Yeme bozukluğunun arka planında çocukluk dönemi var!

Yeme bozukluğunun beyinde bağımlılık etkisi yaptığını belirten uzmanlar Davranışsal bağımlılıklar arasında yer alan yeme bozukluğunda beynin ödül ceza sisteminde değişiklikler ortaya çıktığını belirtiyor.

Yeme bozukluğunun arka planında çocukluk dönemi var!

Davranışsal bağımlılıklar arasında yer alan yeme bozukluğunda beynin ödül ceza sisteminde değişiklikler ortaya çıktığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bağımlılıklarda olduğu gibi yeme davranışı da aynı etkiyi yapıyor. Kişi yemek yemeyi bir yaşam amacı gibi görüp devamlı hazzı tatmin etmeye çalışıyor." dedi. Tarhan, yeme bozukluğunun arka planında çocukluk döneminde yaşanan ihmal, istismar ve bağlanma bozukluklarının olduğunu söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duygusal açlık ve yeme bozukluğu konusunda önemli değerlendirmede bulundu.

Duygusal ihtiyaçlarını gidermek için yiyorlar...

Yeme bozukluğunun bir çeşidi olan duygusal açlıkta biyolojik olarak aç olmamasına ve vücudun ihtiyacı olmamasına karşın kişinin tıkınırcasına yemek yediğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, burada kişinin neden yediğinin sebeplerinin tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Sebebin tespit edilmeden tedavinin mümkün olmayacağını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kişi burada duygusal ihtiyaçlarını gidermek istediği için yiyor. Yeme bozuklukları ciddi bir şekilde şu anda hem modernizemin bir nevi sonucu ve kâbusudur." dedi. Dünyada obezitenin salgın derecesinde olduğunu ülkemizin de bu konuda ABD ve Suudi Arabistan'ın ardından üçüncü sırada yer aldığını kaydeden Tarhan, "Yaşam boyunca ortaya çıkan bir durum olan obezite yeme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Yeme bozukluğu olan kişiler yemek yemeyi yaşam amacı gibi görmeye başlıyorlar." dedi.

Yeme davranışıyla haz duygusu tatmin edilmeye çalışılıyor

Yeme bozukluğu olan kişilerde beyindeki hücre zarının bozulmuş olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu kişiler yemek yemeyi hayatlarının merkezine almışlar. Duygusal tatmin sağlamak için yemek yeniyor. Yeme bozukluğu psikiyatrik rahatsızlıkların sınıflandırıldığı sistem içerisinde davranışsal bağımlılık olarak yer alıyor. Burada bağımlılığın aynı ödül ceza sisteminde yaptığı değişiklik gibi yeme davranışı da aynı etkiyi yapıyor. Kişi herhangi bir madde kullanmadan yemek yemeyi bir yaşam amacı gibi görüp devamlı hazzı tatmin etmeye çalışıyor." dedi.

Beynin, tokluğu algılama alanı bozuluyor...

Ciddi ve potansiyel olarak hayati risklere yol açabilecek bir yeme bozukluğu olan bulimia nervozada kişide şişmanlama korkusu olduğunu kaydeden Tarhan, "Kişi 29 kilo olduğu halde 'Ben 150 kiloyum' diyor. Bunun doğru olmadığına ikna edemiyorsunuz. Beynin tokluğu algılama alanı bozulmuş. Bu kişilerde beynin hipotalamus yani açlık tokluk durumunu anlamasını sağlayan, 'Doydun yeterli' diyen bu bölgenin fonksiyonu bozuluyor. Kişi nevroz tipinde yiyor, tıkınıyor ve kusuyor. Şişmanlık korku haline dönüşüyor. Korku irrasyonel bir korku haline geliyor. Bu kişiler psikoz gibi, bir nevi akıl hastalığı gibi hastaneye yatırılıyor. Zamanında müdahale edilirse düzeliyor."dedi.

Arka planda bağlanma bozukluğu ve çocukluk travmaları var

Blumia nervozanın genellikle genç kızlarda görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu hastalığın arka planı araştırıldığında genellikle depresyon ve bağlanma bozukluğu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Çocukluk döneminde özellikle anneyle yemek yeme konusunun fazla konuşulduğu, yüceltildiği bir ortamda büyümüşse çocuk yemek yemeyi bir iletişim biçimi haline getiriyor. 'Yemek yersem sağlıklıyım ya da mutlu olurum. Yemezsem mutlu olamam' tarzında bir davranışa dönüştürüyor. Bu tip yeme bozuklukları onun artık hayatını takip etmeye başlıyor. Doyduğunu hissettiği halde yine yiyor. Biraz pişmanlık hissediyor. Sonra gidip onu kusarak çıkartmaya çalışıyor. Hayatı bunun etrafında dönüyor. Araştırıldığı zaman çocukluk travmaları ortaya çıkıyor. Çocuk bu çocukluk travmalarını telafi edemiyor. Patolojik bir davranış ortaya çıkıyor." dedi.

Kişi yemeyi yeniden öğrenmesi gerekiyor!

Tıpkı bağımlılık davranışında olduğu gibi yemek yemenin yaşam amacı gibi seçilmesi durumunda kişinin hayatındaki önceliklerin birden bire değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu kişilerin yaptıkları en büyük hata orada oluyor. Bu davranışın tedavisine yönelik olarak bilimsel farkındalık süreci, bilinçli farkındalık süreci ile ilgili süreçler, testler, tedaviler yapılmaya çalışılıyor. Yeme bozukluğu vakalarının çoğunda kişinin iki üç ay kadar hastaneye yatırılarak çeşitli tedaviler uygulanması gerekiyor. Kişinin beyin elektrosunu alıp beyin kimyasını düzeltmek gerekiyor. Kişinin yemeyi yeniden öğrenmesi gerekiyor. Burada aileye de görevler düşüyor, onlara yönelik çalışmalar da yapılıyor." dedi.

