Ruhittin Sönmez

Cadı Avlarından Cadılar Bayramına

Ruhittin Sönmez'in 'Cadı Avlarından Cadılar Bayramına' adlı köşe yazısı. Avrupa'da dokuz milyon insanın cadılıkla suçlanarak öldürüldüğü karanlık cadı avları dönemini ve bu trajedinin Cadılar Bayramına nasıl dönüştüğünü anlatan bir makale.

Ruhittin Sönmez

CADI AVLARINDAN CADILAR BAYRAMINA

Avrupa'da, Katolik Engizisyon yargılamalarında, dokuz milyon insanın büyücülükle suçlanarak asıldığı veya diri diri yakıldığı biliniyor. 

Cadılık ve büyücülük inancı, her toplumda görülse de, 12. Yüzyıldan sonra özellikle 16. ve 17. Yüzyılda bu inançlar Avrupa'da çok yaygın ve tehlikeli bir boyuta taşınmıştı.

Sadece cahil bir halk kesimi değil, herkes cadılığın gerçek olduğuna inanıyordu. Protestan ve Katolik din adamlarının yanında, devlet adamlarından aristokratlara, köylülerden şehirdeki esnaflara kadar hemen herkes.

Avrupa'da cadı avlarının en büyük kaynağı olan eser Heinrich Kramer ve Jacob Sprenger adlı iki Katolik engizitörü tarafından yazılan "Cadıların Çekici" adlı kitaptı. 

Bu eser cadılıkla kadınlar arasında güçlü bir bağ kuruyor, cadıların nasıl tespit edilmesi gerektiğini ve nasıl sorgulanacağını anlatıyordu. Cadılara itiraf etmeleri için işkence edilebileceğini, cadıların ölümle cezalandırılması gerektiğini savunuyordu. 

Bu eser yayınlanmasından çok sonra da matbaanın yaygınlaşmasıyla tüm Avrupa'da cadı avcılığının kaynağı olmuştur. 

Matbaanın icat edilmesinin böyle olumsuz sonuçlarının da olması talihin ve tarihin garip bir cilvesi olsa gerektir.

****

Engizisyon, papalık veya kraliyetin kabul ettiği inançlara aykırı düşüncede olanların soruşturması anlamına geliyordu. Papalık doğrudan kendisine bağlı sorgucular (engizitorlar) teşkilatı kurmuş, "cadı avlama, yargılama ve imha kılavuzu" diyebileceğimiz protokoller oluşturmuştu. 

Engizisyon duruşmalarında jüri yoktur, avukat yoktur. Duruşma, sadece sorgucu ve kafirlikle suçlanan şahıs arasında geçer. Bir de zabıt kâtibi olarak noter bulunurdu. 

Mesela 1278'de Fransız Cathar mezhebinden 200'ü aşkın "kafir" ateşe atılarak yakılmış, odun ve sair masraflar kurbanların ailelerine ödetilmişti.

Mahkemede tövbe eden "kafir" yüksek güvenlikli hapishanelerde prangalı hücre mahkumiyetiyle cezalandırılırdı.

İlginç olan bir diğer husus ise öldürülen dokuz milyon insandan sadece beş tanesinin büyü, sihir, efsunlama gibi işlerle uğraştığı kanıtlanabilmişti. 

1736 yılında cadılık bir suç olmaktan çıkarıldı. Ancak uygulamalar Portekiz'de 1821, İspanya'da 1834, Vatikan'da 1965'e kadar devam etti.

Demek ki Avrupa'da günümüzün seküler ve rasyonel hukuk anlayışına geçiş hiç de kolay olmamıştı.

*********************************

SALEM CADI MAHKEMELERİ

Avrupa'daki bu uygulamanın bir benzerinin ABD'de "Salem Cadı Mahkemeleri"nde de yapılmış olduğunu, çok yakında kaybettiğimiz, yazar/ düşünür Alev Alatlı'nın "Fesuphanallah– Nasihatname-1" adlı eserinde okudum. 

Bu eser ve devamı olan "Hafazanallah- Nasihatname-2" adlı eserler bir bakıma "Batı'yı anlama kılavuzu."

Alev Alatlı bu eserlerde Avrupa ve ABD tarihi ile Batı'daki meşhur kurumların doğuşu ve gelişmesine dair ilginç bilgiler veriyor. Batı medeniyetine ve dünyayı yönettiğine inanılan büyük ailelerin tarihine ilişkin çok sayıda pencereler açıyor. Her bir pencereden incelenecek çok sayıda konunun ipuçlarını görüyorsunuz.

