İMAN ETMEYEN MÜSLÜMANLAR
Bu günlerde adalet, hak, hukuk duygusundan; ahlak, edep ve estetikten çok uzak bir siyaset ikliminde yaşıyoruz. Hem de Ramazan ayının son günlerini ve mübarek Kadir Gecesini idrak ettiğimiz bir zaman diliminde.
Zihnimde Nisa Suresi 136. ayetin meali çınlıyor: EY İMAN EDENLER İMAN EDİN!
Ayetin tam meali şöyle: "Ey iman edenler, Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a, ve daha önce indirdiği kitaba, iman edin!"
Demek ki ben "müminim", "Müslümanım" demekle iman etmiş/ inanmış olunmuyor. Allah'a, peygamberine gerçekten inanmak ve Kur'an'da bildirilenlere uygun bir hayat yaşıyor olmak gerekiyor.
"Kur'an'daki İslam'a uymak nasıl olur?" diye düşündüğümde İslam'ın en önemli emirlerinden birinin "ADALET" olduğu aklıma geliyor. Bakınız şu ayeti her Cuma hutbesinde hocalar tekrar ediyor:
"Muhakkak ki Allah, ADALETİ, İYİLİĞİ, akrabaya YARDIM ETMEYİ EMREDER, ÇİRKİN İŞLERİ, FENALIK VE AZGINLIĞI YASAKLAR." (Nahl Suresi 90. Ayet)
Ancak toplumumuzdaki ADALET anlayışından en uzak kesimin Müslüman kimliğini öne çıkaranlar olduğunu gözlemliyorum. Belki de gücü (iktidar, para vd güçleri) ele geçiren ve gücünü asla kaybetmek istemeyen herkesin davranışı böyledir. Bu yüzden dinî olmayan yönetim sistemlerinde kuvvetler ayrılığı uygulanır. Yanlış yapanlar "bağımsız ve tarafsız yargı" tarafından cezalandırılır.
Ancak "inanan insanlar" için ek olarak bir de iç denetleme mekanizması getirilmiştir. Bütün hukuk sistemlerinde ve semavi dinlerde hatta çoğu felsefi düşünce ekollerinde ADALET, İYİLİK, KİŞİ VE KAMU HAKKI gibi kavramlarla insanlar aynı hedefe yönlendirilir. Cinayet, haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk, iftira gibi "fenalıklar" azaltılmak istenir.
Böylece herkesin hakkına kavuştuğu, canından, malından ve özgürlüğünden emin olduğu huzurlu, mutlu ve refah içinde yaşayan toplumlar inşa edilmeye çalışılır.
Yukarıdaki ayete göre, "Müslümanım" diyen kişiler eğer adalet ve iyilikten uzaklaşır; yalan, iftira, hakaret, tehdit, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet gibi çirkin işler yaparsa, azgınlık ve zulüm gibi fenalıklara / kötülüklere bulaşmışsa yeniden İMAN ETMELİDİR.
Öncelikle toplumda kanaat önderi, siyasi veya dini lider olanlardan başlamak üzere, hepimiz için geçerli bir buyruk bu.
*********************************
GERÇEKTEN MÜSLÜMANSAK İMAN EDELİM
Günümüzde genellikle Müslüman olmayan gelişmiş ülkelerde ADALET mekanizması düzgün çalışıyor. Yani güç sahiplerinin etki ve baskısından uzak, bağımsız ve tarafsız yargılama yapılabiliyor. Vatandaşlar sadece insan olmaktan, vatandaş olmaktan kaynaklanan haklarını ve mülkiyet hakkı, inanç ve ifade özgürlüğü gibi temel haklarını eksiksiz kullanabiliyor. Herkes canından, malından ve özgürlüğünden emin bir şekilde huzur, mutluluk ve refah içinde yaşıyor.
Oysaki bizim mübarek günler ve bayramlarımızda bile toplumumuzda neşe yok, huzur yok, birlik yok! Gündemimizde bilim yok, ahlak yok, sanat yok, estetik yok! Ve bunların doğal sonucu olarak refah yok, servet dağılımı adil değil, derin yoksulluk içinde yaşayan milyonlarca insan var.
****
Türkiye Cumhuriyeti 23 yıldır "dindar, Müslüman" kimliğini en çok öne çıkaran iktidar tarafından yönetiliyor.
Böyle bir dönemde İslam'ın en temel kavramları olan 1- Adalet (Adil olmak) 2- Emanet (Güvenilir olmak) 3- Ehliyet (Ehil kişileri göreve getirmek) 4- Maslahat (Kamu yararını gözetmek) 5- Meşveret (Danışarak iş yapmak) konularında en iyi dönemi yaşıyor olmamız beklenirdi.
