Bir markete veye alışveriş merkezine girince ilk yaptığım iş orada satılan temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarına bir göz atmak oluyor.
Ekmek fiyatları genelde her yerde sabit. Tavuk ve balık fiyatları, iniş çıkışlar olsa da orta gelir seviyesindekiler için alınabilecek düzeyde. Tabii İstanbul Etiler ya da Kadıköy- Moda Balıkçısından almayacaksın.
Unutmadan şuraya bir not düşeyim: Biz millet olarak hükümet yanlıları ve hükümet karşıtları olarak ikiye bölündüğümüz için piyasa ile ilgili objektif ve tarafsız bir yazı yazmak bile çoğu zaman bir eleştiriyi beraberinde getiriyor. “Amacın hükümete toz kondurmamak mı?”
Kesinlikle öyle bir niyetim yok. Hükümetin eleştirilecek yönlerini eleştirelim ama her şeyini de ölçüsüzce eleştirir durursak inandırıcılığımızı kaybederiz.
Hemen esas konuya gelelim:
Efendim bu haftaki mevzumuz ülkedeki kırmızı et fiyatlarındaki “ ulaşılamaz yükseklik.” Ne emekli maaşı ne de asgari ücretli maaşı, artık kırmızı et alımına izin vermiyor. Haa bana sorarsanız eksik olsun kırmızı et, derim. Hem ateş pahası, hem de sağlığa olan faydası, beyaz et kadar değil. Hatta ölçüsüz tüketilirse besin maddesi yerine bir zehire de dönüşebiliyor. Sonra da gelsin kolesterolller, damar sertlikleri, hipertansiyonlar, koroner yetmezlikleri, kalp krizleri… Allah korusun!
Neyse, tabii biz pozitif bilimi savunan biri olarak, normal tüketenler için, onun da bir ihtiyaç olduğunu belirtmek zorundayız.
Peki bu fiyatlar ne olacak?
İşte orada duralım…
Ülkede yeterli kırmızı et üretimi yok ki fiyatlar normal olsun!
İşte hayvancılıkta başarı sağlamış iki ülke ile Türkiye rakamlarının kıyaslaması:
Ülke Nüfus B.baş hayvan –K.et fiy.(kg)
Türkiye- 85 milyon -16 milyon- 19.1 Dolar
Brezilya- 212 milyon-214 milyon- 6.8 Dolar
Uruguay-3.5 milyon-11.5 milyon- 9.2 Dolar
Bu tablodan şunu anlıyoruz: 1 Brezilya vatandaşı 1 büyükbaş hayvan, 1 Uruguay vatandaşı 3 büyükbaş hayvan yetiştirirken, Türk vatandaşı olan ben 0.2 büyükbaş hayvan yetiştiriyorum.
Brezilyalı, kişi başına, benim 5 katım, Uruguaylı 15 katım kadar hayvan yetiştiriyor. Yani bizdeki üretim çok acınası!
Buradan şu sonucu çıkarıyorum:
Ya bizim hükümet dışardan canlı hayvan ithal ederek açığı kapatıyor, ya da üretim bizde çok düşük olduğu halde, fiyatlar yüzünden talep çok düştüğü için bizim fiyatlarla Brezilya ve Uruguay arasında bir uçurum ortaya çıkmıyor.
Aynı araştırmaya göre kırmızı ette dünya fiyat ortalaması kilo başına 14 Dolar.(USD)
SONUÇ:
Bizdeki kırmızı et fiyatlarının dünya ortalamasına doğru düşmesi için daha çoooook çalışmamız gerekiyor. Boş boş oturup şunu bunu eleştirmek işin en kolay yanı.
Önce biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Tabii hükümet de üzerine düşenleri yapmalı.
Ne bunlar?
1-Yem fiyatları çok yüksek. Bu yem fiyatları da tam bir bela! Çünkü uluslararası bir sorun. Yani hükümetlerin boyunu da aşıyor. Ama madem hükümetsin buna da bir çözüm bulmalısın.
Mesela Avrupa’da tarım alanlarının %8 i yonca, korunga, yulaf, silaj vb. gibi yemlik bitkilere ayrılmak zorunda. Bizde devlet tarafından konulmuş böyle bir kriter yok.
2- Hayvancılık yapanlara sıfır faizle, uzun vadede geri ödemeli krediler veriliyor olması güzel bir şey. Mümkünse bu daha da artırılmalı. Ha tam yeri gelmişken… Avrupa Birliği (TKDK) hibeleri tamamen belli bir kapasitenin üstüne çıkmış varlıklı kesime hitap ediyor. Dar gelirli bu noktada da yaya kalmış.
3- İşsiz gezen gençlerimizi hayvancılık konusuna yöneltmek için daha teşvik edici önlemler almalıyız. Bu konudaki farkındalığı ve eğitimi artırmalıyız. Her şeyin başı sağlık denir ama, eğitim de sağlık kadar önemli.
4-Son yıllarda konuştuğum hayvancılık işiyle uğraşan dostlarımızın ifadesi aşağı- yukarı şöyle:
“Şu anda hayvancılık eskiye oranla daha cazip ve kazançlı. Yeter ki bu işe ciddi olarak sarılalım.”
İnşallah öyledir. Bu sorunları bizzat yaşayanların görüşleri önemli.
Çünkü biz, son yıllarda ne çekiyorsak “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” yüzünden çekiyoruz.
Not: Bu yazıda küçük baş hayvancılık konu dışı bırakıldı. Çünkü onu da ele almış olsak yazı çok uzayacaktı.
2025
Ramazan Canural'ın 'Yasal olan her şey meşru ve hukuka uygun mudur?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Kırmızı et yüzümüzü hep kızartacak mı?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Sünnetullah affetmez' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Muhalefetin görevi iktidarın önünü açmak mıdır?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Dost Acı Söyler ' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın D-8 Ekonomik İşbirliği Zirvesi ,Asgari Ücret Toplantıları, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Kifayetsiz Muhteris!' adlı köşe yazısı... Devamı
Mavi dil hastalığının Avrupa'da hızla yayılması, Türkiye'nin hayvan ithalatını durdurmasına neden oldu. Polonya ve Macaristan hariç tüm Avrupa ülkelerinden ithalat askıya alındı.
LÖSEV Kurban Bayramında yapılan vekâleten kurban bağışları sayesinde 81 ilde, yıl boyunca hastalara ve onların ihtiyaç sahibi ailelerine et ve et ürünleri desteğini ara vermeden sürdürmeye devam ediyor.
Eskişehirli kasap Kadir Şen, buzluktan alınan etin sağlıklı çözdürülmesi için buzdolabının soğutucu kısmında 1 gün bekletilmesini öneriyor.
Kilis’te kırmızı et ve tavuk fiyatlarındaki artış vatandaşların tercihini balığa yöneltti.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, aşırı kırmızı et tüketiminin kolon, rektum ve prostat kanseri riskini artırabileceğini belirtiyor. Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzının kanser riskini azaltmada önemli olduğunu ifade ediyor. Detaylar haberimizde.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, son 15 günde kırmızı et fiyatlarında artış yaşandığını belirterek, ithal canlı hayvan etinin piyasaya girmesiyle yüzde 5 ile 10 arasında bir fiyat düşüşü beklediklerini ifade etti.
Yorumlar (0)