Emrullah Topaloğlu'nun Almanya’dan Türkiye’ye getirdiği 2 çocuğunu hemen okula yazdırmasına rağmen eşinin açtığı davada mahkeme, çocukların Türkiye'ye gittikleri için eğitimlerine devam edemedikleri gerekçesiyle velayeti anneye verdi. Topaloğlu'nun avukatı, "Bütün delilleri ıslak imzalı bir şekilde mahkemeye sunmamıza rağmen mahkeme halen daha bu talebimizi kabul etmemiş durumda. Çok açıkça hukuka aykırı olduğu düşüncesi içerisindeyiz. Nitekim mahkemenin kararda göstermiş olduğu tek bir gerekçe var ve resmi kurumlardan alınan yazılarla da bu gerekçenin normal somut olayda da olmadığı açıkça görülmekte” dedi.
2006 yılında evlenen Emrullah Topaloğlu, anlaşamadığı eşinden boşandı. 2013 yılında eski eşi ile yeniden barışarak, "Almanya’ya gidelim. Memleket değiştirelim. Eğer yine olmaz, anlaşamazsak geri döneriz" diyen Topaloğlu, 1’i kız 3 çocuğunu da alarak yurt dışına çıktı. Almanya’ya yerleşen aile burada yaşamaya başladı. Çift tekrar ayrılınca Emrullah Topaloğlu, zaten velayeti kendisinde olan 3 çocuğundan erkek olan iki tanesini da yanına alarak 2022 yılında Türkiye’ye döndü. Kız çocuğu ise annesi ile Almanya’da kalmak isteyince kızının düzenini bozmak istemeyen Topaloğlu, kızını annesinde bıraktı. Topaloğlu’nun Türkiye’ye dönmesinin ardından eski eşi, "Çocuklarımı okula göndermiyor" diyerek Topaloğlu hakkında velayet davası açtı.
5 Mayıs 2023 tarihinde Rize’ye geldikleri için Almanya’daki eğitimlerine devam edemedikleri gerekçesiyle çocukların velayeti babadan alınarak anneye verildi. Topaloğlu, söz konusu tarihten 3 gün sonra yani ilk iş günü olan 8 Mayıs tarihinde çocukların okula başladığını ispatlasa da kararı bir türlü bozduramadı. Yasal süre içerisinde mahkemenin kararına itiraz eden Topaloğlu’nun itirazı, resmi kurumlardan alınan ıslak imzalı belgelere rağmen kabul edilmedi. Biri 7, diğeri 9 yaşında olan çocukların baba ile kalarak Türkiye’de eğitim görmek istemesini de mahkeme dikkate almadı.
Eşiyle boşandıktan sonra tekrar barışınca Almanya’da yeni bir hayat kurmak üzere anlaştıklarını ve sonrasında bütün olayların yeniden başladığını söyleyen Emrullah Topaloğlu, “Almanya’da eşim evi terk ederek çocukların vekaletini bana verdi ve 2013'de ayrıldık. Beyza kızımın velayeti bende, yıllarca ben baktım. 2019’da da erkek çocuklarımın velayetini bana verdi. Almancayı öğreniyor, sonra evi terk ediyor ve velayet davası açıyor. Velayet davası ise Antalya’da açılıyor. Türkiye’ye geleyim, çocuklarımı buraya entegre edeyim diye gelir gelmez çocukları okula kayıt ettiriyorum, sisteme entegre ediyorum. Çocuklar okula gittiği zaman ben de rahat oluyorum” dedi.
Kızının velayetinin kendisinde olmasına rağmen annesinde kalmayı istediği için Türkiye’ye getirmediğini, buna rağmen şimdi 15 yaşındaki kızı Beyza ile de görüşemediğini ifade eden Topaloğlu, “Beyza’nın velayeti bende ancak gelmek istemedi. 15 yaşında olduğu için çocuğu zorlamadım, annesinin yanına bıraktım. Ben gelir gelmez velayet davası açtı” dedi.
Çocukları Almanya’dan gelir gelmez ilk iş gününde okula yazdırdığını ve yetkililerden ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesini istediğini ifade eden Topaloğlu, “Ben çocukları okula göndermedim diye tedbiren velayeti alıyor. İcra mahkemesi yolundan çocukları istiyor. Ben üç keredir vermiyorum. Ya çocukları vermen gerekiyor ya hapse gireceksin diyorlar. Çocuklar burada okula gidiyorlar, entegre oldular. Bir gerekçe yok. Okula gittiklerini ben ispatladığım halde hakim kulak vermiyor. Tedbiren velayeti anneye verdi. Geri dönüşü sağlanmıyor. Benim düşüncem çocukları elimden alıp, mahkemeyi uzatıp çocukları elde etmek istiyorlar. Çocukları 3 yaşındayken terk etti gitti. 3 ay yoktu, geldi gitti, Almanya’ya götürdüm. Çocuklar şimdi büyüdü. Biri 7, diğeri 9 yaşında. Şimdi neden değerlendi çocuklar, ben onu merak ediyorum” şeklinde konuştu.