Ancak bugün toplumumuzda Adalete güven duygusunun en düşük olduğu, devlet görevlerine ehliyetli kişiler yerine liyakatsiz partililer ve akrabaların getirildiği, ortak akıl ve meşveret ile yönetme yerine tek kişinin iradesine tabi olunduğu genel kanaattir. Mahkemelerin bile siyasi gücün emrinde adaletsizlik üreten birimler haline geldiği inancı hakimdir.
Gelişmiş ülkelerde (ki maalesef hepsi de Müslüman olmayan ülkelerdir) devlet vatandaşlarına, vatandaşlar devletine, vatandaşlar birbirine güvenirler. Ülkemizde ve diğer Müslüman ülkelerde bu "güvenilirlik" kalmamıştır. Peygamberinin sıfatı "güvenilir Muhammed" (Muhammed ül Emin) olan bir dinin mensupları arasındaki "güvensizlik" ibret vericidir. "Müslüman herkesin elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir" tanımını teorik olmaktan çıkarmak zorundayız.
Mübarek Ramazan ayında bile sağlıklı ve doğal gıda bulmakta zorlanıyoruz. Zararlı katkı maddeleri ile tağşiş edilmiş (etsiz sucuk, yağsız tereyağ gibi) gıda ürünlerinin hem de fahiş fiyatlarla satılıyor olması güvenilmezliğin simgeleridir. Araç satın alırken satıcının sözüne güvenen kalmadı. Ekspertiz raporları bile sahte çıkabiliyor.
Toplum sağlığını tehdit eden ahlaksızlar, depreme, yangına dayanaksız bina yapan müteahhitler, bunlara ruhsat veren yetkililer, adaleti katleden bir kısım hâkim ve savcılar, halkına zulmeden bir kısım yöneticiler, görünüşte "alnı secdeli Müslümanlar" olsa da, "iman ediniz" emrinin muhatabı olduklarını unutmamalıdır.
Bir kişinin gücünü muhafaza etmesi için, devletin ve milletin zarar görmesine yol açabilecek her türlü kararı alan ve bunlara destek verenler de İslam'ın şartlarından olan Maslahata (kamu yararına) aykırı davranıyor demektir.
Bu mübarek günlerde inanan Müslümanlar olarak hepimiz halimizi bu gibi ölçütlere göre gözden geçirelim. "EY İMAN EDENLER İMAN EDİN!" emrine uyalım.
Eğer "gerçekten iman etmiş" bir toplum yaratabilirsek, demokratik hukuk devletinin tam da bize göre olduğunu anlayacağız.
"Gerçekten iman etmiş" bir toplum yaratamadığımız ortada. O halde, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, yasama, yürütme ve yargının ayrı olduğu, kuvvetler arasında denge ve denetim mekanizmalarının kurulduğu, demokratik ve laik bir hukuk devleti kurmaktan başka çaremiz kalmadığını artık anlamalıyız.
27.03.2025
Ruhittin SÖNMEZ
2025
Ruhittin Sönmez'in 'İman etmeyen Müslümanlar' adlı köşe yazısı Devamı
2025
Ruhittin Sönmez'in 'Allah bizi sever mi?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ruhittin Sönmez'in 'Ahlaksız ve vicdansız siyaset' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Ruhittin Sönmez'in 'Gerçeğe aykırı bilgiyi yayma suçu' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ruhittin Sönmez'in 'Muhalefetsiz demokrasi' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ruhittin Sönmez'in 'Depremin yıldönümünde Albay Reşat Bey'i andım' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur'un Gölhisar ilçesine bağlı Yeşildere köylüleri çocukken oynadıkları tahta arabaları tekrar yaparak bayramlarda geleneksel hale gelen tahta araba yarışı düzenliyor
İstanbul'da 02 Nisan 2025 Çarşamba günü elektrik kesintisi var mı? İstanbul'da bugün elektrikler kesilecek mi? İstanbul'da bugün yaşanacak elektrik kesintilerini sizler için derledik. Detaylar haberimizde.
Antalya’da yağış nedeniyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu takla atan otomobilde bir kişi yaralandı.
Antalya'da gençler arasında çıkan tartışma kanlı bitti. Olayda aldığı bıçak darbeleri ile 23 yaşındaki genç hayatını kaybederken, 1 kişi ise ağır yaralandı.
Afyonkarahisar'da 02 Nisan 2025 Çarşamba günü elektrik kesintisi var mı? Afyonkarahisar ve ilçelerinde elektrikler kesilecek mi? Afyonkarahisar'da yaşanacak elektrik kesintilerini sizler için derledik. Detaylar haberimizde..
Ankara'da 02 Mart 2025 Çarşamba günü elektrik kesintisi var mı? Ankara'da yarın elektrikler kesilecek mi? Ankara'da yarın yaşanacak elektrik kesintilerini sizler için derledik. Detaylar haberimizde..
Yorumlar (0)