Daha dün gibi…. 1996 yılıydı. İlk cep telefonumu aldım. 0532 ile başlayan şimdiki numaram. Kaç yıl olmuş? Yirmiyedi. Çeyrek asrı aşmış. 27 yıldan beri de telefonum, bırak bir günü, bir saat kapanmamış. Doktorluktan kalma bir alışkanlık. Çünkü Çocuk Doktorunun telefonu 7/24 açıktır. Yani öyle olması gerekir. Şimdi aktif doktorluk yapmıyor olsam bile alışkanlıklar da kolay bırakılmıyor. Malûm, alışmış kudurmuştan beterdir, meselesi…
Esasen hayatımızın olmazsa olmazı olmuş telefon. Ekmek gibi, su gibi.
Sadece benim mi? 7 den 70 e herkesin, desek azdır.
Asıl amacı neydi cep telefonunun? Konuşma, haberleşme. Şimdilerde ise ağırlıklı olarak geyik muhabbeti...
Akıllısı çıkınca bir sürü marifet daha eklendi. Facebook, Twitter, SMS, Messenger, Whatsapp, Telegram, İnstagram, Youtube, fotoğraf ve video çekimi,artı, şimdi hatırlamadıklarım…
Hiç unutmam. 2000’li yılların başına kadar okumalarımın önemli bir kısmını, Kur’an-ı Kerim ve Kütüb-i Sitte dahil önemli İslami kaynaklar teşkil ederdi. (Şimdilerde, okumalarım biraz yön değiştirdi. Son 10-15 yıldır, Romanda Türk ve Dünya klasiklerine dadandım. )
Kütüb-i –Sitte 18 ciltti. Kendi kendime düşünürdüm. Şu 18 cildi bir diskete yükleseler de ben de onu kolaylıkla taşıyabilsem, kırda bayırda, piknikte…her yerde okuyabilsem...
Artık şimdi olan şu: Bırakın 18 cildin diskete yüklenmesini, dünyadaki bütün bilgiler küçücük bir cep telefonuna yüklendi. Her isteyen, her yerde ve her saatte onlara ulaşabiliyor. Bu akıl almaz bir durum.
İstediğim müziği her zaman Youtube’den dinleyebilmek, istediğim sesli kitabı gece yatarken dinlemek, film, dizi, tiyatro eseri… iyisi, kötüsü, faydalısı, zararlısı, artık her şeye ulaşabiliyor olmak…
Bunlar iyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Valla zaman zaman karar vermekte zorlanıyor insan.
Özellikle çocukların ve internet bağımlısı olanların cep telefonunun zararlarından nasıl korunabileceğini tartışıyoruz bugün.
Bilgisayarda, cep telefonunda, otomotivde, silah sanayiinde, telekomünikasyonda, bankacılıkta, alışverişte, uzay çalışmalarında… artık aklınıza ne gelirse... Dünyanın 30 yılda geldiği aşama insanlığın başlangıcından 30 yıl öncesine kadar geldiği aşamadan kat be kat fazla…
Bu hafta, cep telefonunun hayatımıza girmesiyle neler kazandığımızı yazmaya çalıştık. Haftaya da, neler kaybettiğimize bir göz atalım, nasipse.
Hoşçakalın…
2024
Ramazan Canural'ın 'Münafıklık çetin ve çetrefilli bir iş' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Hala kirada oturuyorum ve halimden şikayetçi değilim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçim sürecinde yaşadığımız bazı gerçekler' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Bayrama girerken...' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Yaşanmış renkli seçim anıları' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Komşu bahçede ani bir feryat ve...' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçimler yaklaşırken' adlı köşe yazısı. Ramazan Canural'ın duygu ve düşüncelerini anlatan bu yazıda, iyimserlik ve kötümserlik arasındaki iç çatışmaya tanık oluyoruz. Yazar, projelerini ve "Kızıl Elma" hedefini paylaşırken, seçim yorgunluğu ve yaşın ilerlemesi gibi endişelerini de dile getiriyor. Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Mart Ayında özel gün ve haftalar' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Razaman Canural'ın 'İçkili Gazinolara Arsa Arama Serüveni' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)