Duygusal, ihmal, duygusal istismar ve hatalı davranışlar yol açabilir

Yeme bozukluğunun temelinde çoğunlukla duygusal ihmal, duygusal istismar gibi çocukluk travmalarının bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:

"Ailenin, anne, babanın, yakınların patolojiyi düzeltmediği sürece kişi bazen tepkisel yani sırf intikam için yemek yiyor. Bazen hatalı davranışlar da yeme bozukluğuna yol açabiliyor. Mesela, annenin elinde tabak, çocuğun arkasında dolaşıyor. Burada bakıyoruz, çocukluğunda böyle büyümüş kişi. Anne iyi niyetle çocuğuna zorla, beslensin diye elinde tabakla arkasında dolaşmış. Yemek yememeyi iletişim biçimi haline getirmiş. Bizim kültürümüzde maalesef çok yaygın karşılaşılıyor. Burada şefkatin kötüye kullanımı var. Özellikle gelişmiş toplumlara baktığımız zaman böyle bir davranış görmüyoruz. Çocuk yemek yeme konusunda zorlanmıyor. Anne yemeği veriyor, yerse yer yemezse aç kalır. Fiziksel sağlığı yerinde olan biri önünde yemek varken yemezse hasta olmaz. Bizde anne çocuğu hasta olur diye korkuyor. Hâlbuki ki fiziksel sağlığı yerinde yemek isterse yer. Anne çocuğa yemek yedirmek için türlü yollar deniyor. Televizyon açılıyor. Diğer yakınları oyalamaya çalışıyor. Böyle bir ortam da çocuğun hoşuna gidiyor, çocuk uzatıp duruyor."

Yeme dürtüsünü kontrol edebilmek, psikolojik kaynakları kontrol etmektir

Yeme bozukluğunun kadınlarda fazla görülürken erkeklerin madde kullanımına yöneldiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kadınlar yemek yeme konusunda daha yatkın olmalarına karşın, estetik algılamaları onlar için beyinde daha önemli, fiziksel görünümlerine daha çok önem veriyorlar. Biz onları yemek yeme bozukluğu açısından daha güçlü hale getiriyoruz. Yeme dürtüsünü kontrol edebilmek aslında kendi hayatını kontrol etmek, psikolojik kaynakları kontrol etmektir." dedi.

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

İlgili Haberler

Her 100 ergenden 5’inde yeme bozukluğu var!
Yaşam

Her 100 ergenden 5’inde yeme bozukluğu var!

YEME BOZUKLUĞUNUN YOL AÇTIĞI 3 CİDDİ TEHLİKE! Yeme bozukluğu çağımızın sorunu! Özellikle de görselliğin ön plana çıktığı günümüzde pek çok kişi ince ve fit görünme isteğiyle rejim yapıyor; öyle ki fazla kilonun sağlığa zararlarından çok, estetik

Ağrı yönetiminde radyolojinin rolü Hekim kontrolünün önemi
Sağlık

Ağrı yönetiminde radyolojinin rolü Hekim kontrolünün önemi

Antalya’da yapılan 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde konuşan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, vatandaşların hekim değerlendirmesinden geçmeden radyolojik yöntemlere başvurmaması gerektiğini dile getirdi.

 Dünya sağlık örgütü, her 8 saniyede 1 kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybediyor
Sağlık

Dünya sağlık örgütü, her 8 saniyede 1 kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybediyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre ortalama her 8 saniyede 1 kişi KOAH’a bağlı hayatını kaybediyor. Detaylar haberimizde..

Dr. Berna Botan Yıldırım: Akciğer Kanseri Erken Teşhisle %25 Azaltılabilir
Sağlık

Dr. Berna Botan Yıldırım: Akciğer Kanseri Erken Teşhisle %25 Azaltılabilir

Akciğer kanserinin, tüm dünyada en yaygın kanser türlerinden biri olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Botan Yıldırım, sigara içmeyen bireylerin de kanser riski altında olduğuna dikkati çekerek, yanan tütün ürünlerini solumaktan kaçınmanın riski azalttığını ifade etti. Detaylar haberimizde..

Prof. Dr. Karayalçın: Endometriozis, çocuk sahibi olmayı zorlaştırabilir, erken müdahale önemli
Sağlık

Prof. Dr. Karayalçın: Endometriozis, çocuk sahibi olmayı zorlaştırabilir, erken müdahale önemli

Endometriozisin çocuk sahibi olmada güçlük oluşturabileceğine dikkat çeken Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rana Karayalçın “Normal adet ağrısı kişinin okula, işe gitmesini veya normal aktivitelerini engellemez ama endometriozis engelleyebilir” dedi. Detaylar haberimizde..

Prof. Dr. Keşkek’ten diyabet uyarısı "Erken tanı ve düzenli takip hayati önem taşıyor"
Sağlık

Prof. Dr. Keşkek’ten diyabet uyarısı "Erken tanı ve düzenli takip hayati önem taşıyor"

14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla diyabetle ilgili uyarılarda bulunan ALKÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Özgür Keşkek, “Tüm hastalıklar gibi diyabetin erken tanısı ve etkin bir şekilde tedavi edilmesi, bunun için hastaların sık aralıklarla kontrol edilmesi çok önemli” dedi.