****

1692 yılında, ABD'nin New England bölgesinde bir kasaba olan Salem'de, biri Papaz Parris'in kızı ve diğeri yeğeni olan onbir yaşındaki iki kızın eşzamanlı ruhsal sarsıntı geçirmesiyle başlayan olaylar dizisi bir film senaryosu gibidir. 

Çocukların tuhaf davranışlar göstermeye başlaması üzerine bir doktor çocukları muayene etti. Ancak çocuklarda fiziksel bir rahatsızlık bulunamadı. Bunun üzerine, o dönem Avrupa'da son derece yaygın olan cadılık suçlamasıgündeme geldi. Yalnız yaşayan, yoksul ve yaşlı olan, farklı bir etnik kökenden gelen 3 kadın cadı olmakla ve kızları bu hale getirmekle suçlandı.

Olayları başlatan iki kıza özenen bir düzine çocuk yaşta genç kız kendilerinin de cadılar tarafından taciz edildiklerini iddia edip, isimler verdiler. Alacak verecek meseleleri, arazi anlaşmazlıkları olan hasım aileler birbirlerini suçlar Kısa zamanda aralarında papazların da olduğu 400 kişi gözaltına alındı, 200'ü tutuklandı. Sanıkların 40'ı da cadı olduğunu itiraf etti.

Sonra olaylar kontrolden iyice çıkar. İhbarlar bir toplumsal histeri haline gelir. Hapishaneler dolar, taşar.

Kurulan mahkemede hukukçu bile olmayan yargıç, yanına bir papaz ve sözde jüri alarak yargılamaya girişir. 

Yargılamalarda "masumluk karinesi" diye bir şey yoktu. Suçlananlar kendilerinin cadı olmadıklarınıkanıtlamalılardı. "Kadının evde kalmış olması, derisindeki beni, doğum lekesi, siğil, topallık, kamburluk ve birinin kişiyi rüyasında cadı olarak gördüğünü söylemesi bile cadı olmanın delili sayılırdı."

Sonuçta "şeytanın büyüsüyle" iştigal etmekle suçlananlardan 19 kişi idam edilir, 1 kişi işkence altında ölür.Bazıları da hapiste iken ölürler.

1976'da Science dergisinde yayımlanan araştırma, Salem'deki köylülerde görülen sanrı, kusma ve kas spazmları gibi semptomların bir gıda (çavdar mahmuzu) nedeniyle oluştuğunu gösterdi.

***********************************

BİR ÇAĞDA BİRDEN FAZLA ÇAĞ YAŞANIR

Alev Alatlı bu acı ve ilkel olayların yaşandığı tarihlerde Bacon, Galileo, Newton gibi abide şahsiyetlerin de yaşadığını hatırlatıyor. 

"Diyeceğim, bir çağda birden fazla çağ yaşanır. Nizam-ı alem ihtişam ve sefalet üzerinedir, yavrum" diyor.

****

Türkiye'nin yargı sistemi içindeki aktörlerin arasında devasa zihniyet farkları var. Toplumun farklı kesimleri arasında da.

Ülkemizde de halen aynı anda farklı çağlarda yaşayanlar olduğunu söyleyebiliriz. Muhteşem insanlarımızla birlikte yaşayan sefil yaratıklar yok mu?

****

Alev Alatlı "CADILAR BAYRAMI" (Halloween) hakkında şunları söylüyor:

"Neyi kutluyorlarsa artık, 31 Ekim'de başlayan bu "Halloween" Salem'de bir ay sürer. 1992'de infazların 300. Yıldönümünü "kutladılar." Ciddi söylüyorum kullandıkları sözcük "celebration."

****

ABD'de bulunduğum bir sırada "Cadılar Bayramı" kutlamaları vardı. Hediyelik eşyalar, resimler, şekerlemeler, oyulmuş kabaklar ve cadı kuklalarıyla süslenmiş işyerlerinden evlere kadar herkesin ve her kesimin bir bayram havası içine girdiğini gözlerimizle gördük.

"Böylesine acı tarihi olaylar 'bayram' olarak kutlanır mı, neden kutlanır?" anlamam mümkün olmadı.

Belki de bu kadar ilkel bir hukuk sisteminden günümüzün en iyi hukuk sistemlerine evirilmelerini kutluyorlardır.

