Gününüzde bırakın uzak yakın akrabaları ve konu komşuları, kardeşler ve eşler bile birbirlerini eleştirir, gıybetlerini yapar, hatta kuyularını kazar hâle geldiler-getirildiler maalesef… Ancak böyle yaparak aslında kendi kuyularını kazdıklarının farkında, fevkinde ya da bilincinde değiller… O nedenle ben bugün, daha önce de yazmış olduğum ve Hz. Mevlânâ ile Hacı Bektaş-ı Velî hazretlerini güya denemeye kalkan bir müridin durumunu ve iki evliyâ (Allah ‘c.c’ dostu) arasından geçen mükemmel bir yorumu nakletmek istiyorum:
Şöyle ki; Hz. Mevlânâ’nın mûritlerinden biri bir gün çalarak elde ettiği koyunu Mevlânâ Hazretlerine hediye etmek ister… Ancak Hazret (çalıntı olduğunu anladığı için olsagerek) koyunu kabul etmez… Deneme meraklısı olan mûrit aynı koyunu dosdoğru Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerine götürür… Ve Hazret, (çalıntı olduğunu bilmesine rağmen, o zavallı kişiyi kırmama adına) koyunu kabul eder… Duruma şaşan mürit Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerine, “Bu koyunun çalıntı bir koyun olduğunu bilmiş olmalı ki, Hz. Mevlânâ kabul etmedi ama siz kabul ettiniz! Bunun sebebi hikmeti nedir efendim?” şeklinde bir soru yöneltir… O Allah (c.c) dostu ve büyük Velî de, “Mevlânâ Hazretleri öyle bir velîdir ki, O’nun gırtlağından zerre miktarı haram geçmez!” şeklinde cevap verir…
Ve zavallı adam, oradan aldığı cevapla tekrar Hz. Mevlânâ’ya gider ve O’na da, “Hacı Bektaş-ı Velî benim size hediye etmek istediğim koyunun çalıntı olduğunu bilmiş olmasına rağmen kabul etti… Bunun nedenini niçinini baza izah ve ifade edebilir misiniz efendim?” der. O hazrette, “Hacı Bektaş-ı Velî Hazretleri öyle bir velî, öyle bir ummanı deryadır ki, O’nu zerre miktar haram kirletmez!’’ şeklinde karşılık verir! Dolayısıyla da bu sorunun sahibi zavallı bir adam bile olsa her iki Allah dostu da hem o kişinin şüphesini yok eder hem de birbirleri hakkında hüsnü zanda bulunup nezaket gösterirler!
Kısacası bu yaşanmış hikâyeden anlaşıldığı kadarıyla, Allah (c.c) dostları ve Allah’ın velî kulları birbirlerinin aleyhlerinde tek kelime etmedikleri gibi tam tersine hem hüsnü zan hem de kibarlık etmişler… Amma velâkin, birinci paragrafımda da vurgulamaya çalıştığım gibi günümüzde en yakın komşular ve akrabalar bırakın birbirleri hakkında hüsnü zan da bulunmayı, birbirlerinin kusurlarını, kabahatlerini arıyor, en küçük bir kusur ya da kabahatini veya hatasını gördüğü, 2.,3. şahıslardan hattâ duyduğu bir yanlışın veya yalanın, bırakın üzerini örtmeyi, tam tersini yapıyor… Dolayısıyla da hem o kişi ya da kişilerin günahına giriyor hem de ‘’Kınadığınız şeyleri yaşamadan ölmezsiniz’’ şeklindeki Hadis-i Şerifinin kendi üzerinde tecelli etme riskini ya da ihtimalini artırıyor!
Genelde gününüz insanlarının, özelde de politikacılarının Hazreti Mevlânâ ile Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerinin birbirleri hakkında besledikleri hüsnü zanna benzer bir zan beslemeleri ve birbirlerine iltifatta bulunmaları beklenemez! Ama hiç olmazsa birbirleri hakkında günâhların en büyüklerinde biri olan su-i zanda bulunma veya iftira atma günâhına girmemeleri gerekir…
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; ülkemizde yarın, yani 28 Nisan tarihinde ‘’Kardeşlik Haftası” başlıyor… O nedenle ben bu konuyu yarınki köşemde daha teferruatlıca değerlendirmeyi düşündüğüm için bu konuyu burada kapatıyor, kapatırken de ‘gün Hazreti Mevlânâları, Hacı Bektaş-ı Velîleri örnek alma günü!’ diyor herkese ‘hüsnü zanlı’ saygılar sunuyorum.
EĞER YERYÜZÜNDE BULUNANLARIN ÇOĞUNA UYACAK OLURSAN, ONLAR SENİ ALLAH (c.c) YOLUNDAN SAPTIRIRLAR. ÇÜNKÜ ONLAR YALNIZ ZANNA GÖRE HAREKET EDER VE SADECE ASILSIZ TAHMİNLERLE YALAN SÖYLERLER… En’am/116
EY ÎMAN EDENLER! ZANNIN ÇOĞUNDAN SAKININ; ÇÜNKÜ ZANNIN BİR KISMI GÜNÂHTIR. BİRBİRLERİNİZİN GİZLİ HALLERİNİ ARAŞTIRMAYIN. BİRBİRLERİNİZİN GIYBETİNİ YAPMAYIN. HERHANGİ BİRİNİZ ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEKTEN HOŞLANIR MI? İŞTE BUNDAN TİKSİNDİNİZ DEĞİL Mİ? ALLAH’A GÖNÜLDEN SEVGİ BESLEYİP O’NA KARŞI GELMEKTEN SAKININ. ŞÜPHESİZ ALLAH TEVBELERİ ÇOKÇA KABUL EDENDİR… Hucûrat/112
ZANDAN SAKININ. ZİRÂ ŞÜPHESİZ ‘ZAN’ SÖZÜN EN YALAN OLANIDIR…
Ve ÜÇ KİŞİ İSENİZ, İKİNİZ DİĞERİNİ BIRAKIP TA FISILDAŞMASIN, ÇÜNKÜ BU ‘O KİŞİYİ’ ÜZER…
SU-İ ZAN YANLIŞ KARAR VERMEYE SEBEP OLUR.
3 ayrı Hadis-i Şerif
KABA BİR İNSANIN ELİNDEN, HAYAT SUYU BİLE OLSA İÇME
Hz. Ali (r. a)
HER ŞEY İNCELİKTEN, İNSAN KABALIKTAN KIRILIR!
Hz. Mevlânâ (r. aleyh)
MÜSLÜMAN HÜSN-Ü ZANNA MEMURDUR…
Bediüzzaman (r. aleyh)
SEVİLDİĞİNDEN EMİN OLAN BİR KİMSE, DAHA NORMAL HAREKET ETTİĞİ İÇİN, ‘İNCELİK’ DENİLEN NİTELİĞİ DAHA KOLAY KAZANIR…Andre Maurois
MİNNETTAR BİR KALP, BÜYÜKLÜĞE GİDEN YOLUN BAŞLANGICIDIR. ALÇAK GÖNÜLLÜLÜĞÜN BİR İFADESİDİR. İNANÇ, CESARET, MEMNUNİYET, MUKLULUK, SEVGİ VE ESENLİK GİBİ ERDEMLERİN GELİŞMESİ İÇİN BİR TEMELDİR… James E. Faust
YÜZÜNÜZÜ GÜNEŞE DÖNERSENİZ, KARANLIK GÖLGELERİ GÖREMEZSİNİZ… Hellen Keller
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)