Taceddin Akbaş Yazdı: SON ÇAĞRI ‘KARAKURT’TAN’ İLK ÇAĞRI DA BENDENİZDEN

SON ÇAĞRI ‘KARAKURT’TAN’ İLK ÇAĞRI DA BENDENİZDEN Arada bir olduğu gibi, bu hafta da Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verme Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan ve yaptığı açıklamayı hemen her gazete ve gazeteciye olduğu …

SON ÇAĞRI ‘KARAKURT’TAN’

İLK ÇAĞRI DA BENDENİZDEN

Arada bir olduğu gibi, bu hafta da Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verme Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan ve yaptığı açıklamayı hemen her gazete ve gazeteciye olduğu gibi benim e posta adresime de gönderen Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Cahit Karakurt, “Bir araya gelebilmemiz için Burdur Gölü’nün daha ne kadar ölmesi gekeriyor?” demiş. Karakurt, yaptığı o uzunca açıklamasında özetle şunları söylemiş:

“Burdur’da yaşayan her bireye sorduğumuz da vereceği cevap Burdur Gölü’nün sularının çekilmesinden büyük üzüntü duyduğu ve önlem alınmasını beklediği yönünde olacaktır. İşte en önemli tehlike de her Burdurlu’nun ve gönüllülerin “bekleme de” olmasıdır.

Hepimiz Burdur Gölü için bir şeyler yapılmasını sadece bekliyoruz. “Peki kimler bir şey şapacak?” diye sorulduğunda da el cevap; ‘yetkililer’ oluyor.

Aslında yetkililerimizin hepisi bireysel anlam da Burdur Gölü’nün hararetli bir gönüllüsü ve destkekçisi. Hepsinin düşüncesi de aynı. Gölün kurumasının önüne geçilmesi; ama ne yazık ki, teker teker verilen bu destek birleştirilemiyor. Siyaseten oluşan gerginlik, Burdur Gölü’nün her an kurumasını hızlandırıyor”

Burhan Cahit Karakurt, Gölün kurtarılması husunda ve maddeler hâlinde 5 ayrı tedbir önermiş ve yaptığı açıklamasının sonunda şöyle demiş:

“İlk başta söylediğimiz gibi çağrımızı tekrarlayarak yenilemek istiyoruz. Yukarıda detaylandırdığımız adımların atılması için bireylerin ya da kurumların tek tek bir şeyler yapmasından ziyade bir araya gelmeli ve güçlerimizi birleştirerek Burdur Gölü’nün, yani bizim Gölümüzün hergün gözümüzün önünde sessizce ama gözümüzü kanatırcasına yeniden ve yeniden önlememiz gerekiyor”

AHH BURHAN CAHİT KARAKURT AH!!

ÖLEN VARLIK YA DA DEĞERLERİMİZİN

SAYISI O KADAR ARTI, ÇOĞALDI Kİ, BU

ÖLÜLER İÇİNDE SIRA GÖLE GELMİYOR

Günümüz dünyasında, ülkemiz, ilimiz, hattâ mahallemiz de, hattâ hattâ evimiz yerimiz de ve kendimiz de unutup kaybettiğimiz, kuruttuğumuz değerler arasında Burdur Gölü kaynayıp gidiyor maalesef. Yani dünyamız da bir gürültüdür patırtıdır kopup gidiyor. Hal böyle olunca da kimse kimsenin sesini duymuyor-duyamıyor, duysa bile ya anlamıyor ya da sözünü dinlemiyor!

BİZİM İŞİMİZ DE ‘TIPKI’ TAYYİP GİBİ

ALLAH’A (c.c) KALDI! (İYİ DE OLDU)

Hatırlanacağı üzere, İztanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı sıralar da, İstanbul büyük bir su sıkıntısı çekiyor ve halk susuzluktan yakınıyorlardı. Bu durumu bilen gazetecilerden biri de Başkan Tayyip Erdoğan’a “Yağmur duası yapacak mısınız?” şeklinde bir alaylı soru yöneltmiş; Erdoğan

da “Gerekirse dua da yaparız…” şeklinde bir cevap vermişti. Ertesi günkü gazetelerden bazıları da Erdoğan’ın o cevabına atıfta bulunarak ve müstehzi bir şekilde, “Tayyip’in işi Allah’a kaldı..!” şeklinde başlıklar atmışlar. Dolayısıyla da ve akılları sıra Tayyip’le, aslında ve hâşâ Allah c.c ile dalga geçmişlerdi! Ama, Tayyip te lâfın altında kalmamış, “İşimiz iyiki de Allah’a kaldı. Bunlara kalsaydı, işimiz çok zordu! Çünkü, bunlar adama bir yudum su bile vermezler!” şeklinde cevaplar vermişti!

BENDENİZ DE GÖLE HAYAT DERNEĞİ’NİN

SON ÇAĞRISINA ‘İLK ÇAĞRI’ İLE KATILMAK

İSTİYORUM. ANCAK, BEN ÇAĞRIMA BİR DE

YAĞMUR DUASI İLÂVE ETMEK İSTİYORUM!

Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; Dünyanın bir çok bölgesi hattâ noktası sellerle boğuşurken, bir başka bölgesi veya noktası kuraklıkla savaşıyor. Ama insanların, hattâ yöneticilerin bir çoğu bu savaşı tek taraflı ve bilinsizce yapıyor… Dolayısıyla da ne sellerin önü alınabiliyor ne de kuraklıktan kurtulunabiliniyor. Hal böyle olunca da bir karamboldür-curcunadır gidiyor. Ve sorumsuz insanların rastgele açtıkları kuyular, boşa akıttıkları ve sorumsuzca, hattâ fütursuzca harcayarak israf ettikleri sular benim aklıma aynı gemide seyreden yolculardan bazılarının kendi su ihtiyaçlarını karşılamak için gemiden açtıkları deliği getirdi! O nedenle, ben ‘önce alınabilecek tüm maddî tedbirleri alalım, daha sonra da işi Allah’a havale edelim ve Dünyamızı kuraklık, sel, tsunami, yangın ve deprem gibi âfetlerden koruması için Kendisine yalvaralım yakaralım!’ diyor, herkese ‘kazasız-belâsız ve âfetsiz-felâketsiz’ saygılar sunuyorum.

BULUTLAR AĞLAMASA

YEŞİLLİKLER NASIL GÜLER?

NE ZAMAN GÖK YÜZÜNE BİR NEFES,

BİR DUA GÖNDERDİN DE, ARDINCA

ONA BENZER BİR İYİLİK GELMEDİ?

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî