sözlü tepkilerden anlamadığı ve bu tutumu umursamadığı gayet açıktır.
Bu bağlamda bu şerefli haykırışta bulunmayı bir görev addediyoruz;
İsrail ancak silahtan anlar!
İsrail ancak silahtan anlar!
İsrail ancak silahtan anlar!
7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’nun üzerinden geçen kısa bir sürenin ardından konuşma yapan İsrail rejimi başbakanı Netanyahu’nun “İslam ülkelerinin liderlerine söylüyorum, eğer iktidarlarınızı korumak istiyorsanız, yapabileceğiniz tek şey var. O da sesinizi kesmek” sözünü dün gibi hatırlıyoruz.
Bu bağlamda diyoruz ki;
Bugün içerisinde bulunduğumuz zillet halinin en büyük müsebbibi İslam ülkelerinin aciz liderleridir.
Ey İslam ülkelerinin liderleri;
Allah’tan korkun.
Koltuklarınızı düşündüğünüz kadar ahiretinizi de düşünün.
Sizin yüzünüzden Gazze’de çocuklar şehit oluyor.
Sizin acziyetiniz yüzünden Gazze yanıyor ve sizin etkisizliğiniz yüzünden Gazzeli kardeşlerimiz soykırıma uğruyor.
Değerli katılımcılar,
Buradan kendi ülkemizin yöneticilerine de seslenmek istiyoruz;
Allah rızası için İsrail’i kınamayı bırakın ve artık fiilen harekete geçin.
İsrail’i tanımaktan vazgeçin, Gazze’ye İslam Barış Gücü’nün gönderilmesi için gereken tüm adımları atın.
Bugün Gazze’nin en çok beklediği ülke Türkiye’dir.
Lütfen Gazzeli kardeşlerimizi hayal kırıklığına uğratmayın.
Kardeşlerim…
Filistinli kardeşlerimiz bugün insanlık dramının en acısını yaşıyor ve sadece kendi toprakları için değil tüm İslam coğrafyası için bedel ödüyor.
Öyle ki; Filistin direnişi bugün sadece kendi topraklarını koruma yahut özgürleştirme maksadıyla mücahede vermiyor.
Filistinli kardeşlerimiz aynı zamanda Bağdat’ın, Şam’ın, Doğu Türkistan’ın, Diyarbakır’ın ve İstanbul’un selameti için de mücahede ediyor.
Bugün bizler çok iyi biliyoruz ki; karşımızda bulunan İsrail adlı terör organizasyonunun hedefi yalnızca Gazze, Kudüs yahut Batı Şeria ile sınırlı değil.
Bugün İsrail Gazze’de başarılı olduğu takdirde Siyonistlerin yarınki hedefleri Hatay, Diyarbakır, Adıyaman ve daha birçok şehrimiz olacak.
Bundan dolayıdır ki; Hamas sadece Filistin için değil Türkiye için de savaşmaktadır.
Türkiye halkı Hamas başta olmak üzere Filistin direniş hareketlerinin ne yanında ne de arkasındadır. Anadolu insanı bugün Filistin direnişinin ta kendisidir.
Kıymetli katılımcılar sözümüzü Hz. Peygamber Efendimiz’in (sav) bir hadisi şerifi ile sonlandırmak isteriz;
“Ümmetimden bir tâife dinlerinde zahir / sabit, düşmanlarına karşı galip olurlar. Onlara muhalif olanlar kendilerine zarar veremezler. Allah’ın emri(kıyamet) gelinceye kadar onlar bu halde devam ederler.” Ordakiler: ‘Ya Rasulellah! Bunlar nerededirler?’ diye sorunca, ‘Bunlar, Beytu’l-Makdis’te ve Beytu’l-Makdis çevrelerinde olurlar.’ diye buyurdu.” (Ahmed b. Hanbel, h. no: 22320)