Sevgili okuyucularım,
Bu yazımızda katil İsrail’in Gazze’de uygulamakta olduğu bir insanlık suçundan, başlattığı soykırım savaşının ülkemiz açısından öneminden bahsedeceğiz. Makalemiz belki sizlere çok uçuk ya da aykırılı gelebilir. Lakin tarafımca kaleme alınan bu yazı aslında tarihi bir zaruretin doğurduğu gerçekler gibidir. Buna siz karar verin.
Dün gece (17 Ekim 2023 Salı) faşist-siyonist İsrail’in Gazze’de çocukların çoğunlukta bulunduğu bir hastaneyi füzelerle vurarak 500’ün üzerinde masum sivili katletmesi artık bardağı taşıran son damla gibi olmuştur. Başta Türkiye olmak üzere, İslam dünyası ve diğer devletler infial halinde olayı kınamışlar, kabul edilemez bulmuşlardır. Ülkemizin birçok yerinde gecenin geç saatlerine kadar bu hadise için İsrail Büyükelçiliği ve konsolosluklar önünde ve diğer şehirlerimizde 10 binlerce vatandaşımız bu katliamı nefretle telin etmiştir.
Son dakika! İsrail Gazze'de hastaneyi vurdu: En az 500 kişi hayatını kaybetti - TGRT Haber
Devlet olarak bu noktadan sonra nasıl bir tavır takınacağımız merakla bekleniyor. Kitlelerin sloganında dile geldiği gibi Mehmetçiğimiz Gazze’ye gönderilecek mi acaba? Bunun yanında daha ne gibi yaptırımlar bizleri bekliyor göreceğiz.
Kanaatimce yapılabilecek bir dizi yaptırımları sizlerin takdirine bırakıyorum.
Öncelikle;
1 - İsrail ile siyasi, diplomatik ilişkiler gözden geçirilmeli, büyükelçiliğimiz çekilmeli, onların büyükelçisi ve diplomatları derhal sınır dışı edilmelidir.
2- Türkiye’de başta İncirlik ve Kürecik üsleri olmak üzere tüm ABD üsleri kapatılmalıdır.
3- ABD’nin tüm askeri, teçhizatı ve askeri organları, ordu mensupları ülkemizden çıkartılmalıdır. (Tıpkı 1975 yılında olduğu gibi)
4 - Suriye ile ilişkilerimizi acilen düzelterek başta PKK, YPG olmak üzere Türkiye düşmanı terörist gruplarla mücadele edilmeli, Filistin davasında ortaklaşa politikalar için çalışma zemini aranmalıdır.
5 - Bölge ülkeleri, İran, Irak, Suriye ve diğer İslam ülkeleri ile ortaklaşa politikalar üretilmelidir.
7 - Dünyanın en önemli stratejik, askeri, enerji ve sanayii madenleri olan; toryum - bor - krom - uranyum vs... Elementlerinin ihracatı durdurulmalı, başta ABD ve batılı ülkelerin savaş sanayi sekteye uğratılmalıdır.
8 - İsrail destekçisi ülkeler için, devlet ve milletçe tam kapsamlı bir ticari ambargo uygulanmalı.
Yahudi kökenli, siyonist şirketlerden alışveriş yapmamalı, ürünleri tüketilmemelidir.
Bu saydığımız yaptırımları hayata geçirmeden ne herhangi bir İslam ülkesine ne Filistin’e nede bize bu dünyada rahat yüzü göstermeyeceklerdir.
Bu maddeleri okuyan bazı okuyucularım, hamaset dolu, duygusal ve hayali içerikli bulacaklar;
- amma da atıyorsun haa ( !.......) Diyeceklerdir.
Evet bu saydığım maddeler size ütopik gelebilir.
Bizim etimiz ne- budumuz ne diye güleceksiniz!
Lakin reel politik düzen içinde zaten ülkemiz, ABD tarafından askeri olarak yavaş yavaş kuşatılma eğiliminde.
Ekonomik savaşın en acımasız kurallarıyla zaten abluka altındayız. (Bunda elbette bizim hatalarımızın da olduğu bir gerçek)
İsrail'in Gazze'de hastaneyi vurması ve savaş suçu - Sur Ajans - Son dakika ve güncel haberler
Evet sevgili okuyucularımız bu yazıyı çok aykırı, radikal bulabilirsiniz.
Ama inanın bu ve benzeri yaptırımları ilerde muhakkak uygulama zarureti hasıl olacak. Maalesef hayata geçirmeye belki de imkânımız yetmeyecektir.
Bulunduğumuz jeo-stratejik, jeo-politik konum emperyalizmin ilgi alanı içinde.
Bu Coğrafya hep bedel ödeyerek gelmiştir. Tarihi hakikatler hep böyle olmuş, tarih hep bu yönde cereyan etmiştir. Tarihîn akışı bu yönde ve dünyanın efendileri böyle istiyor.
Ve bir gün bizimde kapımıza dayanacaklardır!
İşte o gün çok geç kalabiliriz.
Bugün bu bedeli biz ödemekten kaçınırsak, korkarım evlatlarımız ve torunlarımız bu gerçekle yüzleşeceklerdir.
Onun için o gün bu gündür! Diyerek şimdiden tedbir almalıyız.
Dünyanın mağdurları, İnsanlığın ve İslâm’ın mazlumları en azından bölgemiz için yeniden bir " Selahaddin Eyyubi bekliyor."
İşte o Selahaddin kabul etsek te etmesek te Biziz, Türkiye’dir!
Bunu tarihi misyonumuz, şanlı geçmişimiz, üzerinde yaşadığımız topraklar ve tarihî gerçekler ile insani duygularımız, var olan imanımız zorunlu kılıyor.
Hak batıl savaşında yerimiz bellidir. Tüm İslam ülkeleri gibi emperyalizmin hedef alanı içinde olan bir ülkeyiz. Ya bugün yeniden “one minute” diyeceğiz ya da kaderimize razı olup olayları “bilmiyorum, görmüyorum, duymuyorum” psikolojisi ile idare etmeye devam edeceğiz.
Kınamak telin etmek elbette yerimizi, safımızı belirlemek için çok önemlidir.
Unutmayalım ki; kınanmak insani bir duygudur.
Ve insanoğlu utanan, yüzü kızaran tek varlıktır.
Görüyoruz ki; insanlığından çıkmış, barbar, vahşi, yamyamları aratan bir görüntü çizen İsrail maalesef insan olma onur ve şerefini taşımıyor.
Onun için gelin hep birlikte protesto ve nefretle kınama dışında bir şeyler yapalım.
2024
Bülent Okunakol'un 'Gölhisar derbisini Gölhisar Belediyespor kazandı' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ah Filistin Vah Müslüman!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ülke gündemi toz-duman katil Öcalan bahane gündem şahane!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ülke gündemi toz - duman ve bozulan ezberler ! - 1 -' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Diyanetin son Cuma Hutbesi ve kısas üzerine' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'TUSAŞ saldırısı ve verilmek istenen mesaj' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Bebek katilleri tuzun koktuğu yer ve güven bunalımı' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'İmkanı olanlar değil imanı olanlar kazanacak' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un ''Beynelminel Yahudi' ve milli mücadeleciler' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)