Yenidoğan Çetesi’nde kritik bir isim olan Doktor İlker Gönen’in, tutuklu bulunduğu Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde intihar etmesi, kamuoyunda derin yankı uyandırdı. 10 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan Gönen’in, bileklerini keserek yaşamına son verdiği bildirildi.
Cezaevi kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Gönen çay bardağı ile bileklerini kesti ve hemen ardından acil butonuna basarak görevlileri çağırdı. Ancak ilk müdahale ve ambulansla hastaneye götürülmesine rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada, Gönen’in sağ bileğinde derin kesik, sol bileğinde ise küçük bir kesi bulunduğu belirtildi.
İlker Gönen, son duruşmada 10 bebeğin ölümüne ilişkin verdiği ifadelerle gündeme gelmişti. Mahkemede, bir bebeğin mesai bitimi öncesi ölmesini istemesine ilişkin sorulara soğukkanlılıkla verdiği yanıt, kamuoyunda büyük tepki toplamıştı. Gönen, bu ifadesinde bir başka doktorun mesai çıkışından önce bebeğin “ölmesini umut ettiğini” kabul etmişti.
Fezlekelerde “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen suç örgütünde ikinci adam olan Gönen’in, liderlik pozisyonunu örgüt şemalarında net biçimde belirten detaylara yer verildi. Medisense Sağlık Hizmetleri’nin kilit isimlerinden biri olan Gönen’in, bebek yoğun bakım ünitelerindeki tedavileri kazanca çevirmek amacıyla planlar yaptığı ve bu süreçte bazı bebeklerin gereksiz yere yoğun bakımda tutulduğu iddia edilmişti.
İddianameye göre, örgüt elemanları devlet hastanelerinde doğup yoğun bakıma alınması gereken bebekleri tespit ediyor, bu bebekleri örgüte bağlı özel hastanelere yönlendiriyordu. Bu süreçte, bebeklerin tedavi süreleri gereksiz yere uzatılıyor ve bazı durumlarda yetersiz tıbbi müdahale nedeniyle ölümler meydana geliyordu. Gönen, 10 bebeğin ölümüne neden olmanın yanı sıra hastanelerde usulsüz ilaç kullanımı ve maddi kazanç sağlama suçlamalarıyla da karşı karşıyaydı.
Cezaevinde intihar eden Gönen’in ölümüyle birlikte dava süreci yeni bir boyuta evrilmiş durumda. Yetkililer, olayla ilgili geniş kapsamlı bir inceleme başlattı. Gönen’in mahkemede verdiği ifadelerin, suç zincirindeki diğer isimler üzerindeki etkisi ve davanın seyrini nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.
Doktor İlker Gönen, yenidoğan çetesi olarak bilinen örgütünün iki numaralı ismi olmakla suçlanıyordu.
Fezlekeye göre, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı, Dr. İlker Gönen ile birlikte İstanbul içerisinde birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldı. Fırat Sarı daha sonra da, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaştıkları hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdi.
Şebekenin sağlık çalışanları, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç aracılığıyla, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları tespit etti. Fezlekedeki suç örgütü şemasında, örgüt elebaşı, yöneticileri ve üyelerinin isimlerine yer verildi.
Şemaya göre, suç örgütünün elebaşılığını Fırat Sarı'nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir'in ise yönetici olduğu belirtilen fezlekede, örgütün üyelerinin ise Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar olduğu aktarıldı.
Yenidoğan bebeklerin bazıları, doğumdan sonra yoğun bakıma ihtiyaç duyuyor. Çete, bu durumu fırsat bilerek, bebeklerin yoğun bakım gereksinimi paraya çevirmeye başladı. Bebek yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerle anlaşma yaptılar. Çete üyeleri kendileri için de bebek bakım için tesisler kurdu veya kiraladı. Bebekler, uygun sağlık hizmeti alacakları hastanelere değil, 112 Acil Servisi ile ortak çalışan şüphelilerin seçtiği ve "örgüt adına kârlı görünen" hastanelere gönderiliyordu.
İddianameye göre, çetenin asıl amacı bebeklerin iyileştirilmesinden ziyade daha çok para kazanmaktı. Fakat enfeksiyona açık bir ortam olan yenidoğan ünitelerine yatırılan bebeklerden bazıları, normalden daha uzun süre yatılı kaldıkları veya hiç gereksinim yokken bu bölüme yönlendirildikleri için hayatını kaybetti.
Şüpheliler ayrıca, usulsüz bir şekilde hastanedeki ilaçları satarak maddi kazanç elde ediyordu.
Yorumlar (0)