07.10.2020 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye Ziraat Odaları Birliği istişare toplantısında Bucak Ziraat Odası Başkanı ve Burdur İli Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Bilal ÖZEL ilçemiz tarım ve hayvancılığının problemlerine değinerek bu problemlerin çözümüne ilişkin öneriler sundu.
Sondaj arama ruhsatları Burdur il genelinde serbest olmalıdır.
Tarımsal enerji aboneliği tarife ücretlerinde çiftçilere indirim yapılmalıdır.
Tarımsal enerji bedellerinin hasat dönemlerinde tahsil edilmesine yönelik bir ödeme planı hazırlanmalıdır.
Tarımsal arazilerde yetersiz olan trafolar artırılmalı, enerji nakil hatlarında da iyileştirme ve genişletme çalışmaları yapılmalıdır.
Ülkemizde üretimi gerçekleştirilen/gerçekleştirilecek olan ürünler için kapsamlı bir üretim planlaması programına ivedilikle geçilmelidir.
Üreticilerin üretecekleri ürünlerin fiyatları ekim-dikim aşamasından önce belirlenmelidir.
Alan bazlı mazot, gübre vb. desteklemeleri yerine birim alandan daha fazla verim elde edilmesine yönelik desteklemelere ilişkin daha kapsamlı bir model geliştirilmelidir. Böylelikle arazilerde tapu sahipleri yerine gerçek üretim yapan kişi/kişiler bahsi geçen desteklemelerden faydalanmış olacaktır.
Hayvancılık desteklemeleri arasında yer alan buzağı, süt, tonlama desteklerinin her biri için ayrı ayrı işlemler (müracaat, evrak hazırlama vb.) yürütülmesi yerine gereksiz işlemlerin süreçlerden elimine edilmesiyle prosedürlerin azaltılarak maksimum verimlilik sağlanmalıdır.
Süt alımı yapan firmaların üreticilere yem-süt dayatması uygulamalarının engellenmesine yönelik kapsamlı tedbirler alınmalı ve uygulamaya konmalıdır.
Et-Süt Kurumu tarafından kırmızı etin güncel fiyatı 28 TL/kg. ‘den piyasaya sürülmektedir. Üreticinin temel giderlerini dahi karşılamayan bu düşük fiyat politikasının üretimi özendirmek ve desteklemek amacıyla gözden geçirilmesi gerekmektedir.
TMO tarafından ithal edilen makarnalık buğdayın ton fiyatının 331 (2581 TL) ila 335 $ (2613 TL) aralığında seyrettiği görülmektedir. Ancak TMO’nun hasat döneminde aynı buğdayı üreticiden 1800 TL/ton’dan satın alması yerli üretime darbe vurmaktadır. Yerli üreticinin desteklenmesi adına bahsi geçen fiyat politikası ivedilikle revize edilerek üreticinin mağduriyeti giderilmelidir.
Bir önceki maddede de görüldüğü üzere 2581 TL/ton ila 2613 TL/ton dolaylarında ihraç edilen makarnalık buğdayın TMO tarafından piyasaya 1950 TL/ton fiyatıyla sürüldüğü görülmektedir. Gerçekleştirilen bu işlemler doğrultusunda hem devlet bütçesi hem de yerli üretim/üretici zarar görmekte, hammaddeyi ucuza tedarik eden sanayicilerin aradaki bu farkı ürün satış fiyatlarına yansıtmadıklarından dolayı hem üretici hem de tüketici mağduriyet yaşamaktadır.
Bahsi geçen problem yalnızca makarnalık buğdayla sınırlı olmayıp, makarnalık buğdayın yanısıra unluk buğday ve arpa gibi hububatlarda da görülmektedir.
Hayvan yetiştiricilerinin bütün girdi maliyetleri artış göstermiş olmasına rağmen süt satış fiyatları sabit kalmış ve yetiştiriciler zarara uğramaktadır. Sonuç olarak hayvan yetiştiricileri anaç süt hayvanlarını kestirmekten başka çıkar yol bulamamaktadır.
Üreticiden 2.30TL/lt. olarak satın alınan süt, piyasada tüketicilere 8.5 TL/lt.’den pazarlanmaktadır. Aradaki fiyat artışından yalnızca sanayiciler rant sağlamaktadır.
Burdur ili Bucak ilçesi kaliteli üretimiyle bir çok üründe olduğu gibi kapya biber yetiştiriciliğinde de bölgede lider konumundadır. Ürünün sahip olduğu kalitenin aksine piyasada 50 krş/kg’den satılması hak ettiği değeri görmediğini işaret etmektedir. Bahsi geçen sorunun çözümüne yönelik olarak bu ürünlerin TÜRK ŞEKER A.Ş. ve TTKK’ya pazarlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
TKDK kurumları dahil olmak üzere hazine arazilerinin üreticilerin en büyük anayasal örgütü konumunda olan Ziraat Odalarına tahsisine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Hayvan yetiştiriciliğinin geliştirilmesi hususunda; meraların ıslahı ve muhafaza edilmesi konularında çalışmalar yürütülmelidir.
Hayvan yetiştiricilerinin en büyük korkulu rüyası olan dağlardaki kurt,çakal vb. yabani hayvanların bu faaliyete verdikleri zararın önüne geçilebilmesi için Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlükleri gerekli önlemleri almalıdır.
Bu minvalde benzer problemle karşı karşıya olan tarım üreticilerinin yaşadıkları yabani domuzların tarımsal üretim alanlarına/ürünlerine verdikleri zararın önlenmesine ilişkin kapsamlı çalışmalar yürütülmelidir.
Burdur ili Gölhisar ilçesi 200.000 dekarlık sulama alanına sahiptir. Kapalı sulama sistemlerinin kurulmasına ilişkin ihale süreci tamamlandığı halde ödenek yetersizliği nedeniyle sistem kurulumuna başlanamamıştır. Bahsi geçen ödeneğin tahsis edilerek sürecin başlatılmasına yönelik girişimlerde bulunulmalıdır.
Gölhisar, Altınyayla ilçelerinde ve Yusufça beldesinde 5000 dekar üzeri sera alanında örtü altı sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır. Üreticiler özellikle domates bitki desenine pazar bulma husunda sıkıntılar yaşamaktadır. Üreticilere pazar bulmaları konusunda gerekli yardımlar yapılmalıdır.
Aynı problem Burdur ili Ağlasun ilçesinde kiraz bitki deseni içinde geçerlidir. Üreticiler meyve üreticiliğinden vazgeçerek meyve bahçelerini sökmek durumunda kalmaktadırlar. Bu sıkıntıların çözümüne yönelik olarak gerekli adımlar atılmalıdır.
Burdur ili Ağlasun ilçesinde sulama barajının faaliyete geçirilebilmesi için yeterli su kaynakları bulunmaktadır. İlçede sulama barajı inşaa edilmesine yönelik çalışmalar başlatılmalıdır.
Yorumlar (0)