Ruhittin Sönmez

Orta Çağ Avrupası gibi

Ruhittin Sönmez'in 'Orta Çağ Avrupası gibi' adlı köşe yazısı

Ruhittin Sönmez

ORTA ÇAĞ AVRUPASI GİBİ

Tarihi olayları o dönemin şartları içinde yorumlamak gerekir. Ancak "tarih tekerrür ediyorsa" o dönemlerde yaşanan bazı olayların sebep ve sonuçlarından ders çıkarmak mümkün olmalıdır. Çünkü insanoğlunun zekâsı, davranışları öyle düşündüğümüz gibi çok da değişmemiştir. 

Daron Acemoğlu ve Simon Johnson'un yazdığı "İktidar ve Teknoloji" kitabında ortaçağ Avrupa'sındaki teknolojik gelişmelerin ve verimliliği artıran uygulamaların toplumun genelinde bir refah artışına yol açmadığı anlatılıyor. 

Günümüzdeki teknolojik gelişmelerle kıyaslanması mümkün olmasa da mesela su ve yel değirmenlerinin devreye girmesiyle işçi başına verimlilik elle çalışan değirmenlerin 20 katına kadar çıktı.

1000-1300 yılları arasında tarım teknolojilerinde yaşanan diğer gelişmelerle birlikte özellikle İngiltere'de tekstil sektörü gelişti. Bu sektör ileride yaşanacak sanayi devriminde kilit rol oynadı.

Fakat verimlilikteki bu artış, işçilerin maaşları ve yaşam şartlarını iyileştirmediği gibi çoğunluğun yoksulluğunu daha da arttırdı.

Çünkü çiftçiler daha fazla çalışmalarına rağmen, dolaylı ve dolaysız vergilerle mahsulün çok büyük bir kısmını efendilerine vermek zorunda idi. Çok çalışan ve yeterli beslenemeyen köylülerin ortalama yaşama süresi 25 yıla kadar düşmüştü.

Çünkü Ortaçağ Avrupa'sında bir işgücü piyasası yoktu. Değirmenler arasında bir rekabette söz konusu değildi. Çalışan köylülerin lordlara ve din adamlarına karşı itiraz etmeleri mümkün değildi. Baskı ve zorla çalıştırılıyorlardı.

1300'lerin ilk yarısında yoksulluk, beslenmeme ve temizlik sorunları yüzünden salgın hastalıklar patlak verdi. Mesela İngiltere'de ortaya çıkan kara veba sonrası İngiliz nüfusun üçte biri ile yarısı kadar bir kısmı öldü.

"Peki, değirmenlerin, nalların, dokuma tezgahlarının, el arabalarının ve maden işletmeciliğindeki ilerlemenin getirdiği ekstra üretim nereye gitti?"

Bir kısmı şehirlerde artan nüfusu beslemek için kullanıldı. Ama üretim fazlasının çoğu büyüyen dini hiyerarşik yapıya gidiyordu. Onlar da katedraller, manastırlar, kiliseler inşa ettiriyordu.

Tahminlere göre 1300'lere gelindiğinde başrahipler, piskoposlar ve diğer yüksek ruhban sınıfı, tüm tarım arazilerinin üçte birini elinde tutuyordu.

Sevgili okuyucularım bu tarihlerin Osmanlı Devleti'nin kuruluş yılları olduğunu düşünmenizi istiyorum.

*******************************

RUHBAN SINIFIN GÜCÜ

Ortaçağda yapılan katedraller, kiliseler gibi muhteşem dini yapılar genellikle taştan yapılıyordu. Ama insanların çoğu derme çatma barakalarda yaşıyordu. Yapımı 50-100 yıl süren bu dini yapıların inşaatında insanlar çok kötü şartlarda çalışıyordu.

1200'lerde hangi cemaatin en uzun ve en görkemli yapıyı inşa edeceği konusunda rekabet yaşanıyordu. Bu yapıların inşa ve işletme masrafları halktan toplanan vergilerden karşılanıyordu.

Tahminlere göre 1100-1250 arası Fransa'da toplam milli gelirin yüzde 20'si yapılan dini binalar için kullanılmıştı.

Oysaki bu rakamın yarısı üretimi ve refahı artırmak için kullanılsa bütün kutsal dinlerin emirlerine daha uygun davranılmış olur, insanların daha sağlıklı, mutlu ve uzun ömürler yaşaması mümkün olurdu.

(Avrupa'nın kiliseyi devlet işlerinden uzaklaştırıp aydınlanma yaşadığı ve sanayi devrimi ile kalkındığı bir dönemde, Osmanlı Devleti'nde son padişahların cami ve saray yaptırma hevesleri ile ekonomiyi çökertmiş olduğunuhatırlayınız.

