Kızıldeniz’den gelip Akdeniz’de istilacı tür haline dönüşen, diğer türleri azalttığı için de balıkçıların korkulu rüyası haline gelen aslan balığı, Türk mutfağına yeni bir lezzet olarak ekleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, besin değeri oldukça yüksek olan balık için balıkçıları teşvik edecek bir çalışma içine girdi. Söz konusu çalışmayla aslan balığının popülasyonunun azaltılması hedeflenirken, denizden tezgaha, tezgahtan da sofralara nasıl geleceği uygulamalı olarak gösterildi.
Son 15 yıldır Kızıldeniz'den geldiği Akdeniz'de çoğalarak balıkçı ve balıklara zarar veren balon ile aslan balığının popülasyonunu kontrol altına almak için Tarım ve Orman Bakanlığının çalışmaları sürüyor. Bu çerçevede balon balığının kuyruğunu getiren balıkçılara desteklemeler verilmiş, aslan balığının tüketiminin teşvikine yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenmişti. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, aslan balığının avlanıp, ekonomiye kazandırılması için yeni teşvikler düzenleyecek. Balığın başta restoran ve evlerin mutfaklarında daha fazla yer alması için tanıtım çalışmaların da yapılacağı belirtildi.
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan, aslan balığının Kızıldeniz’den Akdeniz’e gelen bir tür olduğunu ve bölgeye adapte olarak hızla çoğaldığını kaydetti. Aslan balığının avcı bir tür olduğuna dikkati çeken Erkan, “Çok iyi kamuflaj yeteneği var, çok hızlı büyüyor ve çok hızlı çoğalıyor. Hızlı çoğalması, bizim mevcut türlerimizin bu balıkla rekabet şansını ortadan kaldırıyor ve popülasyonlarının azalmasına neden oluyor” dedi.
Erkan, türün tüketilebildiğini ve artık tezgahlarda görülmeye başladığını aktararak, “Balıkçıların bu tür üzerinde av baskısı oluşturması, bu balığın çoğalmasının önüne geçmesi gibi bakanlığımızın bir çalışması var. Eti lezzetli bir tür. Basında çıkan haberler sonrası çok korkuluyor ancak bu kadar korkulacak bir tür değil. Üzerindeki dikenlerinde toksik madde var, bunlara hiç dokunmadan makasla kestikten sonra aynı iskorpit gibi temizleyip rahatlıkla sofralarımızda tüketebiliriz. Protein ve besin değeri çok yüksek bir tür. Sadece tehlike su altında. Kayalık alanlarda yüzerken biraz dikkat etmemiz lazım. Balık bizim peşimizden gelmez, biz onun üzerine basarsak ancak o zaman zehirlenebiliriz. Temas edilen yüzeyde şişlik ve morluk görülebilir. Bu tarz bir durumda da en yakın sağlık kuruluşuna gitmek lazım. Giderken de ılık suyla müdahale etmeniz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Şu ana kadar aslan balığından kaynaklı bir ölüm olayı yaşanmadığını ancak yine de temkinli davranmakta fayda olacağının altını çizen Erkan, “Özellikle baş bölgelerine dikeniyle temas olup toksik madde geçişi olursa ölümlere sebebiyet verebilir. Çok fazla temas eden var. Balıkçılarımız da bu durumu yaşıyor” açıklamasında bulundu.
Yorumlar (0)