Ne güzel yahu!
Hepten hesap- kitap adamı olup çıktık vallahi…
Sözleşmelilerin kadroya alınması…
Asgarî ücrete zam oranı…
Memurlara verilecek yeni maaşlar…
Emeklilerin yeni yılda alacağı maaşlar…
EYT’ lilerde yaş sınırı olsun mu, olmasın mı, tartışması…
EYT’lilerin maaşa bağlanması…
Şu…bu…
Derken…
Nerdeyse altı aydan beri…
Doğru dürüst televizyon açamaz oldum.
Sıkıldım be dostlar, gerçekten sıkıldım…
Meğer parayı ne çok seven bir milletmişiz biz!
Ben dahil 82 milyonun 13 milyon 750 bini zaten fiilen emekliydi. Bunlara iki milyon 250 bin EYT’li daha eklendi; oldu mu sana emekli sayısı 16 milyon.
Bu kadar emekliye Karun’unun Hazineleri olsa dayanmaz. (Gerçi bizimle aynı nüfusa sahip Almanya’da emekli sayısı 21 milyon ama, onlardaki ekonomik göstergeler bize göre 3-5 kat güçlü…)
Haaa bana sorarsanız esas felaket 38-40 yaşındaki insanlara emeklilik hakkı veren “erken emeklilik” yasasıyla başlamıştı.
Ve bu yasa popülizmin zirvesiydi!
Ya da “ayranı yok içmeye…” komedisi.
Bu yasanın çıktığı dönem 1992 deki DYP-SHP koalisyon hükümetidir. (Demirel-İnönü koalisyonu.)
Ki, tüm koalisyon hükümetlerinin en becerdiği iş, kuşkusuz çok iyi popülizm yapmalarıdır.
Hatta hiç unutmam…
1991 seçimlerinde rahmetli Demirel, “Tütüne kim ne veriyorsa ben 5 lira fazlasını vereceğim,” demiş ve o seçimleri kazandıktan sonra da, hükümetin almak zorunda kaldığı tonlarca tütün, depolardan çıkarılıp yakılmıştı.
Böyledir bu işler…
Madem konu paradan açıldı, onunla devam edelim.
Kuşkusuz, bu yazıyı okuyanlardan, yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır. Biz ilkokuldayken ortası delik madeni paralar tedavüldeydi. 1 ve 2.5 kuruşlar … Bir de sapından tutulup emilen renkli şekerler vardı. Elma şekerine benzeyen şeylerdi. Bir gün cebimdeki delik parayı, cebimde kalabalık etmesin diye, çıkarıp attım. Ne de olsa, en değersiz paraydı. Bana göre değersizdi de, elin oğlu öyle düşünmüyor tabii. Bir arkadaşım, onu, attığım yerden aldı. Sonra biraz ötedeki bakkala giderek o dediğim şekerlerden bir tane alıp, tadını çıkara çıkara, karşımda emmeye başlayınca, parayı attığıma bin pişman olmuştum.
O günden belliydi yani; memuriyet hayatım boyunca, hangi derecede, hangi kademede, kaç para alacağımı fazla merak etmeyeceğim, emeklilik ikramiyesinin, yılbaşını geçince kaça yükseleceğinin hesabını yapmayacağım, ek gösterge, 3600 katsayı vs. gibi ince-kalın hesaplara fazla kafa yormayacağım.
Sözün kısası, kafamı paraya pula pek takmadığım için, öyle çok zengin de olmadım, ama muhannete muhtaç da olmadım Allah’a şükür.
Bütün mesele ayağını yorganına göre uzatabilme mevzusudur.
2025
Ramazan Canural'ın 'Sünnetullah affetmez' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Muhalefetin görevi iktidarın önünü açmak mıdır?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Dost Acı Söyler ' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın D-8 Ekonomik İşbirliği Zirvesi ,Asgari Ücret Toplantıları, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Kifayetsiz Muhteris!' adlı köşe yazısı... Devamı
Sen Ağlama İstanbul Final Yaptı! Reytingler Yetersiz Kaldı OGM Pictures imzalı "Sen Ağlama İstanbul" dizisi, düşük reytingler nedeniyle final yaptı. Dizinin yayından kaldırılma süreci ve izleyici tepkileri haberimizde!
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Projesi kapsamında Tavaslı çiftçilere 5 bin 600 adet zeytin fidanı dağıtıldı. Detaylar haberimizde..
Denizli Büyükşehir Belediyesi Buldanlı üreticilere desteğini sürdürüyor. Zeytin üreticiliği yapan çiftçilere, 2 bin 5 adet zeytin fidanı törenle dağıtıldı.
Hatay'ın Yayladağı ilçesinde zeytinlik alanda çıkan yangını itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
Kızılkaya Belediye Başkanı İlkay Güngör, Devlet Bahçeli Seyir Terası’na ulaşım sağlayan yolun estetik görünümünü artırmak için zeytin ağaçları dikildiğini duyurdu. Detaylar haberimizde!
Denizli’nin en köklü meslek liselerinden biri olan ve çok güzel başarılara imza atmaya devam eden Necla-Ergun Abalıoğlu Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, kuruluşunun 63. yıldönümünde 63 zeytin ağacıyla sonsuzluğa kök saldı. Detaylar haberimizde..
Yorumlar (0)