Burdur Gölü kuruyor Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, son yıllarda hızlı bir şekilde çekilen Türkiye’nin yedinci büyük gölü Burdur Gölü ile ilgili, “Bu gölün kuruyup gittiğine seyirci kalmak bize ileride vicdan azabı olarak geri dönmesin istiyoruz. Mücadelemizi yapalım. Kurtarmak için elimizden geleni yapalım çünkü bu göl bize emanet” dedi.
Türkiye’nin yedinci büyük gölü olarak bilinen Burdur Gölü, son dönemde önemli oranda su kaybı yaşadı. Burdur Gölü son 35 yılda su kapasitesinin 3’te 1’ini kaybetti ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Burdur Gölü’ne özgü Burdur dişli sazancığı ve dikkuyruk ördeğinin de nesli tehlike altına girdi. Tarımsal sulama ve yer altı sularının aşırı derecede sondajlarla çekilmesi göldeki su seviyesi düşüşünün en önemli nedeni olarak görülüyor.
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, son yıllarda Burdur Gölü’nde hızlı bir çekilme yaşandığını söyledi. Göldeki çekilmenin üzüntü verici olduğunu kaydeden Başkan Ercengiz, “Burdur Gölü, Burdur’un en temel değerlerinden birisi. 2014’te göreve geldiğimiz günden beri Burdur Gölü’nün çığlığını duyurmaya çalışıyoruz. Çünkü biz çocukluğumuzdan beri Burdur Gölü’nün ne durumda olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Son birkaç yıldır Burdur Gölü’ndeki çekilme iyice hızlandı. Geçen günlerde bilim adamlarının yaptıkları açıklamalar da bizim söylediklerimizi doğrular nitelikte. Gölü besleyen su kaynaklarının önlerinin kapatılmış olması ve bugün Burdur Gölü’ne yüzeysel su kaynaklarının hiçbirisinin ulaşmamış olması, aynı zamanda göl havzasında yapılan kontrolsüz sondajlar, göl tabanından çekilen su, bölgemizin büyükbaş hayvancılığa yönelmesi neticesinde yem bitkisinin daha çok ekilmesi ve bu nedenle de göl tabanından çekilen suyun hacmen gölü azaltmasına bağlıyor bilim adamları. Biz bunu zaten en başından beri söylüyorduk” dedi.
‘GÖL ÇEKİLİRSE NE OLACAK?’
Gölle ilgili mutlaka bir çalışma yapılması gerektiğine ve gölün çekilmesinin neticelerini de doğru değerlendirmek gerektiğine işaret eden Başkan Ercengiz, “Göl çekilmesi halinde ne olacak? Bilim adamları bununla da ilgili bir takım öngörüleri ortaya koyuyor. Bunların en başında solunum yolu hastalıklarının ve kanser hastalıklarının başlangıcı olabileceğine dair birtakım somut sonuçlara dikkat çekiyorlar. Bunu da ciddiye almak zorundayız” diye konuştu.
Gölün kuruyan alanlarında oluşan toz bulutlarının çeşitli hastalıklara yol açacağını anlatan Başkan Ali Orkun Ercengiz, şöyle dedi:
“Her şeyden önce solunum yolu hastalıklarına bir altlık oluşturabilir. Çünkü sonuç itibariyle tozun havada serbest halde bulunmuş olması vatandaşımızın solunum yoluyla bu tozlaşmayı içine çekmiş olması, birtakım solunum yolu hastalıklarının başlangıcı ve nedeni olabilir. Bu konuda zaten bilim adamlarının uyarısı var. Önlem alınmalı. Çekilen alanlarla da ilgili mutlaka bir strateji belirlenmeli. Gerek lavanta gerekse kolay üreyebilen ve su çekmeyen bitkilerle bu alanların tozlaşmasının önüne geçilebilmesi için bir çalışma yapılmalı diye düşünüyorum. Bununla da ilgili bazı taleplerimiz oldu. Bunlar da sağlanabilirse hem eskiden güller, göller diyarı olarak anılan Burdur son günlerde isminin lavanta ile anılması hasebiyle bu alanlarda lavanta ekimi yapılarak lavanta ile bezendirilmesi sağlanabilir. Gölümüzün kurumasını istemiyoruz. Göller yöresi çok önemli bir tehlikeyi üzerinde barındırıyor. Geçen günlerde bir bilim adamının yaptığı açıklamayı korkuyla okudum. Burdur Gölü için tehlike çanlarının çoktan çaldığını hemen yakınımızda bulunan Eğirdir Gölü’nün ve önümüzdeki süreçte Salda Gölü’nün de korunması gerektiğine dair önemli saptamaları var. Ben önemsenmesini istiyorum. Çünkü biz her defasında şunu söyledik. Burdur Gölü bize miras değil, emanet. Bizden sonraki nesillere, kuşaklara, çocuklarımıza bu gölü mutlaka ulaştırmak zorundayız. Üzerimizdeki sorumluluk gayri siyasi bir anlayışla hangi siyasi görüşten olursa olsun, Burdurlu kimliğiyle bu göle sahip çıkmamız gerekiyor.”
‘GÖLÜN YAŞAMASI İÇİN MÜCADELE ETMEK ZORUNDAYIZ’
Burdur Gölü’nde belediye olarak iki yıl su sporları festivali yaptıklarını aktaran Başkan Ercengiz, “İçinde bulunduğumuz alanda su jetleri vardı. İki yıl üst üste burada göl festivalini yaptık. Fakat göl bizden hızla uzaklaştıkça, vatandaşımız da gölden uzaklaşıyor. Aslında gölle vatandaşımızı barıştırmak için yaptığımız bu festivaller, Göle Yas Belgeseli önemli çalışmalardı. Bakın durgun bir su. Kürek, kano, yelken sporunun, geçmiş tarihte de bunun örnekleri var, yapılabildiği bir göldü. Gençlerimize su sporlarının sevdirilebileceği çok güzel bir göl varken maalesef biz şu anda bu imkandan da yararlanamıyoruz. Gölümüzün mutlaka korunması, kurtarılması ve gölün yaşaması için mücadele etmek zorundayız. Kaldı ki göl sadece insanlara hizmet eden bir alan da değil. Birçok yaban hayatına, su kuşuna ev sahipliği yapan, bunun yanı sıra endemik bitki ve hayvan türlerine bir hayat alanı yaratan önemli bir göl burası. Sadece bu gölün kuruyup gittiğine seyirci kalmak bize ileride vicdan azabı olarak geri dönmesin istiyoruz. Mücadelemizi yapalım. Kurtarmak için elimizden geleni yapalım çünkü bu göl bize emanet” dedi.
KAYNAK birgün
Yorumlar (0)