Saygıdeğer okuyucularımız,
Bu yazı dizimizde yaşamakta olduğumuz güzel ilçemiz Gölhisar ile ilgili bir takım yerel gerçeklere değineceğiz. Bir paylaşımda bitirilemeyecek geniş olan bu konumuzu birkaç haftaya yayma düşüncesindeyiz. Bazı okuyucularımız hatırlayacaklardır bu konuda daha önce dile getirdiğimiz benzeri yayınlarımız olmuştur.
Gölhisar ilçesi 1953 yılında ilçe yapılırken; geleceğin il namzedi ilçeleri arasında gösterilmiştir. Çünkü ilçemizin bulunduğu coğrafi konum, merkezi yerleşim alanlarına yani diğer komşu vilayetlere uzaklığı, Ege’yi, Akdeniz’e bir köprü gibi bağlayan stratejik konumu il olmak için en müsait ilçeler arasında yer almasıydı.
Ne yazık ki; geçen 70 yıllık bir sürede Gölhisar olması gereken kalkınma hamlelerini bir türlü yakalayamamış, küçük bir ilçe görüntüsünden bir türlü kurtulamamıştır. Halbuki ilçemizin kendisine has o kadar çok avantajları olmasına rağmen…
-Bulunduğu coğrafi konum.
-Tarihi, doğal, kültürel varlıkları.
-İklim yapısı, havası ve suyu.
-Verimli toprakları.
-Hayvancılık alanındaki avantajları.
-Yeterli genç nüfusa sahip olma.
-Yurt dışında önemli bir nüfusa sahip gurbetçi kardeşlerimizin potansiyel birikimlerinin değerlendirilmesi.
Daha sayabileceğimiz birçok zenginliğimizi maalesef aktif hale getirerek, bu avantajlarımızı ilçemizin kalkınması yönünde bir türlü kullanamamışız! Geçmiş yıllarda eşdeğer görünümde olan birçok ilçe kalkınarak hatırı sayılır bir nüfusa sahip olmuşlardır. Bunlardan Bucak ilçemiz büyük bir kalkınma hamlesi yakalayarak; il olma yarışındadır. Gölhisar ise hala; göç veren bir ilçe konumundadır. Gölhisar’da yüksekokullarımızda öğretim gören öğrencilerin de bazılarının ikametgahlarının yapılan yardımlarla Gölhisar’a taşınmasına rağmen aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere ilçe nüfusunda göze çarpar bir artış görülmemektedir. Yerli halkımızın, özellikle gençlerimizin iş-aş düşüncesiyle komşu vilayetlere göç ettiği bir realitedir.
Elbette ilçemizde güzel şeyler de olmakta. Fakat bu gelişmeler kalkınma ve üretime yönelik yatırımlar olmadığı için iş sahaları kurulamamakta. Hala betona, parka, bahçeye dayalı, projelerle bol bol yüksek binalar dikiyoruz. Yani yatırımlar betona gidiyor. Kahvehane, restoran, gece eğlence merkezleri, kafeterya, otel, pansiyon, faast food vs., üniversite öğrencilerine dayalı bir ekonomik yapımız var. Gölhisar okulların tatil olduğu dönemlerde küçük bir kasaba görüntüsüne dönüyor adeta. Dolayısıyla sanayi, turizm ve üretime dayalı olmayan bu yatırımlarla iş sahaları ve istihdam oluşturmak mümkün olmuyor.
Bu seri yazımızda, ilçemizin ana dinamiklerini, ilerleme ve kalkınma yolunda ihtiyaç duyduğu birliktelik ruhunu ve bu ruhun oluşturacağı organize çalışmaların nasıl hayata geçirilebileceği konusunda acizane kanaatlerimizi belirtmeye çalışacağız. Gölhisar’ın kalkınmasında en önemli rolü üstleneceğine inandığımız Kibyra Antik Kentimizi öncelikle ele alalım.
