Tüketici Konfederasyonu’nun gayretli ve işinin ehli Başkanı Aydın Ağaoğlu, ülkemizdeki ürün fiyatlarının olması gerekenden daha fazla, dolayısıyla da haksız kazanç sağlanmasından yakınmış ve “Mart’ta yapılacak Yerel Seçimlerden dolayı kamu otoritesi bazı zamları öteledi. Buna rağmen fahiş fiyat artışlarıyla tüketicinin karşısına çıkan fırsatçılar, dar ve sabit gelirli kesimlerin belini büküyor. Geçtiğimiz haftalarda Yüksek Fiyat Değerlendirme Kurulu birtakım cezalar uyguladı ancak yine de zamların önüne geçilemedi. Bu da gösteriyor ki, uygulanan cezalar ve yaptırımlar caydırıcı değil… Meselâ daha Aralık ayında asgarî ücrete yüksek oranda zam yapılacağı söylentileri çıktığı zaman tüm etiketlerde bir yükselme yaşandı. Akabinde yüzde 50 civarındaki asgarî ücret artışı belli olunca tekrar zamlar yapıldı. Daha asgarî ücret uygulamaya girmeden tamamen alâkasız şekilde zamlar yapıldı. Daha sonra emekliye yapılacak maaş zammının, memurlara yapılacak zam oranıyla aynı seviyeye çıkarılacağının duyulması yeniden fahiş fiyat artışlarıyla karşılamamıza neden oldu. Bununla da kalmayıp Ocak ayına girdiğimiz de yeni yıl zamları diye yeniden fahiş fiyat artışları oldu. 2 Ocak sabahında tekrar değişen etiketler oldu…” demiş!
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu’nun dediği gibi üreticiler veya aracılar da tüccarlar da çalışanların veya emeklilerin maaşlarına zam yapılacağı söylentileri çıkar çıkmaz ellerindeki ürünlerinin etiketlerini değiştiriyorlar, yetmiyor zamlar TBMM de veya Bakanlıklarda görüşülürken bir daha değiştiriyorlar, yetmiyor maaşların zamlandığı gün etiketleri bir daha değiştiriyorlar, o da yetmiyor falan filan mâmule zam gelecek(miş!) söylentileri çıktığı anda da etiketlerini değiştiriyorlar. Yani bahsime konu üreticiler de alıp satıcılar da zamla yatıp zamla kalkıyorlar!
Ben kendim bikârlık dönemim hâriç 43 gün kiralık evde oturdum ama Allah’a (c.c) emânet 3 oğlumun biri Gebze de, biri Pendik te, diğeri de Burdur’da ve kiralık evde oturdukları için ev-konut kiralarıyla ‘alış satışlarıyla da tabii’ yakından ilgileniyorum… Ve büyük torunumuz da 5 yıl Ankara da üniversite öğrenim gördü ve iki ayrı evde oturdu. Birinci ev sahibi de değerli bir insandı, dolayısıyla da ondan memnunduk. Ancak, son birkaç yılında ve Çankaya’nın en uygun ve en güzel evlerinden birinde oturdu ama ev sahibi kirasına kuruş zam yapmadı. Yani böyle insanlar da var! Amma ve lâkin öyle ev ve dükkân sahipleri de var ki, çalışanların ve emeklilerin maaşlarına gelen, hattâ gelmesi muhtemel olan artışların 3-5, hattâ 10 katı kadar kira artışı istiyorlar! Dolayısıyla da piyasanın yükselmesine neden oluyorlar… Ayrıca iğneden ipliğe her şeye yüzde 100-150 oranında zam gelirken, devletin konut kiralarını yüzde 25’le sınırlaması da doğru değil tabii!
Ayetle sabit ki, ‘insanlara bir vâdi dolusu altın verilecek olunsa ikinci vâdiden de hissesini ister. Onun gözünü ancak toprak (ölüm) doyurur!’ O nedenle olsa gerek bir kısım insanların karınları doysa, kasaları ve keseleri dolsa bile gözleri gönülleri bir türlü doymak bilmiyor. Olan da dar gelirlilere veya sabit gelirli kişilere ve ailelere oluyor!
Ülke genelini bilmiyorum ama geçtiğimiz yıl biraz Ankara da biraz İstanbul da biraz da Kocaeli Gebze de kaldım… Bu yıl ise sadece İstanbul ve Gebze de kaldım ve elim boş olunca şehrin kültür varlıklarının ve mâbetlerinin yanı sıra alışveriş merkezlerini, marketleri ve bazı mağazaları gezip dolaştım… Amma velâkin buralar da bir tane bile denetçi görmedim… Ki konuştuğum bazı tezgahtarlar etiket değiştirmekten usandıklarını söylüyorlar. Kara yolları üzerindeki veya dinlenme tesislerindeki lokantalar, marketler ve benzer yerler ise orman kanuna tabi gibi çalışıyorlar ve ürünlerine canları istediği gibi zam yapıyorlar… Gerisi neyse ne amma, gıda maddesi üreten, alan satan ve yenilip içilen yerlerde hijyen de, denetim diye de bir şey yok maalesef! Olsa bile çok yetersiz… Ayrıca azda olsa yapılan denetimler sonunda işletmelere kesilen cezalar caydırıcı olmadığı gibi, neredeyse teşvik edici miktarda!
Velhâsal-ı kelâm, hülâsâ-i netice; devletin koca koca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım Orman Bakanlığı var ve bu bakanlıkların çok sayıda memur ve amirleri var. Belediyelerin zabıta memurları ve denetim mekanizmaları ona hakeza! Ancak, yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi ben yakın tarihte bahsime konu memurlardan ve amirlerden bir tane bile denetleyici görmedim, duymadım bilmiyorum… O nedenle, söz konusu yerlere denetimler sıklaştırılmalı ve kesilen cezalar caydırıcı olmalı!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
Ey îman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah (c.c) size karşı çok merhametlidir. (Nisâ, 4/29)
Allah’ım (c.c)! Senden; doğru işim de sebat ve kanaat etmeyi ve doğru da azimli olmayı istiyorum: (Hadis)
HAYATTA ÜÇ ŞEY KİŞİNİN ÖZÜNE ZARAR VERİR
ÖFKE, AÇGÖZÜLÜLÜK VE KİBİR!
Hz. Muhammed (sav)
KANAAT EDEN AZİZ, AÇGÖZLÜLÜK YAPAN ZELİL OLUR!
Hz. Ali (r.a)
AÇ GÖZLÜ İLE DOST OLMA: İKRAM BİLMEZ
KURAL BİLMEZ, DOYMAK BİLMEZ; ÜZÜLÜRSÜN!
Şeyh Edebâli
EN BÜYÜK HATA, KAZANÇ İÇİN AÇĞÖZLÜ OLMAKTIR!
Lao Tzu
DÜNYAYI YUTSA, YOKSUL KALACAK BİRİ VARDIR: AÇGÖZLÜ!
Anonim
Yorumlar (0)