 

Ruhittin Sönmez

05.02.2024

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Ruhittin Sönmez Diğer Yazıları

02
MAYIS

2024

Dünden bugüne Türk yargısı

Ruhittin Sönmez'in 'Dünden bugüne Türk yargısı' adlı köşe yazısı Devamı

29
NİSAN

2024

İYİ Parti kurultayından izlenimlerim

Ruhittin Sönmez'in 'İYİ Parti kurultayından izlenimlerim' adlı köşe yazısı Devamı

25
NİSAN

2024

Anlaşılması güç siyasi manevralar

Ruhittin Sönmez'in 'Anlaşılması güç siyasi manevralar' adlı köşe yazısı Devamı

15
NİSAN

2024

İYİ Parti ve AK Parti'de değişim şart

Ruhittin Sönmez'in 'İYİ Parti ve AK Parti'de değişim şart' adlı köşe yazısı Devamı

04
NİSAN

2024

İYİ Parti ve Meral Akşener

Ruhittin Sönmez'in 'İYİ Parti ve Meral Akşener' adlı köşe yazısı Devamı

02
NİSAN

2024

Yumuşak atın çiftesi pek oldu

Ruhittin Sönmez'in 'Yumuşak atın çiftesi pek oldu' adlı köşe yazısı Devamı

28
MART

2024

Ramazan'da siyasi ahlak

Ruhittin Sönmez'in 'Ramazan'da siyasi ahlak' adlı köşe yazısı. Ramazan ayının feyiz ve bereketinden anlamamız gereken ilk şey, yaptığımız ibadetlerin ahlakımızı güzelleştirmesi gerektiğidir. Peki ya siyasetçiler? Ramazan'da siyasi ahlak da artmalı mı? Ruhittin Sönmez'in yazısı. Devamı

25
MART

2024

Seçimin kaderi emeklilerin elinde

Ruhittin Sönmez'in 'Seçimin kaderi emeklilerin elinde' adlı köşe yazısı Devamı

22
MART

2024

MHP ile AKP neden birleşmiyor?

Ruhittin Sönmez'in 'MHP ile AKP neden birleşmiyor?' adlı köşe yazısı Devamı

18
MART

2024

Emanetçiler mallarını açıklasın

Ruhittin Sönmez'in 'Emanetçiler mallarını açıklasın' adlı köşe yazısı Devamı

İlgili Haberler

Engizisyondan Salem'e: Cadı Avlarının Karanlık Mirası
Yaşam

Engizisyondan Salem'e: Cadı Avlarının Karanlık Mirası

Engizisyon'un vahşetinden Salem Cadı Mahkemelerinin histerisine kadar cadı avlarının tarihsel arka planını ve bu zulmün günümüzdeki yankılarını inceliyor.

"Çığ düştükten sonra 20 kez aracımı gelip kontrol ettim"
Bölgesel

"Çığ düştükten sonra 20 kez aracımı gelip kontrol ettim"

Van-Bahçesaray karayolunda yaklaşık 4.5 ay önce çığ altında kalan minibüsün sahibi, yol açılınca yakınları ile bölgeye geldi.

Bahçesaray'da Sobalar Hala Yanıyor!
Bölgesel

Bahçesaray'da Sobalar Hala Yanıyor!

Van'ın Bahçesaray ilçesinde kışın kurulan sobalar Mayıs ayının ilk haftasında halen yakılıyor.

Antika Otomobili ile Antik Şehirleri Turluyor
Bölgesel

Antika Otomobili ile Antik Şehirleri Turluyor

Klasik otomobil tutkunu Cengiz Arsay, 1936 model arabasıyla çıktığı Antik Şehirler turunda duraklarından biri olan Konya’ya ulaştı.

“İnsanın hedefi hiçbir zaman bitmemeli, benim hedeflerim hiç bitmedi”
Yaşam

“İnsanın hedefi hiçbir zaman bitmemeli, benim hedeflerim hiç bitmedi”

Konya’da annesi tarafından meslek öğrenmesi için kuyumcunun yanına çırak olarak verilen Servet Küçükdemirel, ustası kendisini dövünce işten ayrılmak istedi.

Ezgi Apartmanı davası 12 Temmuz’a ertelendi
Yaşam

Ezgi Apartmanı davası 12 Temmuz’a ertelendi

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde yıkılan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı davasının 3. duruşması görüldü. Duruşma sonrası açıklamada bulunan Av. Ersan Şen, "Adaletin er ya da geç yerini bulacak" dedi.