O dönem Avrupa toplumunda değirmenleri yani üretim araçlarını manastırlar ve lordların işletmesi normal kabul ediliyordu. Günümüzde yaptırdıkları saraylar ve camilerle ekonomiyi çökerten padişahların övgüyle anılması da ilginçtir.)

Ortaçağda manastırlar vergiden muaftı. Zamanla ruhban sınıfın elindeki arazi miktarı artarken Kral ve aristokratların (feodal lordların) payı iyice düştü. 1300 yılına gelindiğinde kralın toplam arazideki payı yüzde 2'ye düştü. 

Siyasi otorite ile dini gruplar arasındaki işbirliği bir süre sonra sert mücadelelere dönüştü.

*******************************

HALK NASIL İKNA EDİLİYORDU

Halkın büyük çoğunluğu neden toplam nüfusun yüzde 5'i mertebesindeki aristokratlar ile ruhban sınıfının kendilerini köle gibi çalıştırmasına isyan etmiyordu? 

İstisnai direniş hareketleri olmuşsa da kalıcı olmuyordu. Çünkü halk son derece dindardı. Bu durum rahipler ve tarikatların ikna gücünü artırıyordu. Kilise mevcut üretim yapısını ve hiyerarşinin varlığını savunuyordu.

Yasaları çıkaran elit kesimdi. Yasalar elit kesimin veya kilisenin yanındaydı. Yargı yetkisi ya feodal elitlerin yürüttüğü yerel mahkemelerin elindeydi veya kilisenin yürüttüğü dini mahkemelerin.

Feodal güç ve kilisenin ikna kabiliyeti kitleleri itaate hazırladı. Bu sebeple korkunç eşitsizlik ve adaletsizlik uzun yıllar devam etti. 

(AKP'li yönetici ve milletvekillerinden sıkça duyduğumuz "itaat et, rahat et!" sloganı haksızlık ve zulme karşı isyan etmeyi öğütleyen İslam'ın ölçülerine karşıdır. Ancak Ortaçağ Hristiyanlarının inancına daha uygundur.)

Avrupa'da eski ortaçağ şehirlerinde muhteşem katedraller ve kiliseleri gezerken, bu yapıların temelinde milyonlarca insanın emeği, teri, kanı, hakkı ve çilesi olduğunu unutmamak gerekir.

*******************************

ÇIKARILACAK DERSLER

Esasen Avrupa kendi tarihinden gerekli dersleri çıkardı. "Güç bozar, mutlak güç mutlak bozar" sözünün doğru olduğunu gördüler.

Devlet gücünü ele geçiren her kim olursa olsun, denetleyen ve dengeleyen (yasama, yargı, medya ve STK'lar gibi) güçlerin olması gerektiğini anladılar. Bu sebeple "kuvvetler ayrılığı" sistemini benimsediler.

Devletin en temel kamu hizmetlerini (güvenlik, eğitim, sağlık gibi) herkese eşit olarak ve mümkünse ücretsiz olarak vermesi ilkesini işletmeye çalışıyorlar.

Din adamları, cemaat ve tarikatların devlet yönetiminden uzak olmasını sağladılar ve büyük maddi güçler elde etmelerine izin vermediler.

Çalışan kesimin serbestçe bir işgücü piyasası oluşturmasını, sendikalarla haklarını örgütlü olarak savunabilmelerini sağladılar. Üretimden hak ettikleri payı alabilmeleri için gerekli ortamı hazırladılar.

Bağımsız bir medya ve güçlü Sivil Toplum Kuruluşları ile yürütme erkini etkin bir şekilde denetleyen bir sistem oluşturdular.

Yargıyı gerçekten bağımsız ve tarafsız yaptılar. "Hukukun üstünlüğü" ilkesini yaşatmak için gereken her şeyi yaptılar.

Biz ne kadar ders çıkardık ve geldiğimiz noktada Ortaçağ Avrupa'sını hatırlatan uygulamalar var mı? Karar sizin...

 

Ruhittin Sönmez

08.01.2024

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Ruhittin Sönmez Diğer Yazıları

02
ARALIK

2024

ABD'nin Türkiye ve Kürdistan planı

Ruhittin Sönmez'in 'ABD'nin Türkiye ve Kürdistan planı' adlı köşe yazısı... Devamı

25
KASIM

2024

Kılıçdaroğlu'nun mahkemede anlattıkları

Ruhittin Sönmez'in 'Kılıçdaroğlu'nun mahkemede anlattıkları' adlı köşe yazısı... Devamı

14
KASIM

2024

Kürt sorunu var mı, siyasi çözüm ne demek?

