Ülkemizde öyle olaylar yaşanmaya başladı ki artık;
-"pes doğrusu !.."
demeden geçemiyoruz. İşte gene böyle bir gelişme ve vahşetle, yeni doğan bebeklerin özel hastane yoğun bakımlarında kasten öldürüldüğü haberleriyle sarsıldık. Akıllara durgunluk veren bu masum yavruların cinayetleri; sadece SGK dan daha fazla para alabilmek için işlenmiş.
Bu nasıl bir vicdandır?
Bu bebekleri kıyanlar insan olabilir mi?
Daha fazla para kazanmak için bu nasıl bir hırs ve ihtirastır ?
İnanın tam bir akıl tutulması yaşıyoruz !
Yaşanan bu hadisenin boyutları genişleyerek devam ediyor. Hatta benzeri cinayetlerin sadece bebeklerle sınırlı kalmayıp; yetişkinler için de söz konusu olduğu iddiaları kanımızı donduruyor !
Bu ölüm çetesi nasıl bu kadar pervasız olabiliyor?
Nereden bu cesareti alıyor ?
Hadisenin ortaya çıkmasından sonra 49 kişinin gözaltına alındığını, 10 özel hastanenin kapatıldığını düşünürsek eğer, olayın daha da geniş kitlelere doğru genişlemesi söz konusu gibi...
Ruhsatları iptal edilen bu hastanelerin bazılarının devlet yetkilileri tarafından "üstün hizmet kalitesi ödülü" ile takdir edilmiş olması ayrıca çok düşündürücü değil mi ?
Denetim nerede?
Yaşanmakta olan bu gayri insani vahşet, ülkemizi, tıp alemine ve dünyaya karşı rezil etmiştir.
Sağlık turizmini baltalamış, özellikle özel hastanelere olan güveni zedelemiştir.
ÖZEL HASTANELER KAMULAŞTIRILMALIDIR
Öbür taraftan da ülkemizin sağlık politikalarının çarpık lığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Devletimiz bu hadiseden sonra umarım özel hastanelere olan bakış açısını değiştirir. Hukukta " fırsat eşitliği " ilkesini yok eden, tıpkı bir AVM zihniyetinde çalışan bu hastanelerin devleti soymasına, insan yaşamını hiçe sayan bu zihniyete engel olmak için gerekli tedbirlerini alır. Benim fikrimi sorarsanız eğer;
-" özel hastaneler kamulaştırma kapsamına " alınmalı.,
insan hayatı ve sağlığı bir ticari malzeme olmaktan çıkartılmalıdır...
Vatandaşlarımızda infiale sebep olan, insan olan herkesin vicdanını kanatan bu bebek cinayetleri karşısında söyleyecek tek bir kelime bulamıyoruz.
Artık bu ülkede:
" Tuzun koktuğu yerdeyiz !.. "
Dileriz vuku bulan bu utanç verici hadiseler, sınırlı boyutlarda kalır. İnsanlıktan çıkmış bu katiller sürüsü hak ettikleri cezayı alırlar diyeceğim ama....;
-hangi yasalarla,
hangi kanun uygulayacağı adamlarla?
Bu canilerin kısa bir zaman sonra tekrar aramıza dönemeyeceğine inanan kaç kişi var bu memlekette ?
Çünkü tuz kokmuş....
Güven bitmiş !...
Bir insan kendisini yada bir yakınını hastanelerde dahi güven içinde hissetmiyor ise eğer...
Sözün bittiği yerdeyiz!..
................................
2025
Bülent Okunakol'un 'Oynatmaya az kaldı!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Katil Öcalan'ı affedenleri bu millet asla affetmez! Bu yolun sonu Kürdistan'a çıkar' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Birisi lütfen şaka desin!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Gölhisar Devlet Hastanesi'nde eksik uzman hekim konusunda değişen bir şey yok!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Suriye'de her yol İsrail'e çıkıyor(demiştim)' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Suriye'de olanları doğru şekilde okuyabilmek! Her yol İsrail'e çıkıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Suriye'de iç savaş ve çağrışımlar' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Cakarta'da Osmanlı Torunu ve Avusturya'da ben' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Bülent Okunakol'un '24 Kasım Öğretmenler Günü'nde saygıdeğer Öğretmenlerimize bir çağrı' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)