Bu yazıyı kaleme almamıza; Kibyra Antik Kentinde geçtiğimiz günlerde başarıyla ortaya çıkartılan eşsiz, kendine has doğal yapısıyla kaynak suyuyla içilebilecek, müthiş bir eser olan “Antik Çeşme”nin müjdesinin verilmesi bir vesile olmuştur.
İlçemizde bulunan tarihi Kibyra Antik Kenti, ülkemizin ve dünyanın en önemli antik kentleri arasında yerini alacaktır. Geçmiş dönemlerde ortaya çıkartılan; Odeon, Medusa Mozaiği, Tiyatrosu, on bin kişilik stadyumu, Agorası ve geçen hafta keşfiyle büyük yankı uyandıran Antik Çeşmesi ile turizm otoritelerinin dikkatlerini çekmektedir. Kibyra mevcut haliyle dahi on binlerce meraklının ziyaretine mazhar olmaktadır.
Yeri gelmişken devletimiz tarafından yapımı tamamlanan ve üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala faaliyete geçirilememiş, Kibyra için çok önemli bir tesis olan “Kibyra Turizm Karşılama Tesisleri”nin neden âtıl halde beklediği, halkımız tarafından merak edilmektedir.
Kibyra müthiş bir değer. Gölhisar’ın kalkınmasının en önemli dinamiği olacaktır. Hal böyle iken bizler, idarecilerimiz yeterince Kibyra’nın kıymetini anlayabilmiş olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü, asırlardır üst başımızda toprak altında yatmakta olan Kibyra’yı maalesef keşfedeli daha kaç yıl oldu ki?
Kulakları çınlasın zamanın kaymakamı, gerçek bir Gölhisar Sevdalısı eski Amasya ve Trabzon Valisi, şimdi ise merkez valiliği görevini yürütmekte olan Sayın Celil Öz’ün tamamen yerel imkanlarla yaklaşık 21 yıl önce yaptırmış olduğu “kazı eviyle” Kibyra kazıları resmi olarak faaliyetlerine girmişti. Daha sonra gene Gölhisar’ı sevda edinmiş, ilçemizin kalkınması adına çok önemli faaliyetlerde bulunmuş Kaymakamlarımız, şimdi Rize Valiliğini yürüten Sayın Kemal Çeber ve Gölhisar’da çok önemli eserlere imza atmış, özellikle Kibyra’yı büyük önem vermiş, günümüzün Edirne Valisi Sayın Hüseyin Kürşat Kırbıyık, dönemlerinde bu kentimizde önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu vesile ile ilçemize desteklerini esirgemeyen tüm idarecilerimizi de minnetle, şükranla yad edelim.
Yerel yönetimler ve değerli Gölhisar halkı ellerinden geldiğince Kibyra’ya destek çıkmaya gayret etmişler fakat “Efes Tarihi Antik Kentinden” çok daha büyük bu devasa kentin ayağa kaldırılması için yerel kaynaklar çok yetersiz kalmakta. Onun için merkezi yardımların arttırılması ve bir an önce bu kentimizin tüm alanlarıyla restore edilerek turizmin hizmetine sunulması gerekmektedir.
Kibyra’nın gerçek anlamda, tüm kurumları ve yerleşim alanlarıyla gün yüzüne çıkabilmesi için mevcut imkanlar samimi gayretlere rağmen maalesef çok kısıtlıdır. Bu hızla kazıları yürüten ekibin tüm fedakarlıklarına karşı, Kibyra’nın tüm şehriyle ayağa kaldırılma çalışmaları çok uzun yıllar alacaktır. Onun için Kibyra’nın “bir devlet politikası” ile güçlü yardımlar alması yanında sponsorlar eşliğinde yardım arayışlarına girilmesi gerekmektedir. Ağlasun ilçesindeki Sagalassos Antik Kenti bu yönden şanslıdır. Çünkü oradaki çalışmalar Belçikalılar tarafından finanse edilmekte.
