Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı, Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Yumuşhan Günay: "Planlı hamilelik öncesi dönemden başlayan ve doğan çocuğu bir ömür boyu ele alan, programlayan diş hekimliği yaklaşımına koruyucu diş hekimliği denir. Çürük endeksimiz çok yüksek. Hastalar ve hekimler en az 6 ayda 1 diş hekimine başvurmalı ki çürük olmadan önlem alabilelim."
Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Barış Karabulut, özel gereksinimli bireylerin tedavisinde işlem kısa sürecekse ve hasta buna uygunsa sedasyon, ağır hastalıkları varsa genel anesteziyi tercih ettiklerini ifade etti.
Dekan Yardımcısı, Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz: "Türk insanı yüzde 80 oranında diş fırçalamayı bilmiyor."
Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Biriminden, Radyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Baki Meşe, hastanenin SGK anlaşması hakkında bilgi vererek, "Anlaşma tamamlandı. Hasta alımına başladık. Muayene için randevularımız devam ediyor."
Ülkemizde 22 Kasım Diş Hekimleri Günü'nü içine alan 20-26 Kasım haftası Ağız ve Diş Sağlığı haftası olarak kutlanıyor. Akademik gücünü Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nin tecrübeli kadrosundan alan Üsküdar Diş Hastanesi'ndeki basın buluşmasında; koruyucu diş hekimliği alanında Türkiye'de alınması gereken önlemler, sağlık sisteminin en önemli sorunlarından biri olan "Çocuklar ve özel gereksinimli bireyler" için diş tedavilerine yönelik multidisipliner tedavi süreci de ele alındı.
Basın buluşmasında konuşan Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yumuşhan Günay, Üsküdar Diş Hastanesi'nin Anadolu Yakasında teşhis, tedavi ve sunduğu teknolojik imkânlarla en kapsamlı diş hastanesi olduğunu dile getirerek, SGK anlaşması da bulunan hastanenin bölge ve bölge dışındaki tüm hastalara erişilebilir bir tedavi hizmeti sunduğunu ifade etti.
Hastanede, hasta odaklı koruyucu hekimlik anlayışı ile bebeklikten yetişkinliğe kadar tüm ağız sağlığı sürecinin uzmanlarca takip edildiğini ifade eden Günay, koruyucu diş hekimliğinin önemini anlattı. Prof. Dr. Günay, şunları kaydetti:
"Koruyucu hekimlik her pozisyonda her statüde birinci öncelikli olarak düşünmesi gereken bir meslek disiplini ve meslek yaklaşımı hatta meslek refleksi. Bütün ömür boyu hastaya verilmesi gereken bir hassasiyet. Biz koruyucu diş hekimliğini şöyle tarif ediyoruz. Planlı hamilelik öncesi dönemden başlayan ve doğan çocuğu bir ömür boyu ele alan ve programlayan diş hekimliği yaklaşımına koruyucu diş hekimliği diyoruz. Çürük endeksimiz çok yüksek. Hastalar ve hekimler en az 6 ayda 1 diş hekimine başvurmalı ki çürük olmadan önlem alabilelim"
Hedef; 80 yaşına gelmiş bireylerin ağzında 20 dişi koruyabilmek
Prof. Dr. Yumuşhan Günay, beyin odaklı çalışmalarda kullanılan görüntüleme ve hesaplama yöntemlerinin diş sağlığı alanında da kullanabildiğini dile getirerek, kişiye özel tedavi planladıklarını da ifade etti. Prof. Dr. Yumuşhan Günay, kişiye özel koruyucu diş hekimliğinin hedefinin de 80'e 20 olduğunu, yani '80 yaşına gelmiş bireylerin ağzında 20 dişi koruyabilmek' olarak dile getirdi.
Prof. Dr. Günay, yaşlı popülasyonun arttığını ve geriatrik diş kliniği konseptinin de artık gündeme geldiğini söyleyerek, çene ve yüz bölgesinde kaybı olan hastalar için de defekt protez kliniğinin var olduğunu belirtti.
Çeneyi açamama, kapayamama, diş sıkma gibi hastalıkların da tedavi edildiğini anlatan Prof. Dr. Günay, diş sıkma sorununun küçük yaşlardan itibaren görüldüğünü ifade ederek diş sıkma probleminin strese bağlı olarak çağımızın hastalığı olduğunu söyledi.
Diş tedavisi teknolojileri hayatımızı nasıl kolaylaştırıyor?
Diş tedavisi için kullanılan dijital röntgen cihazlarıyla diş hekimlerine daha doğru teşhisler koymalarının olanağının sağlandığını da belirten Prof. Dr. Yumuşhan Günay, "Gelişmiş diş tedavisi teknolojileri, tedavi sonrası uzun vadeli sonuçların iyileştirilmesine yardımcı oluyor. Örneğin, dental implantlarda kullanılan kemik büyüme uyarıcıları ve implant tasarımı teknolojileri, implantın vücut tarafından daha iyi kabul edilmesini ve uzun süreli dayanıklılığını sağlıyor." dedi.
