“Emmoğlu” öksüz kaldı, demiş, Sayın Bahçeli yayınladığı taziye mesajında. Emmoğlu, Ferdi Tayfur’un bir şarkısıydı. Tıpkı “ben de özledim” gibi..Tıpkı “susadım çeşmeye, varmaz olaydım” gibi… Ya da bunlara benzer yüzlercesi gibi…
Sanatçı olmak işte böyle bir şey! Yaşadığı dönemde, her insanın hafızasına kazınan ve kalıcı izler bırakan kişiye sanatçı deniyor. Ötekine ise “şarkıcı”… Bugün şarkıcımız çok da, kaçı sanatçı, işte orası tartışılır.
Ferdi Tayfur, bir döneme damgasını vurmuş önemli sanatçılarımızdandı. Birçok insan başsağlığı mesajı yayınladı. Sosyal medya yıkılıyor!
O, sahneye çıktığı zaman yer gök inlerdi. 1993 deki Gülhane açık hava konserinde topladığı 200.000 kişilik seyirci kitlesine ulaşan biri çıkmadı bugüne kadar… Filmlerine gitmeden önce cebinize mendilinizi de mutlaka almalıydınız!
Tüm öğrenciliğimiz ve sonraki yıllar boyunca kitleleri peşinden sürükleyen bu büyük sanatçı daha iki gün önce yani yılbaşı akşamı yine aklıma düşmüş ve oğlum Faruk’u kastederek, hanıma sormuştum:
“Hani bizim oğlan, Çarşamba’da, henüz iki-üç yaşında, afacan bir yumurcakken, üst komşumuz olan bir ilkokul öğretmenine o lakabı takmıştı da; her gördüğünde, “baaaaak, emmoğluuuu…İşte oydaaa! “diye parmağıyla gösterirdi ya, neydi onun adı be? “
Hanım cevap verdi:
“Mümin Bey.”
O zamanlar bu şarkı herkesin diline pelesenk olmalıydı ki Faruk, komşumuza bu lakabı takmıştı.
Hatta bir yılbaşı gecesi -sanırım 93 yılı olacak- sabaha kadar havaya silah sıkan ahaliyi kasteden “Emmoğlu” Mümin Bey’in, ertesi gün asansörde karşılaştığımızda bana şöyle dediğini daha dün gibi hatırlarım:
“Duydun değil mi doktorum bizimkilerin gece boyu yaptıklarını? Bu kadar mermi belki Kurtuluş Savaşı’nda bile yakılmamıştır! Bu ne yaaa? Gece 12 den sabah 6 ya kadar, bir dakika ara versenize be mübarekler!”
O sözü her hatırladığımda gülümserim.
“Emmoğlu” kısa süre sonra akciğer kanserine yakalanmış ve rahmetli olmuştu. Tam bir sigara tutkunuydu!
Her iki “Emmoğlu” na da Allah’tan rahmet diliyorum.
ABD’de terör eylemi yaparak 10 kişinin ölümüne, onlarcasının da yaralanmasına neden olan adam DEAŞ’lı çıkmış.
Olmadı Coni dayı bu…
Başkasını kandırın…
”Biz bu filmi daha önce de çoooook görmüştük.”
Kim ne derse desin, Trump’un, Suriye’den çekilme fikrine yönelik, ABD “derin devletinin” ortaya koyduğu bir sabotaj gibi duruyor.
Bilmem. Bana pek güven vermiyorlar da… Hatırladığım kadarıyla; olursa, bu, üçüncü olacak.
Birincisi, rahmetli Özal, ölümünden birkaç ay önce bunları ateşkese ikna etmişti. Rahmetlinin son aylarında, eylemlere gerçekten de ara vermişlerdi. 17 Nisan 1993 Özal’ın ölüm günüydü. 24 Mayıs 1993 ise : Bingöl’de, silahsız 33 masum erin PKK lı caniler tarafından kurşuna dizilmesi….
İkincisi, “Çözüm Süreci”…Hendek, çukur… bazı yerlerde özerklik ilanı(!)
Demem o ki, sicilleri çok bozuk.
Ama bu sefer, ne ülke içinde ne de dışarda, onlar için eski güç ve konjonktürden eser yok…
Ne dersiniz? Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar filan mı?…
2025
Ramazan Canural'ın 'Muhalefetin görevi iktidarın önünü açmak mıdır?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Dost Acı Söyler ' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın D-8 Ekonomik İşbirliği Zirvesi ,Asgari Ücret Toplantıları, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Kifayetsiz Muhteris!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)