Kibyra Kazı Ekibi Başkanı Doç. Dr. Sayın Şükrü Özüdoğru ve çalışma ekibinin gayretleri, üniversitemizin destekleri, onlara verilecek daha büyük imkanlarla taçlandırılmalıdır. Kıt kanaat imkanlarla ayağa kaldırdıkları müthiş eserler, çok daha büyük katkılarla neler ortaya çıkartabileceklerinin bir göstergesi olsa gerek (……)
Saygıdeğer Gölhisarlılar,
Hani ecnebiler, bizler için bir söz söylemiş iddiası vardır ya;
“Su akar, Türk Bakar”
Biz Türklerin var olan akar sularımızdan yeterince faydalanamadığımızı anlatan bir ifadedir yukarıdaki söz.
Ben de diyorum ki;
“Asırlardır Kibyra yanı başımızda yatar,
Gölhisarlılar da maalesef O’na bakar.”
Hakikaten yıllardır böyle olmuştur. Kibyra aslında bir “altın madenidir.” Yapılması gereken bu madeni çıkartmak, kalkınmamızın en önemli bir hamlesi haline getirmektir.
Günümüzde sadece turizm gelirleriyle ayakta kalan ülkeler, şehirler vardır. Turizm çok önemli bir gelir kaynağı. Günümüzün moda değimiyle; “Bacasız Fabrika” dır. Bunun en büyük göstergesi yanı başımızdaki Antalya, Batı ve Güney Sahillerimizdeki şehirlerimizdir. Her yıl milyarlarca dolar gelir kaynağı turizm aracılığıyla ülkemize bırakılıyor, turizm bu yörelerimizin en önemli gelir kaynağını teşkil ediyor, milyonlarca vatandaşımızın da istihdamı sağlanıyor, üreticilerimizin ürünleri bu otellerde tüketiliyor.
Bu alanda Gölhisar, iklimiyle, havasıyla, suyuyla, ulaşım imkanları, Fethiye, Denizli-Pamukkale – Antalya turizm üçgeninin tam ortasında yer alması hasebiyle harika bir konumdadır.
Yeter ki; bizler yapacağımız tanıtım faaliyetleri yanında, ilçemizde turistik kafileleri düzenli ve mükemmel bir şekilde ağırlayabilecek turistik tesislere ve yeterli derecede “turizm kültürü bilincine” sahip olalım.
Zaman zaman ilçemize gelen turizm kafileleri maalesef günü birlik olarak ziyaretlerini tamamlayarak dönmekteler. Çünkü bu organize kafileleri yeterince ağırlayabilecek altyapıya, donanıma sahip değiliz.
Bu konuda Gölhisarlılar, siyasi idareciler, mülki amirler, sivil toplum kuruluşları önderliğinde bir “inisiyatif”, bir platform oluşturulmalı, yapılacak eğitim, kültür çalışmaları, geziler, toplantılar, seminerler vs.ler tertip edilerek bu alanda altyapı çalışmalarıyla planlı – projeler bir şekilde hayata geçirilmeli ve bu çalışmalar aralıksız sürdürülmeli, devlet-millet iş birliği ile gerekli turistik yatırımların hayata geçirilmesi için organize olunmalıdır.
Yazımıza gelecek hafta devam etmek temennisiyle…
2024
Bülent Okunakol'un 'Suriye'de iç savaş ve çağrışımlar' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Cakarta'da Osmanlı Torunu ve Avusturya'da ben' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Bülent Okunakol'un '24 Kasım Öğretmenler Günü'nde saygıdeğer Öğretmenlerimize bir çağrı' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Sensin can öğretmenim' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ne Mutlu Türk'üm Diyoruz ! Ama... Ne Kadar Mutlu Bir Türk'üz ?' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Gölhisar derbisini Gölhisar Belediyespor kazandı' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ah Filistin Vah Müslüman!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ülke gündemi toz-duman katil Öcalan bahane gündem şahane!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ülke gündemi toz - duman ve bozulan ezberler ! - 1 -' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Diyanetin son Cuma Hutbesi ve kısas üzerine' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)