Multidisipliner tedavide çocukların, özel gereksinimli bireylerin ve ailelerin katılımı sağlanıyor
Çocuklar ve özel gereksinimli bireylerin diş tedavisine ilişkin bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Barış Karabulut, "Hastanede teknolojik cihazlarla donatılmış ameliyathanede, anestezi ve sedasyon altında diş tedavileri uygulanıyor. Genel anestezi ya da sedasyon uygulamalarına; hasta ve yakınları, diş hekimi ve anestezi uzmanı beraber karar veriyor." dedi.
Dişi çekildikten sonra 5 yaşındaki çocuğun hayatını kaybetmesine ilişkin de Doç. Dr. Karabulut, şunları söyledi:
"Her zaman basitten zora doğru gitmek lazım. Sedasyon mümkünse sedasyonla yapmak lazım. Sedasyon dediğimiz olay nedir? Genel anestezi kadar derin durum yoktur. Kişi bilinci yerinde olabilir. Yani buna bilinçli sedasyon diyoruz. Bu olmuyorsa derin sedasyon olabilir. Yine kişi kendi soluk alıp vermesine devam ediyor. Ama genel anestezi dediğimiz zaman tüm solunum fonksiyonlarını tamamen cihaz vasıtasıyla yapıyoruz. Bu çocuk genel anestezi altında olmuş. Bu tip hastaların uyutulması gereken yerlerin, ağız diş sağlığı merkezi lisansını ve ruhsatını almış olması lazım. Bir ameliyathanesi olması gerekiyor. Anestezi cihazları, anestezi teknisyeni, hemşiresi, tüm ilaçları olası komplikasyonlarda müdahale edecek, onu tekrar hayata döndürecek ekibin olması lazım. Genel anesteziden sonra hastayı en az iki üç saat taburcu etmemek gerekiyor."
Doç. Dr. Karabulut, özel gereksinimli bireylerin tedavisinde işlem kısa sürecekse ve hasta buna uygunsa sedasyon, ağır hastalıkları varsa genel anesteziyi tercih ettiklerini ifade etti.
Daha hızlı ve konforlu bir şekilde diş restorasyonları yapılabiliyor
Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz da hastane bünyesinde yer alan yeni teknoloji cihazlar hakkında bilgi vererek, İntraoral tarayıcıların, diş hekimlerine hastaların ağızlarını dijital olarak tarayarak üç boyutlu modeller oluşturma imkanı sağladığını, bu sayede geleneksel alçı kalıplarının kullanılması gereksinimi ortadan kalkarak daha hızlı, daha doğru ve daha konforlu bir şekilde diş restorasyonları yapılabildiğini anlattı.
Türk insanının yüzde 80'nin diş fırçalamayı bilmediğini söyleyen Dr. İbrahim Berk Bellaz, kuvvet uygulayarak, bastırarak diş fırçalamanın aksine dişleri beyazlatmadığını hasar verdiğinin altını çizerek dişlerde özellikle asitli içecekler nedeniyle 40 yaşını geçtikten sonra yapısal aşınmaların görüldüğünü, bu nedenle protezlerin sadece estetik amaçlı değil ağız ve diş sağlığının devamı açısından faydasının olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, diş telinin yaşının olmadığına işaret ederek, 15-26 yaşında takılan diş teliyle kemik yapısına müdahale edilirken, ileri yaşlarda dişlere yön verildiğini söyledi.
Dişler yeni çekilmişse kemik yapısını korumak için implant yapılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Bellaz, "Diş yeni çekilmişse çekilir çekilmez implant yapılırsa çene kemiği korunur." dedi.
Buluşmada dijital programlar hakkında bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisinden Radyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Baki Meşe, dijital röntgen cihazlarının, geleneksel film tabanlı röntgenlerin yerini alarak diş hekimlerine daha hızlı, daha az radyasyon maruziyeti ve daha net görüntüler sunduğunu ve bu sayede dişlerin ve çene yapısının daha iyi teşhisinin sağlandığını ifade etti.
Dr. Öğretim Üyesi Baki Meşe, hastanenin SGK anlaşması hakkında bilgi vererek, "Anlaşma tamamlandı. Hasta alımına başladık. Muayene için randevularımız devam ediyor." dedi.
Basın buluşmasında Üsküdar Üniversitesi Üsküdar Diş Hastanesi turu yapılarak, hastalara sunulan ayrıcalıklar uygulamalı olarak gösterildi.
Yorumlar (0)