Emrullah Topaloğlu’nun avukatı Emin Akif Köse ise, çiftin 3 çocuğunun da velayetinin annenin de rızasıyla babasında olduğunun altını çizerek, “Taraflar anlaşamamaları nedeniyle 2013 yılında Antalya’daki aile mahkemesinde boşandılar. Bu boşanma anlaşmalı bir şekilde yapılmış olup, Beyza ismindeki müşterek çocuğun velayeti babaya verildi. Evlilik birliği içerisinde sonradan doğan iki tane müşterek çocuğu oldu. Emrullah Bey'le eşi arasındaki bu boşanma davasından sonra bu çocukların doğması üzerine 2019'da bu çocukların velayeti Aile Mahkemesi’nde yeniden tarafların anlaşmasıyla Emrullah Bey'e verildi” dedi.
Antalya Aile Mahkemesi'nin talebi üzerine Topaloğlu’nun çocuklarının eğitim durumunun Almanya’daki okula sorularak olumsuz cevap alındığını, halbuki çocukların o sırada Türkiye’de okula başladığını ifade eden avukat Köse, “2022 Eylül ayında enne velayetin değiştirilmesi hakkında bir dava açtı. Bu dava sürecinde eğitimlerine devam edemedikleri gibi farklı durumlar anlatarak mahkemeden velayetin kendisine verilmesini talep etti. Tabii ki bu süreçte Beyza ismindeki müşterek çocuk velayetin babada olmasına rağmen annenin talebi sonucu yıllardır annesiyle kalmakta resmi olarak vekaleti ne kadar Emrullah Bey'de olsa da. Bu süreçte açılan davada mahkeme Almanya’daki okula eğitim ve öğretim kısmında hala devam edip etmedikleri hususunda bir dilekçe yazdı ve Almanya’daki cevabi yazıda çocukların 05.05.2023 tarihi itibarı ile okuldaki eğitim öğretimlerine devam etmedikleri hususunda bir cevap geldi. Bunun üzerine mahkeme 7 gün sonra ara bir kararla geçici velayetin anneye verilmesine karar verdi. Bu vekaletin verilme nedeninde ise eğitim öğretim hayatlarına devam edememesi belirtildi ve başka hiçbir gerekçe gösterilmedi. Bunun üzerine Emrullah Bey'le görüştüğümüzde o tarihte Almanya’dan Türkiye’ye kesin bir dönüş yaptığını ve bunu hem eşine hem de okula bildirdiğini ve bu şekilde Almanya’dan Türkiye’ye geldiklerini belirtti. Bunun üzerine yaptığımız araştırmada İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde Ardeşen’de baktığımız zaman 08.05.2023 tarihinde yani hafta sonu sonraki ilk pazartesi gününde burada Emrullah Bey'in okula çocukların eğitimine devam etmesi için başvuru yaptığı görülmekte” ifadelerini kullandı.
Mahkemece verilen kararın hukuksuz olduğunu düşündüklerini söyleyen Köse, “Evrak işlerinin tamamlanmasının ardından iki müşterek çocukta okuldaki eğitim öğretimine devam etmiştir. Bunun üzerine mahkemenin verdiği gerekçenin gerçek dışı olduğu düşüncesiyle mahkemeye itiraz dilekçesi verdik. İtiraz dilekçemizde bu durumu da belirttik. Gerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden aldığımız kağıtlarla, gerek okuldan aldığımız yazılarda çocukların 08.05.2023 tarihinde Emrullah Bey tarafından velisi olarak okula başvuru yapıldığı, evrak işlerinin yapılmasının hemen ardından eğitim öğretim sürecinin başladığı görüldü. Bütün delilleri ıslak imzalı bir şekilde mahkemeye sunmamıza rağmen mahkeme halen daha bu talebimizi kabul etmemiş durumda. Çok açıkça hukuka aykırı olduğu düşüncesi içerisindeyiz. Nitekim mahkemenin kararda göstermiş olduğu tek bir gerekçe var ve resmi kurumlardan alınan yazılarla da bu gerekçenin normal somut olayda da olmadığı açıkça görülmekte” dedi.
Çocukların annelerinin Almanya’da yaşaması nedeniyle çocukları yurt dışına kaçırmasından korktuklarını, müvekkilinin bir daha çocuklarını göremeyeceği endişesi taşıdığını söyleyen Köse, “Mahkeme hiçbir şekilde velayetin değiştirilmesi konusunda karar kılmadı. Karşı taraf ise bu durumu fırsat bilerek müvekkilimi birçok yere şikayet ederek müvekkilimi korkutmaya devam etmektedir. Bu şekilde devam etmesi halinde ise annenin çocukları alarak yurt dışına çıkarması ve belki de müvekkilimin çocuklarını bir daha görememesi ihtimali bulunmaktadır. Buna rağmen biz velayetin değiştirilmesi halinde dahi en azından yurt dışına çıkmalarını engelleyebilmek için kanunen, hukuken engel olmayacak şekilde yut dışı çıkış yasağı konulmasını talep ettiysek mahkemede bu durum değerlendirilmiş bir halde bile değil” ifadelerini kullandı.
Emrullah Topaloğlu’nun 1 hafta içerisinde çocukları teslim etmediği için cezaevine girme ihtimali olduğuna da değinen Köse, “Çocukları müvekkilim teslim etmemesi halinde şu anlık bir aylık bir hapis cezası ile karşı karşıyadır. Eğer mahkeme bu kararı geciktirmeyip hukuka uygun bir şekilde vermesi halinde müvekkilimin böyle bir sorunu hiçbir şekilde olmayacak. Şu an yaklaşık 5-6 günlük bir süresi var en fazla. Müvekkilimin hapse girme ve çocuklarının ortada kalma ihtimali bulunmakta” şeklinde konuştu.
Yorumlar (0)