Ruhittin SÖnmez'in 'Kürt sorunu var mı, siyasi çözüm ne demek?' adlı köşe yazısı Devamı

11
KASIM

2024

Yapay zeka köşe yazılarımı değerlendirdi

Ruhittin Sönmez'in 'Yapay zeka köşe yazılarımı değerlendirdi' adlı köşe yazısı Devamı

07
KASIM

2024

Bahçeli Öcalan'ı meclise getirmekte kararlı

Ruhittin Sönmez'in 'Bahçeli Öcalan'ı meclise getirmekte kararlı' adlı köşe yazısı... Devamı

04
KASIM

2024

Bahçeli'nin Öcalan'lı çözümü iptal mi edildi?

Ruhittin Sönmez'in 'Bahçeli'nin Öcalan'lı çözümü iptal mi edildi?' adlı köşe yazısı... Devamı

30
EKİM

2024

Cumhuriyet ve demokrasi

Ruhittin Sönmez'in 'Cumhuriyet ve demokrasi' adlı köşe yazısı... Devamı

28
EKİM

2024

Bahçeli, Çakıcı, Cübbeli'den ses var, Erdoğan suskun

Ruhittin Sönmez'in 'Bahçeli, Çakıcı, Cübbeli'den ses var, Erdoğan suskun' adlı köşe yazısı... Devamı

24
EKİM

2024

Çok şey değişecek İnşallah Türkiye değişmez!

Ruhittin Sönmez'in 'Çok şey değişecek İnşallah Türkiye değişmez!' adlı köşe yazısı... Devamı

21
EKİM

2024

Çözüm sürecinden de ötesi

Ruhittin Sönmez'in 'Çözüm sürecinden de ötesi' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

UEFA Avrupa Ligi’nin 5. haftasında Slavia Prag, sahasında Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup oldu.
Spor

UEFA Avrupa Ligi’nin 5. haftasında Slavia Prag, sahasında Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup oldu.

Slavia Prag Teknik Direktörü Trpisovsky, Fenerbahçe maçının ardından, "Savunmada iki büyük hata yaptık, Dzeko ve En-Nesyri cezalandırdı" dedi.

Galatasaray, Hollanda’dan puanla dönüyor: Avrupa Ligi’nde namağlup seri sürüyor
Spor

Galatasaray, Hollanda’dan puanla dönüyor: Avrupa Ligi’nde namağlup seri sürüyor

Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi'nin 5. haftasında Hollanda temsilcisi AZ Alkmaar ile Afas Stadında karşılaştı. Nefes kesen maç 1-1 sona erdi.

Türkiye'nin Zaferi ParaVolley Avrupa Şampiyonu Erkek Milli Takımı A Kategorisi'nde!
Spor

Türkiye'nin Zaferi ParaVolley Avrupa Şampiyonu Erkek Milli Takımı A Kategorisi'nde!

Burdur'da düzenlenen ParaVolley Avrupa Şampiyonası B Kategorisi'nde Erkek Milli Takımı 18 puanla namağlup şampiyon oldu. Gürcistan, Hollanda, Litvanya ve Fransa'yı geride bırakan Türkiye, A Kategorisi'ne yükseldi.

Burdur'da turnuva başladı Türkiye Gürcistan'ı 3-0 yendi
Spor

Burdur'da turnuva başladı Türkiye Gürcistan'ı 3-0 yendi

Burdur'da düzenlenen Uzman Posta Oturarak Voleybol Avrupa Şampiyonası B Kategorisi heyecanla başladı. Türkiye, ilk maçında Gürcistan'ı 3-0 mağlup ederek turnuvaya güçlü bir başlangıç yaptı.

Uzman Posta Avrupa Oturarak Voleybol Şampiyonası Ankara’da Tanıtıldı
Spor

Uzman Posta Avrupa Oturarak Voleybol Şampiyonası Ankara’da Tanıtıldı

Türkiye'nin ev sahipliğinde Burdur'da düzenlenecek Uzman Posta Avrupa Oturarak Voleybol B Kategorisi Şampiyonası öncesi Ankara'da tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Milli takımın hedefi şampiyonluk ve 2028 Paralimpik Oyunları.

 Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv  maçı nerede oynanacak belli oldu  mu ?
Spor

Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv maçı nerede oynanacak belli oldu mu ?

UEFA tarafından geçtiğimiz günlerde tarafsız sahada oynanacağı açıklanan Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv mücadelesinin yeri belli oldu.