Türkiye’de tutarlı bir muhalefet görüyor musunuz siz? Şöyle iktidarın her adım atışında onu kara kara düşündüren, bir hata yaparsam bunun acısını fena çıkarırlar , dedirten bir muhalefet?
Yok abi yok!
Hata yapsam bile nasıl olsa bunu bir şekilde telafi ederim algısı mevcut bizim iktidarda. Muhalefetin hiçbir konuda tutarlı bir söylem geliştirememesi ve bir duruşunun olmaması, iktidarı süper rahatlatıyor. Mesela Kılıçdaroğlu’nun şu tür palavra çıkışları Erdoğan’a az puan kazandırmadı:
“Esat’la anlaşıp Türkiye’deki Suriyelileri 6 ayda ülkelerine göndereceğim. Bizim iktidarımızda Ortadoğu 1-2 yılda sorunsuz hale gelecek. ( Adam sanki ABD Başkanlığına seçilecek!) 650 bin deprem konutunu 1 yılda vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Hem de bedava. Bizim dönemimizde işsizlik sorunu tarih olacak…vs…vs…”
EYT’nin ülkenin başına bela edilmesi ve SGK’nın daha fazla batağa saplanması sağolsun Kılıçdaroğlu’nun marifetiydi. İktidar EYT’ye ilgisiz kalırsa bunun dengeleri tamamen değiştireceğini bildiğinden seçim öncesi muhalefetin avantajlı duruma geçip seçimi kazanma riskini ortadan kaldırmak için hiç istemediği böyle bir konuya “evet” dedi. Ciddi bir popülizm örneğiydi. Fakat başka seçeneği de yoktu.
Ekonomideki karadelikler ve bunun ülkeye yaşattığı travmayı, iktidar, mesela Suriye konusunda ortaya çıkan süper elverişli ortam sayesinde telafi edebiliyor. Ciddi bir dış politika başarısıdır.
Öte yandan yapılan ekonomik hatalar sonucu ortaya çıkan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun olumlu etkileri de oldu. Eskiden kilolarca aldığımız sebzeyi meyveyi yarım kilo bir kilo almayı öğrendik mesela. Elin Japonu Avrupalısı bizden kat kat zengin olduğu halde zaten yıllardan beri bu ürünleri azar azar alıp tüketiyordu.
Enflasyon fırlayalıdan beri hepimiz birer israf önleme uzmanı kesildik.
En bariz örneği ben… Eskiden buzdolabında bekleyen yiyecekleri en eskisinden yenisine doğru belli bir sıraya göre tüketme diye bir sorunum olmazken şimdi böyle bir alışkanlık geliştirdim.
2020 den beri hemen hemen hiçbir yeni giysi almadım. Zaten elimdekiler ölünceye kadar bana yeter.
Bizden kat kat zengin olan Japon vatandaşları 45-60 metrekarelik evlerde otururken bizim 150-180 metrekarelik evleri tercih etmemiz hangi akıl ve mantık işiydi acaba?
Şimdi benim vatandaşım hiç ev alamıyor diyenler çıkacaktır. Haklılar. Tamam da seni iktidara getirirsek hayat pahalılığını nasıl aşağı çekeceğine dair inandırıcı hiçbir proje ortaya koymuyorsun. Senin yapmayı planladıklarını mevcut iktidar zaten yapıp edip dururken o zaman sana ne ihtiyaç var?
Şaşırmayın. Evet hastalandığıma şükrediyorum. Nesine şükrediyorsun bunun, evde keçe gibi yatıyorsun günlerdir, diyebilirsiniz. Şunun için şükrediyorum: Birkaç kilo fazlalığım vardı. Aylardan beri bir türlü verememiştim. Valla 3-5 günde duman attırdı. Hızla normal kiloya doğru iniyorum.
Bir de sağlığın ne kadar önemli bir şey olduğunu bir kez daha yaşayarak öğrenmiş oldum. Bu sağlığı bana veren Rabbime şükretmeyi hatırlattı bana bu grip. İnsan bir şeyi kaybetmeden onun değerini anlayamıyor. .
Ne demişler: “Bir musibet bin nasihatten iyidir.”
Olay bu.
2025
Ramazan Canural'ın 'Muhalefetin görevi iktidarın önünü açmak mıdır?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Dost Acı Söyler ' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın D-8 Ekonomik İşbirliği Zirvesi ,Asgari Ücret Toplantıları, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Kifayetsiz Muhteris!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)